Tasarrufu artırmak kolay değil

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Biz milli gelirimizin yüzde 84.6'sını tüketiyoruz. Tasarrufa (yatırıma) kalan pay yüzde 15.4 kadar oluyor. Yurtdışından borçlanarak (yabancıların tasarrufunu kullanarak) bu oranı yükseltiyoruz.

Ekonomin büyümesi tasarrufa yatırılan payın artmasına bağlı. Tasarrufun artması ise tüketimin kısılmasını gerektiriyor.

Ülkenin kendi ayakları üzerinde durmasını isteyenler, "Tasarruflar artırılmalıdır" diyor. Fakat bu kolay bir şey değil.

Krizden sonra değişik yerlerde konuşmalar yapan Kemal Derviş, tasarruf oranının artırılmasını, tasarruf oranının yüzde 15'lerden en az yüzde 25'lere çıkarılmasını önerdi.

Tasarruf oranı yüzde 25'lere çıkarıldığında Türkiye'nin her yıl yüzde 7 büyüme oranını yakalayabileceğini söyledi.

DPT'nin hazırladığı 2010 yılı programında tasarruf oranının gene yüzde 15'ler dolayında olduğu görülüyor.

Konuya yabancı olanlara tasarruf oranı konusunda özet bilgi vermekte yarar var.

1) Tasarruf oranı nedir?

2008 yılında (cari fiyatlarla) milli gelirimiz 950 milyar TL idi. Milli gelirin yüzde 85.7'sini hane halkı ve kamu kesimi tüketti. Milli gelirin sadece yüzde 14.3'ü tasarrufa gitti. İşte bu yüzde 14.3'e tasarruf oranı deniliyor.

2) Tasarruf oranı neden önemli?

Tasarrufun tamamının yatırıma gittiği varsayılır. Tasarruf oranı ne kadar yüksek olursa milli gelirden tasarrufa o kadar çok para ayrılır. O kadar çok yatırım yapılır. Ne kadar çok yatırım yapılırsa bir sonraki yıllar milli gelir o kadar çok artar. O kadar çok iş ve aş yaratılır. Ülke o kadar hızlı kalkınır.

3) Tasarruf oranını artırmak o kadar yararlıysa neden artırmıyoruz?

Tasarruf oranını artırmak için hane halkının ve kamunun tüketim harcamalarını kesmek gerekir.

Hane halkının tüketim harcamaları, gıda, giyim, konut, sağlık, ulaştırma harcamaları gibi harcamalardır. Bunları kısmak için hane halkının cebine giren parayı azaltmak gerekir. Bunun yolu da hane halkından daha çok vergi almaktır. Vergiyi artırınca, halk gıdaya, giyime ve diğer harcama alanlarına eskisi kadar para akıtamaz.

Kamunun tüketim harcamaları maaştır, ücrettir. Hastanelere sargı bezi alımı, ilaç gideri, itfaiye arabalarının benzinidir. Bu harcamaları kısmak için maaş ve ücretleri düşürmek, kamu hizmetlerini yavaşlatmak gerekir.

Bunları yapmak zor, hem de pek zordur.

4) Neden borçlanıyoruz? Dış kaynak ne demektir?

Bizim tasarruf oranımız düşük. Tasarrufa ayrılan parayla yatırım yapma imkânı sınırlı. İşte bu nedenle biz dışarıdan borçlanıyoruz. Bizim tasarruf oranımız (2008 yılında) yüzde 14.3 idi. Dışarıdan milli gelirin yüzde 6.1'i oranında kaynak bulduk. Böylece milli gelirin yüzde 20.3'ü oranında yatırım imkânını elde ettik.

5) İç tasarrufu nasıl artırabiliriz?

Tasarruf oranı artırılmalıdır, yüzde 25'lere çıkarılmalıdır diyenlerin hangi halkın ve kamunun hangi tüketim harcamalarının nasıl kesileceğini anlatmasında yarar vardır. Çünkü tasarruf oranını en az yüzde 25'e çıkarmak demek, bugün yüzde 85 olan halkın ve kamunun tüketimini yüzde 75'e indirmek demektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018