TCMB dolar fiyatını kontrolde kararlı

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

 

 

DÜNYA'da pazartesi günü Alaattin Aktaş'ın TCMB'nin "Reel Efektif Döviz Kuru" ile ilgili yazısı yayınlandı.
Alaattin Aktaş endeksin nasıl hazırlandığını ve endeksteki gelişmeye göre döviz kuru fiyatlamasının (teorik olarak) nasıl yapıldığını anlattı.
Aynı gün TCMB Başkanı AA'ya  "Reel Efektif Döviz Kuru" ile ilgili açıklama yaptı.
2003 Yılı 100 esaslı endeksin 117'e yükseldiğini, endeksin izleneceğini,  120-125 bandına çıkması halinde döviz kuruna müdahale edileceğini açıkladı.
Şu anda TCMB'nin elindeki silahlar yüzde 5.75 oranındaki politika faizinin düşürülmesi, bankaların zorunlu karşılık oranlarının artırılması olarak görülüyor.
Başkanın konuşması ile faizler yüzde 6.59'dan yüzde 6.23'e geriledi. Dolar 1.80 TL'ye, döviz sepeti 2.02'den 2.05'e yükseldi.

Başkan bankaların kredi büyümesini yüzde 15'de sınırlama konusundaki kararı teyid etti. Hatta büyüme oranını yüzde 10'a düşürdü. Bu ekonomiye frenin süresinin uzatılması demektir. Bekleyiş, bankaların tüketici kredileri dışındaki kredilerinin faizleri ile mevduat faizlerinin gerilemesi şeklinde.
2013 yılında iç talepte ılımlı bir büyüme, ihracata dayalı bir üretim artışı bekleyişi var.
Biz uzun süredir kredi notumuzun neden artırılmadığını soruyorduk. Not artmamasına üzülüyorduk.
Üç büyük notçudan biri not artırdı diye şimdi telaşa düştük. Üretimi, büyümeyi, istihdamı unuttuk. Ya ülkeye oluk oluk döviz gelir de döviz fiyatları ucuzlar ise diyerek tedbirler alıyoruz.
Tedbir almak yerindedir. Döviz fiyatlarının ucuzlaması dengeleri alt üst eder. Doğrudur. Ama bizim ana sorunumuz üretim.
Telep gerilediği için mevcut tesisler üretimini artıramıyor. Yeni yatırım yapılamıyor. İstihdam konusunda olumsuz bekleyişler var.
Üzerinde durmamız gereken noktalar bunlar.

İyi de, talep nasıl artırılabilir?  İç talebin uyanması insanların gelirlerinde belli oranda artışa veya tüketici kredilerinin açılmasına bağlı.
Dış talebin artması,  döviz fiyatının ihracatçıyı teşvik eder çizgide olmasına bağlı.
TCMB'nin Türk Lirası'nın aşırı değerlenmesini önlemeye dönük çabaları bu bakımdan önemlidir ama, ihracatçı bugünkü döviz fiyatından bile memnun değil.
Banka kredilerindeki artışın sınırlandırılması, özellikle tüketici kredilerinin açılmaması
İç piyasada canlanmaya imkan vermeyecektir.
Biz bundan önceleri "Ah dövizimiz bol olsa da yatırım yapabilsek, büyümeyi hızlandırabilsek" diye dertlenirdik. Şimdilerde "Döviz çok bollaştı. Üretimi ve büyümeyi sınırlayamaz isek, sorunlar çıkabilir" telaşına düştük.
Acaba oluk oluk döviz gelecek bekleyişinde biraz abartma yok mu? Eğer abartma var ise, abartılı bekleyişin yarattığı endişe ile alınan kararlar ekonomiye zarar vermez mi? Bunları da tartışmamızda yarar vardır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018