TBMM'nin 3'üncü yasama yılı başlarken

Taylan ERTEN
Taylan ERTEN ANKARA'dan [email protected]

 

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 24. Dönem 3'üncü Yasama Yılı'na "bildik" ortamda başladı. Bir bölümü dış, büyük bölümü ise iç ekonomik ve siyasi etkenlerden beslenen siyasi gerilim yıllardır bu ortamın değişmez özelliği.

Gerilimin "merkezinde" ülkenin, herkes tarafından malûm "büyük sorunları" var. İktidarı ve muhalefetiyle siyaset kurumunun bu sorunlar karşısındaki "başarımı/performansı" ise tartışmalı. Gerilimin "voltajı" bir de bu nedenle her daim yüksek!

TBMM'nin "yasama başarımı" da hiç şüphesiz bu ortamdan bire bir etkileniyor. İktidarın "sayısal çoğunluğunu" meclisin yasama faaliyetine genellikle "mutlak güçle" yansıtması, mecliste temsil edilen muhalefetin komisyon ve genel kurulu kapsayan kanun yapım süreçlerine, iktidardan "farklı" ve "geliştirici" katkıda bulunmalarını çok büyük ölçüde sınırlıyor.

7 saate 1 kanun

TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in yılın ilk birleşimini açış konuşmasında geçen iki yasama yılına ilişkin "başarım" bilgileri de var. İktidar ile muhalefete mensup 550 milletvekilinin birinci ve ikinci yasama yıllarında komisyonlar ve genel kurul ne kadar çalıştıkları, kaç kanun çıkardıklarını bu bilgiler sayesinde öğrendik. Vekillerin kolektif "başarım" tablosu şöyle:

 Meclise iki yılda hükümet tarafından 419 kanun tasarısı ile 270 kanun hükmünde kararname, iktidar ve muhalefet milletvekillerince de 845 kanun teklifi sunuldu. Yasama sürecine giren toplam 1,534 tasarı teklif ve KHK'den 119'u komisyon-genel kurul aşamalarına ulaşarak kesinleşti.

Çiçek'in verdiği bilgiye göre, tüm bu çalışmalar için 132 birleşim, 597 oturum yapıldı; milletvekilleri toplam 856 saat çalıştı. Bu veriler ışığında milletvekilleri "ortalama" her 7 saat 20 dakikada 1 kanunu kabul ettiler. 5 oturumda 1 kanun çıkardılar. Birleşim başına 6 saat 48 dakika, oturum başına 1 saat 44 dakika çalıştılar.

Yasama faaliyetini kapsayan toplam 856 saatlik çalışma dikkate alındığında milletvekilleri iki yılda ortalama 1 saat 55 dakikalık emek harcadılar. Bu arada, muhalefet milletvekilleri iktidarı "denetleme" yollarından biri olan yazılı ve sözlü soru önergelerini yoğunlukla kullandılar. İki yılda başbakan ile bakanlara 2,304 sözlü, 10, 811 yazılı soru yöneltildi. İlgililer 451 sözlü, 7,412 yazılı olmak üzere toplam 7,863 soruyu cevaplandırdılar.

Kılıçlar TBMM'de çekildi!

Yeni yasama yılını 24'üncü Dönem'in ilk iki yılından farklı kılan bir faktör bir de "olgu" var. Faktör, siyasetin önümüzdeki 3 yıl boyunca sürekli "seçim zemininde" cereyan edeceğidir; 2013 yılında yerel seçim, 2014 yılında milletvekili genel seçimi, 2015 yılında cumhurbaşkanı seçimi. Olgu da Başbakan Tayyip Erdoğan'ın TBMM'nin açılışından bir gün önce toplanan parti kongresinde yaptığı konuşmada satır aralarını kurcalamayı gerektirmeyecek kadar mevcut.

Erdoğan'ın açıkça gündeme koyduğu "başkanlık sistemi" amacının, 2012-2013 diliminde nasıl sonuçlanacağı belirsiz "yeni anayasa" çalışmalarına yansıyıp yansımayacağı belirsiz. Ama siyasi rotasını 2015 yılına "kerteriz" aldığı son derece net Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül arasında önümüzdeki sürede gittikçe sertleşebilecek "siyasi rekabetin" başlıca "etkeni" bu.

Cumhurbaşkanı Gül'ün TBMM açış konuşmasında hükümeti doğrudan ilgilendiren bazı temel konu ve sorunlarda "farklı" bir gündemi ve çözüm taleplerini vurgulaması; bu arada son günlerde hükümet ekonomi yönetiminde de izlenen "sıkılama-genişleme" tartışmasında ağırlığını "mali disiplinden" yana koyması da ikili arasındaki mesafenin açılmakta olduğunu işaretliyor.

Başbakan Erdoğan'ın ekonomi yönetiminde Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın "liderliğinde" süren tartışmada, ağırlığını "mali disiplini esneterek büyümeye devam" kefesine koyduğun da hatırlatalım. Ve nihayet, başbakanın, tutuklu milletvekillerine yargılama sonuna kadar yasama özgürlüğü sağlanmasını öneren cumhurbaşkanını ilk kez "kamuoyu önünde" ret etmesini, voltajın "ikili gerilimde" de yükseldiğine işaret sayabiliriz. Türkiye " sert zamanlara" gidiyor!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Atilla Karaosmanoğlu 13 Kasım 2013