Tatlı program yok
4 Haziran’da Bakan Mehmet Şimşek, ‘Türkiye’nin rasyonel zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır.” açıklaması ile işe başladı. Döviz kurları da yükselmeye…
Bakan Mehmet Şimşek, 16 Haziran’da TÜSİAD ve Bankalar Birliği yönetimi ile görüşerek ‘Program ilkeleri’ni paylaştı, destek aldı. Uygulamaların işaret fişeği Merkez Bankası’nın 22 Haziran’da faizi artırmasıyla atıldı..”Parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir.” açıklaması yapıldı. Faizi yüzde 40’a kadar bekleyenler vardı, 15’te kaldı.
Açıklamada “Mevcut mikro ve makro ihtiyati çerçeve, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal süreci güçlendirecek şekilde sadeleştirilecektir.” mesajı da yer aldı.
'Sadeleşme sürecek'
Aynı gün Bakan Mehmet Şimşek:”Ekonomi felsefemizin temeli; teşebbüs hürriyeti, piyasa ekonomisi, dışa açık serbest kambiyo rejimi, dalgalı kur sistemi ve enflasyon hedeflemesi modeli ilkeleri tarafından belirlenen çerçeveye dayanmaktadır.” açıklamasına bulundu.
23 Haziran’da Bankalar Birliği yönetimiyle görüşen Merkez Bankası’nın kuru baskılamak için döviz satışı yapılmayacağını dile getirdiği belirtildi.
Döviz kurlarındaki yükseliş hızlandı. 25 Haziran: Merkez Bankası menkul kıymet tesisi uygulamasının sadeleştirilmesi yönünde ilk adımı attı. Alınan kararla bankaların bilançolarındaki TL ağırlığı yükümlülüğü yüzde 60’tan yüzde 57’ye, yüzde 10 olan menkul kıymet tesis oranı da yüzde 5’e indirildi. Sadeleşmenin süreceği mesajı verildi.
Vergi yoluyla gelir artışı hedefi
27 Haziran: Bakan Şimşek Merkez Bankası rezervlerinde bir haftada 8,5 milyar dolar ile tarihin en büyük haftalık artışının yaşandığını kaydetti. TL cinsi enstrümanları cazip hale getirmek için Kur Korumalı Mevduatta stopaj desteğini yıl sonuna kadar uzatıldığını açıkladı.
İlk sonuç alındı, döviz kurlarının artık daha da yükselmeyeceğine kanaat getirilecek nokta şekillenmeye başladı. Sıra iç dengeye geldi ve 5 Temmuz’da Torba Yasa TBMM’ye sunuldu. Bütçe açığını Maastricht kriterleri seviyesine çekmek için vergiler yoluyla gelir artışı hedeflendi.
Dolarizasyondan kurtularak döviz biriktirmeye çalışıyoruz
Neler var? MTV iki katına çıkarılıyor. Çevre Kanunu cezaları iki katına çıkarılıyor. Kurumların taşınmazlarını satışında istisna oranı düşürülüyor. Akaryakıt ve doğal gaz ÖTV’si altı ayda bir ÜFE’ye endeksleniyor.
Alkol ve sigaraya da ÖTV zammı geliyor. Yatırım fonu gelir istisnası, taşınmaz satışından kurumlar vergisi istisnası kaldırılıyor. Kurumlar vergisi yüzde 25’e, finansal kuruluşlar kurumlar vergisi yüzde 30’a çıkarılıyor.
Kur Korumalı Mevduat uygulamasında Hazine desteği merkez Bankası’na aktarılıyor. 6 Temmuz: Bakan Şimşek nihayet ‘Program’dan söz ederek ‘ Program’ın üç temel bileşeni olduğunu söyledi:” Mali disiplinin yeniden tesisi, bütçe açığının Maastricht kriterleri ile uyumlu seviyeye çekilmesi. Enflasyonun tek haneye düşürülmesi için kademeli parasal sıkılaştırma ve enflasyon hedefi ile uyumlu gelirler politikası.
Makro finansal istikrarı ve kalıcı makro finansal istikrar için yapısal reformlar…” Sonuç olarak en yumuşak ifadeyle; bir yandan dolarizasyondan kurtulmaya çalışıyor, aynı zamanda döviz biriktirmeye çalışıyoruz. Diğer yandan kamu olarak artan harcamaları finanse etmek için yeni gelir yaratıyor, yeni gelirlerin yanı sıra KKM’yi Merkez Bankası’na devrederek bütçe vitrinini restore ediyoruz.
Üçüncü olarak da enflasyonla mücadele için ‘parasal sıkılaştırma’ niyet beyanı ile gözümüzü ‘orta vade’ye dikiyoruz. Tepkilerin olması normal. Çünkü bugünkü gibi ‘yavaş yavaş’ yürünse, ihtiyatlı davranılsa ve ‘prestijli olma’ iddiasını taşısa da istikrar programları kaçınılmaz bir şekilde can yakar.