TCMB geç kaldı

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS [email protected]

 

TCMB, Türk Lirası'ndaki değer kaybına müdahale etmekte geç kaldı. TL'deki düşüş faiz indirimlerinden sonra başladı. Ardından Taksim Gezi Parkı olayları patlak verdi. Düşüş hızlandı. Bundan iki hafta önce EUR/USD paritesi 1.28, Dolar Endeksi 84.50 seviyesindeyken, ''Dünyadaki bütün paralar dolar karşısında güçsüz. Bu nedenle bir sorun yok.'' yorumu yapılıyordu. Merkez Bankası'nın tepkisiz kalması konusunda, o zaman bu gerekçe ileri sürülüyordu. Bu hafta EUR/USD 1.33 oldu, Dolar Endeksi 81'e düştü. USD/TL 1.90'ın üzerine yerleşmeye çalışıyor. Sözel müdahalelerin bırakılıp, harekete geçilmesi gerekiyordu. Merkez Bankası en sonunda döviz satım ihalelerine başlayacağını açıkladı. 

Kurun bir üst platoya yerleşmesinin, şu aşamada faydadan çok zararı olur. Merkez Bankası'nın yayımladığı son veriye göre önümüzdeki on ayda ödenmesi gereken dış borç 155-160 milyar dolar.  Son bir yıla bakıldığında, USD/TL kurunun 1.80 ortalamaya sahip olduğu görülüyor. Ekonomideki aktörler, 1.75-1.85 arasında gidip gelen kurdan memnundu. Bu denge bozulmuş gibi gözüküyor. Açıkçası, kurun 1.85'in üzerinde zaman geçirmesine merkez bankasının pek sıcak bakmayacağını düşünüyorduk. Merkez Bankası belki de fazla bir sorun görmüyor. Diğer taraftan, kur artışının enflasyon geçişkenliği de problem yaratabilir. Şu an yüzde 6.5 olan enflasyonun, yaz sonunda daha aşağılarda oluşabileceğini düşünüyoruz. Aslında emtia fiyatlarındaki düşüş trendi aylardır enflasyonu destekliyor. Bu desteğe rağmen, enflasyon hedefinin uzağındayız. Sonbahardan itibaren enerji fiyatları artmaya başlayabilir. Önce kasırga sezonu, ardından kış gelecek. Bu yorumları, mevcut enflasyon hedefine göre yapıyoruz. Belki de temmuz ayında açıklanacak enflasyon raporunda, hedef yukarı yönlü revize edilecek.

USD/TL kurunun daha fazla yükselmemesi için sadece merkez bankasının hamleleri yetmeyebilir. Yaşanan olayların da bir şekilde bitmesi gerekiyor. Bitiş varsayımıyla, Türkiye ekonomisi ile ilgili pozitif beklentilerimizi koruyoruz. 2013 ilk çeyrek büyüme rakamı gerçekten müthiş. Bizim beklentimizin de çok üzerinde geldi. Açıklanan rakamın ilk çeyrekteki sanayi üretimi ile ilgisi olmasa da, sonuç olarak yüzde 3'lük bir büyüme gerçekleşmiş. Yüzde 4'lük 2013 hedefini yakalamak daha kolay olacak gibi gözüküyor. Merkez Bankası'nın para musluklarını açtığını da düşünürsek, belirsizliğin ortadan kalkmasıyla iç talep toparlanmaya başlayabilir. Para politikasının etkisi sınırlı olursa, dördüncü çeyrekte maliye politikası da devreye girebilir.

Hisse senetleri konusunda biraz daha temkinliyiz. BIST 100, 93.000'den 75.000'e kadar düştü. Bu kadar büyük bir darbe yedikten sonra, toparlanması biraz zaman alabilir. Kaldı ki, dışarıda da kafa karışıklığı var. Fed'in tahvil alımlarını azaltmasını bekleyenlerin sayısı giderek artıyor. ABD'deki piyasa profesyonelleri arasında yapılan bir anketten çıkan sonuca göre, 30 Ekim 2013'deki toplantısında Fed azaltıma girişecek. Bunun sıkılaştırma politikasının başlangıcı olacağı düşünülüyor. Tahvil alım programlarının tam anlamıyla bir ''gevşetme'' olmadığını en başından beri savunuyoruz. Bu nedenle, tahvil alımlarının azaltılması da gerçek bir ''sıkılaştırma'' olmaz. Tabii piyasalar gevşek para politikasında sona gelindiğini düşünerek hareket edebilir. Sert fiyat aksiyonları görülebilir. Bu da bizim borsa endeksimizde ekstra bir baskı oluşturabilir. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019