TBMM son yasama yılına girerken…
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin önümüzdeki Cuma günü başlayacak 23'üncü Dönem 5'inci Yasama Yılı tempolu geçeceğe benziyor. Bir kere, ihtisas komisyonlarında ve genel kurulda geçen yıldan bu yıla devreden, önemli tasarılardan oluşan birikimli bir gündem var ki, sonuçlandırılması şart.
Birikimli gündeme ilaveten; geçen yılı 1982 Anayasasının 26 maddesini değiştirerek 'kapatan' TBMM, başta yüksek yargı kurumları olmak üzere iş ve emek dünyalarıyla, idari yapıyı ilgilendiren 'uyum' yasalarını da çıkarmak göreviyle karşı karşıya.
Son olarak, TBMM gireceği 'son' yasama yılını hafif erkene alınmış milletvekili genel seçimleriyle kapatacak. Başbakan Tayyip Erdoğan yaklaşık zamanı da verdi: Seçim, normal tarihi olan Temmuz 2011'e kalmayacak; büyük olasılıkla Mayıs-Haziran 2011 aralığında sandıklar kurulacak.
Kadükleşme tehlikesi
Hükümetin anayasa değişikliklerine ilişkin 'uyum' yasalarını TBMM'ye ne zaman göndereceği henüz bilinmiyor. Ama, geçen yasama yılından devreden 'birikimli' gündemde kayıtlı; üstelik genel kurulda müzakereleri ilerlemesine rağmen 'yarıda' bırakılan bazı tasarılar bu yıl da sonuçlandırılmazsa 'kadük/eskimiş' hale gelecek.
Kadükleşme olasılığı başta iş dünyası sözcülerinin hemen her fırsatta 'bir an önce çıkarılmasını' istedikleri Türk Ticaret ile Türk Borçlar Kanunu Tasarılarını tehdit ediyor. Tehdit bunlarla sınırlı değil; komisyon ve genel kurul aşamalarında bekleyen bir bölümü ekonomiyle ilgili başka önemli tasarılar da var.
Gerçi, son dönemde yapılan bir düzenleme 'kadük' tasarıların hükümetçe yeni yasama döneminde 'tekrarlanarak' meclise sevk edilmesini mümkün kılıyor. Dolayısıyla ticaret ve borçlarla birlikte ilgi bekleyen diğer önemli tasarılar 24'üncü Dönem TBMM'since ele alınabilir. Tabii, bu imkânın, zaten uzamış işi biraz daha uzatacağı da açık!
Muhalefet de sorumlu
Sözün özü şu: 23'üncü Dönem TBMM bu son yılında gerek ihtisas komisyonları gerek genel kuruluyla verimli ve yüksek tempolu çalışmak zorunda. Bu noktada iktidar kadar muhalefet de sorumlu. İktidarın komisyonlarda, genel kurulda çoğunlukta olması, bu sorumluluğu ortada kaldırmaz.
Meselâ, TBMM'nin muhalefet kanadı, Türk Ticaret Kanunu Tasarısının 'başına gelenlerde' oynadığı engelleyici rolü gözden geçirmeli. İktidar sorumluysa, kamuoyu önünde açıkça ve ısrarla teşhir etmeli; iktidarı meclisi çalıştırmaya zorlamalı.
Muhalefet kanadı CHP ile MHP olarak bu yolda ilk adımı genel kurulda arıda bırakılan Türk Ticaret Kanunu Tasarısını hareketlendirerek atabilir. Bu konuda kendilerini eleştiren iktidar kanadını dayanaksız bırakabilir. Yol bir kere açılabilirse, yarıda kalan, geciken, bekleyen çok sayıda tasarı veya teklifin de 'bahtı' açılabilir!