Taslak tebliğle ilgili düşüncelerimiz
Değerli DÜNYA okurları, yayınlanan taslak tebliğle ilgili düşüncelerimi paylaşma ihtiyacı duydum.
1- Uyum için süre
Gerek bilgi verme gerekse mükellefiyetle ilgili sorumlulukların layıkıyla yerine getirilebilmesi için altı ay gibi makul bir uyum süresi verilmeli. Bu tebliğ taslağı yayınlandığında yabancıların büyük bölümü yeni yıl tatilindeydi ki bu tatil en erken 2 Ocak’a kadar devam edecek. Dolayısıyla yılın son günü yayınlanacak tebliğe ertesi gün Dünya’nın uyum sağlamasını beklememiz biraz zorlama bir beklenti olur. Biz alışığız da yabancılar değildir.
Uyum için gerekli zaman KDV konusunda bu şirketlerin alt yapı (teknik) ödeme/tahsilat/fiyat vb. bir çok kararın alınması ve sisteme yansıtılmasını gerektiriyor. Özellikle çok sayıda tüketiciye hizmet sunanların alt yapılarını uydurabilmeleri için zamana ihtiyaçları olacaktır.
2- KDV mükellefi olan gerçek ve tüzel kişiler için değişen bir şey yok
Bu tebliğ KDV mükellefi olmayan gerçek kişilerle ilgili olduğundan, KDV mükellefi gerçek ve tüzel kişilere verilen hizmetlerle ilgili olarak herhangi yeni durum bulunmamaktadır. Mükellef olup dar mükelleflerden tebliğ kapsamına giren hizmetleri alanlar sorumlu sıfatıyla KDV yükümlülüklerini kendileri yerine getirmeye devam edeceklerdir. Bu hususa da bir başlık açılarak yer verilebilir.
Tebliğin ilk bölümünde (2.1.2.1.2) aşağıdaki ifade yer almaktadır.
- “KDV mükellefi gerçek kişilere,
- KDV mükellefi olup olmadığına bakılmaksızın gerçek kişi dışındakilere”
Bu ifadeler lafız bakımdan gözden geçirilmelidir. Tebliğin amacı itibariyle hangi satışları ilgilendirdiğini genel olarak anlaşılmakla beraber, yapılan tanımlama aslen kafa karıştırıcıdır.
3- Reklam tanımı daha geniş yapılabilir
Tebliğin 2.1.2.1.2.1. maddesinde yer alan tanımlamalar kısmında, “reklam” için; “Her ne ad ve şekilde olursa olsun, hesaplama ve ödeme aracı ve şekli ne olursa olsun, bir bedel karşılığında sağlanan her türlü reklam veya reklam sayılabilecek vb. hizmetler karşılığında yapılan ödemeler” şeklinde daha geniş bir tanım yapılabilir.
4- Belge düzeni
Bu kapsamda mükellefiyet tesis ettiren dar mükelleflerin VUK ve Mali İdarenin yapmış olduğu düzenlemeler çerçevesinde belge düzenine uyma zorunluluğu bulunmadığı da belirtilmeli.
5- İngilizce
Beyan ve formları göremedim. Değilse İngilizce de olmalı ki yabancı dar mükellefler de doldurabilsin.
6- Finans kesiminin teknik görüşü alınmalı
Yurt dışından doğrudan doğruya vergi dairesi hesabına ödeme konusunda bankaların sorun yaratmaması için mevcut ödeme anlaşmalarının bu mükellefleri kapsayacağı da belirtilebilir.
7- Raporlama ihtiyacı olabilir
Tebliğe göre kapsama giren yurt dışında mukim firmaların Türkiye’de vergi mükellefi olmayan gerçek kişilere (b2c) yaptığı teslimleri beyan edeceği ve vergisini ödeyeceği açıktır. Ancak bu firmaların Türkiye’de vergi mükelleflerine (b2b) yaptığı teslimleri raporlayıp raporlamayacağı net olarak anlaşılamamaktadır. Nitekim alıcı (müşteri) eğer mükellef ise zaten bu hizmete ilişkin vergiyi sorumlu sıfatıyla dahilde ödediği varsayılmaktadır. Yine de bu satışlar için yurt dışında mukim firmanın raporlama yapıp yapmayacağının açıklanması yararlı olacaktır. Aksi halde Türkiye’de bankalar veya diğer aracılar vasıtasıyla elde ettiği toplam hasılatla sadece gerçek kişiler için yaptığı matrah beyanı arasındaki fark soru işaretlerine yol açabilecektir.
8- Mükellef olan olmayan
Bu konuya bağlantılı olarak, yurt dışında mukim firmanın Türkiye’de bulunan gerçek kişi müşterisinin vergi mükellefi olup olmadığını resmi olarak bilmesinin mümkün olmadığı göz önüne alınmalıdır. Dolayısıyla burada müşterinin satıcıya verdiği bilgiye göre satıcı vergi hesaplayıp hesaplamama kararını verecektir. Bu konunun da etraflıca değerlendirilmesi yararlı olacaktır.
9- Bilgi verme zorunluluğu
Tebliğin “bilgi verme zorunluluğu” ile ilgili kısmında ödeme aracılığı yapan firmaların yapacağı raporlamadan bahsedilmektedir. Bu raporlamanın 464 Sıra No’lu VUK tebliği ile getirilen raporlamadan (Btrans) ne farkı olduğunun ve bunun örnek formlarının paylaşılması yararlı olacaktır.
Bankaların ve aracı firmaların yapacağı ödeme raporlamaları ile satıcıların gerçek kişilere yaptığı satışların eşleştirilmesi birçok örnekte zor olabilecektir. Tüketiciler bazı global ödeme-puan platformlarından aldıkları kartlar veya yatırdıkları paralar ile bir çok farklı mecradan alışveriş yapabilmektedirler. Dolayısıyla Türkiye’den ödemenin çıkışı “A” firmasına giderken o ödeme ile tüketici “B” firmasından online oyun, “C” firmasında online müzik, D firmasından bir yazılım satın alabilecektir.
10- Seçimlik hak verilebilir
Satışlarının büyük bölümü gerçek kişi tüketicilere olan yabancı firmalar için eğer isterlerse tüm satışları için (mükelleflere yaptıkları satışlar dahil) KDV hesaplayabilecekleri bir imkan tanınması yararlı olabilecektir. Böylece bu firmalar sistemlerini daha rahat entegre ederler, vergi tahsilatı daha kolay olur ve mükellef olan müşteriler doğrudan kendilerine gelen faturadaki KDV’yi indirebilirler.