Tasarrufların gayrimenkulde yönetimi
Ekonomik kalkınma ve bireysel finansal hedeflerin gerçekleştirilmesinde, tasarruf kaynaklarını etkili bir şekilde yönetmek önem arz etmektedir.
Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), altın tasarrufları (bilhassa yastık altı altın), mevduat hesapları ve tasarruf finansman şirketlerindeki birikimler gibi kaynaklar, Gayrimenkul Yatırım Fonları (GYF) aracılığıyla değerlendirilerek hem bireylerin finansal güvenliğine hem de konut sektörüne katkı sağlayabilir. Bu konuda genel bir mutabakat olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Özellikle, erişilebilir konut arzının artırılmasına yönelik düşüncelerin öne çıktığı bir dönemde, bu katkının çok daha fazla anlam ifade ettiği de söylenebilir.
Tasarrufların GYF’ler aracılığıyla değerlendirilmesi
Emeklilik Gözetim Merkezi’nin (EGM) son verisine göre Bireysel Emeklilik Fonlarındaki birikimlerin toplam büyüklüğü 1,1 trilyon TL’yi aşmış durumda. 2017 yılından itibaren hayatımıza giren otokatılım sisteminde biriken 82,5 milyar TL de dikkate alındığında bireysel emeklilik hesaplarında kişilerin 1,2 trilyon TL civarında bir birikimi görünüyor.
Diğer taraftan, QNB Bank’ın yaptığı bir çalışmada Türkiye'deki toplam altın stokunun (5.550 ton) oransal olarak %77,8 ile büyük bölümünün yastık altında bulunduğu (3.500 ton) ve kişilerin yaklaşık 300 milyar USD büyüklüğünde bir altın birikimi olduğu hesaplanmış durumda.
Diğer taraftan BDDK verilerine göre de Türkiye’de gerçek kişilerin bankalarda 11,1 trilyon TL mevduatı bulunuyor. Tasarruf Finansman Şirketlerine gelindiğinde ise, hali hazırda faaliyette bulunan 6 tasarruf finansman şirketinin aktif büyüklük toplamı (Haziran, 2024) 47,9 milyar TL düzeyine ulaştı; toplam müşteri sayıları ise 399bin düzeyinde.
Başta BES fonları olmak üzere yastın altı altın ve mevduat tarafındaki birikimlerin GYF’lere aktarılmasına imkan sağlanması (özellikle de Proje Gayrimenkul Yatırım Fonları üzerinden), hem konut projelerine uzun vadeli ve düşük maliyetli finansman yaratabilir hem de bu tür bir yaklaşım, tasarruf sahiplerinin fiziki gayrimenkul yatırımı yapmadan gayrimenkul piyasasının sağlayabileceği imkanlara erişmesine olanak sağlayabilir. Diğer taraftan da Tasarruf Finansman Şirketleri için ayrı bir paragraf açmak istiyorum.
Sistemin mevcut halinde konut, taşıt ve çatılı iş yeri ile sınırlı tutulan faaliyet alanının günün koşullarına uygun olarak çeşitlendirilmesine imkân sağlanması gerektiğine ve bu kapsamda yapılacak bir düzenleme ile ilgili şirketlerde yer alan birikimlerin başta Proje Gayrimenkul Yatırım Fonları olmak üzere gayrimenkule dayalı sermaye piyasası araçlarına aktarılmasının gerektiğine inanıyorum. Bu tür düzenlemelerin yapılması ile gayrimenkul ile sermaye piyasalarının entegre bir şekilde çalışmasını sağlayarak daha çok kitleye ulaşım sağlanabilir.
Sonuç
Bireysel Emeklilik Fonlarının (BES) ve diğer tasarruf kaynaklarının Gayrimenkul Yatırım Fonları (GYF) aracılığıyla konut projelerine yönlendirilmesi, Türkiye ekonomisi için hem büyük bir fırsat hem de sosyal fayda sağlama potansiyeli taşımaktadır. Bu yöntem, ekonomik istikrarı desteklemekle birlikte bireysel finansal hedeflere ulaşımı kolaylaştırabilir.
Bununla birlikte, finansal kaynakların etkin yönetimi ve bu kaynakların güvenilir fon mekanizmalarıyla buluşturulması gerekliliği, düzenleyici otoriteler tarafından öncelikli olarak ele alınmalıdır. Söz konusu modellerin başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için, şeffaf ve etkin bir düzenleme altyapısının oluşturulması şarttır. Bu şekilde, gayrimenkul sektörü ile finans piyasaları arasında sinerji yaratılarak sürebilir bir ekonomik kalkınma sağlanabilir.