TCMB doğru olanı yaptı

Prof. Dr. İbrahim ÜNALMIŞ
Prof. Dr. İbrahim ÜNALMIŞ EKONOMİ NOTLARI ibrahim.unalmis@dunya.com

Son dönemde oluşan belirsizlik ortamı son 25 yılın zirvesine çıktı diyebiliriz. Hem yurt içi siyasi gelişmeler hem yurt dışında Trump 2.0 politikalarının yarattı­ğı belirsizlik ortamı geleceğe yönelik ka­rar alan ekonomik birimler için zorlu bir ortam oluşturmaya başladı.

Nitekim, BloombergHT tüketici güve­ni ön endeksi Nisan ayının ilk yarısında gerileme kaydetti. Artan belirsizlik orta­mında tüketimin ötelenmesi gayet doğal bir tepki. İlk üç aylık enflasyon %10 sevi­yesinde ve reel ücretleri azaltmaya devam ediyor. Kur artışları, mevduat ve tahvil fa­izlerindeki artışlar ve hisse senedi piya­sasındaki sert hareketlerin de tüketim eğilimini azalttığı kanaatindeyiz. Diğer taraftan, tüketici kredi faizlerinin Mart ortasından beri 300 baz puan artarak %73 seviyesine geldiğini gözlemliyoruz. Bu durumun da borçlanarak tüketim eğilimi­ni azaltacağını söyleyebiliriz.

Şirketler kesimi için artan borçlanma maliyetlerinin şirketlerin yatırım ve üre­tim kararlarında etkili olmaya başladığı­nı söyleyebiliriz. Mart ortasında %55 se­viyesinde olan ticari kredi faiz oranları Nisan başında %63’e yükseldi. Bu 2024 Temmuz ayından beri gördüğümüz en yüksek oran. Artan maliyetlere yurt dışı belirsizlikleri eklediğimizde mevcut ya­tırım ve üretim stratejilerinin gözden ge­çirilmesi ve ertelenmesi kaçınılmaz görü­nüyor.

Üretim ve tüketim tarafındaki gelişme­leri genel olarak değerlendirdiğimizde çok parlak bir resim çıkmıyor. Enflasyon tarafına baktığımızda Mart ayında enf­lasyonun %38.1’e gerilediğini görmüştük. TCMB’de enflasyonda eğilimin aşağı yön­lü olduğu iletişimini yapmıştı. Mart-Ni­san arasında TL sepet bazında %9.8 de­ğer kaybetti. Dolar bazında ise %5.5 civa­rında bir değer kaybı söz konusu. Elektrik zammının etkisini 0.45 yüzde puan ola­rak hesaplıyoruz. Petrol fiyatlarının ise enflasyonu aşağı yönü etkilemesini bek­liyoruz. Bu gelişmeler neticesinde Nisan enflasyonun %3 ile %3.5 arasında gerçek­leşme ihtimali yüksek. Geçen yılın Nisan enflasyonu %3.18 seviyesindeydi. Bu yıl bu rakamın üzerinde gelmesi durumun­da yıllık enflasyonda artış göreceğiz. Bir başka deyişle, enflasyon görünümü de pa­ra politikası açısından çok iç açıcı değil.

Ülke risk primi göz önünde bulundurul­ması gereken diğer bir konu. TCMB’nin acil toplantı ile gecelik borçlanma faizi­ni %44’ten %46’ya yükseltmesi ve hafta­lık repo ihalelerine ara vermesinin ardın­da yatan sebep risk primindeki ani ve sert artıştı. Risk primindeki artış döviz tale­bini artırmıştı. Yurt içi gelişmelerin üze­rine bir de Donald Trump’ın tarife artışı şoku geldi. Bu gelişmelerin de risk primi üzerinde yukarı yönlü etkisi olduğu söy­lenebilir. Bu çerçeveden bakınca risk pri­mindeki artışın kısa sürede kalıcı bir şe­kilde gerilemesini beklemiyoruz.

Merkez Bankası ne yaptı?

Yukarda özetlediğimiz ortamda TCMB neler yapabilirdi? Faiz koridorunun mev­cut yapısını koruyabilirdi. Böyle yaptı­ğında risk primindeki artışın geçici oldu­ğu varsayımı ile hareket etmiş olacaktı. Fakat TCMB politika faizini %46’ya, ge­celik borç verme faizini %49’a yükseltti. Anladığımız kadarıyla TCMB haftalık re­po üzerinden piyasayı fonlamaya başla­yacak. Dolayısıyla ağırlıklı ortalama fon­lama maliyeti yine %46 seviyesinde olu­şacak. Fakat bu kararla TCMB 300bp’lik yukarı yönlü bir esneklik yarattı kendine. Özellikle yurt içi siyasi gerilimin yüksek, yurt dışı piyasalarda stresin tarihi yük­sek seviyelerde olduğu bir ortamda Kurul üyelerinin verdiği kararı çok olumlu bu­luyoruz.

Şunu da belirtmekte fayda var. Beklen­tilerin bozulduğu ve ekonominin yavaşla­dığı bir ortamda artan faizler reel sektör için daha zorlu bir ortama işaret ediyor. Önümüzdeki aylar herkes için zor geçe­cek. Diğer taraftan, daha önceki tecrü­beler gösteriyor ki TL’nin değerini koru­mak için geç atılan adımların maliyeti da­ha yüksek oluyor. Bu nedende TCMB’nin aldığı kararı doğru buluyoruz ve gelecek dönemde risk primindeki olası düşüşler sonrasında faiz indirimi için elinin daha güçlendiğini düşünüyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Siyaset ve ekonomi 24 Mart 2025