Tasarruflara yaslanan büyüme ekonomide geleceğin mimarisini üstlenir

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN [email protected]

Kanatlarımızın altındaki güç, gelişen ülkelerin krizde esen rüzgarıydı, bizi zirvelere taşıyan.  Uçurumların  karanlık kuytularına düşen ışıklar kadar derinlere ulaşmıştı çöküşlerimizin asabiyeti. İkinci dibi görmemiş bir büyüme konjonktürünün birkaç puan üstten toparlanmasına sevinçler yağdırmıştık. Çünkü formasyonumuz "W" değildi. Her bir çubuğuna dalgalarla inip çıkılan bir "V" ya da yatayla birkaç derece eğilimli "W" oluyordu büyüme simgemiz. Sıcak paranın gelgitlerinden korkuluyordu. Otomotivde, beyaz eşyada, telekomda, gıdada sular yükselmişti; ya çekilirse hesapları yapılıyordu. Yükselen eleştirel sesler, kredi verenlerin son merci, Merkez Bankası'nı frene basmak konusunda uyarıyordu.

Şimdi arkamıza düşen gölge biraz sonra önümüzde uzayacak

Lehman Brothers'ın çöktüğü 2008 3'üncü çeyreğinde sabit fiyatlarla GSYİH büyüklüğümüz, %28.010 zirvesindedir. Çöküşün ardından gelen altı ayda, 2009'un 1'inci çeyreğinde, sert düşüş yaşadık. Bedeli, %25.43 küçülmek oldu. ABD ve AB bankalarının stres testlerini sorunsuz aşacağı beklentisi, güvenin tesisinde yetmişti. Bir parmak balın verilere düşen izi, %30.55 büyümek olmuştu. Sonraki altı ay, 2010 1'inci çeyrekti: Avrupa'nın güneylilerine has sorunları üstümüze dağ gibi devrilmişti. Yeni bir geri çekilmeyi yaşıyorduk. Küçülme %14.43 ile sonuçlanmış görece daha ılımlıydı. Bunu izleyen altı ayda, 2010 3'üncü çeyreğinde, bırakın geri çekilmeyi, 2008'in de üzerine çıkmıştık; %23.28 büyümüştük. Bu çıkış bir gücün gösterisiydi elbet. Barajdan arklara verilen suyun gücü gibi yapay ve süreksiz. Bacon "tez kazanılan başarı, kararsız ve maceraperest yapar" der. Bizim de büyümedeki sert düşüşlerimize ölçüsüz tepkide çıkışlarımıza böyle bakmak lazım.

Çöküş ve toparlanma, tüm ekonomilerde olduğu gibi, ulusal ekonomimizde de yaşandı. Artış, sektörlere değişik ölçülerde aksetti. İthalatta %33 dibi, %48 büyüme; ihracatta %23 tabanı, %20 zirve; özel tüketimde %14 geri çekilişi, %24 artışı; özel yatırımda %35 düşüşü, %43 yükseliş izledi. Dönüşüm baş döndürücüdür. Küresel yatırımcılar, toptan-perakende, telekom, beyaz eşya, otomobil ve enerji açlığımıza; kuşların solucanlara kanat çırpması gibi akmışlardı.

Analitik bakış

Toparlanma ve çöküş hızlarındaki ivmelenmenin reel değişim boyutunu karşılaştırsak; ithalatta +%11.37, özel tüketimde +%8.26, özel yatırımda +%5.26 güçlülüğümüzü; ihracatta -%2.10 zayıflığımızı sergiler. Analitik bakışın amacı, büyümenin "dinamikleri" ile çöküşlerin "dinamitleri" nin hangi sektörlerden olduğunu bulabilmektir. Goethe'nin "kardeşlerimi Tanrı yarattı ancak, dostlarımı kendim buldum" sözü, ekonomiyi oluşturan dört parametre için söylenmiş olsa gerek. Doğal kaynaklar kardeşlerimizse, vasıflı insan gücü, emek ve sermaye kadim dostlarımızdır. Ulusal ekonomimizi yurtiçi tasarrufların GSYİH'a oranı açısından gelişen ülkelerle karşılaştırdığımızda, gerçek gücümüz ortaya çıkar. Türkiye 2001'de %19.2 olan tasarruf oranını 2009'da %13.7'e düşüyor. Oysa aynı dönemde tasarruflar, Çin'de %39'dan %52.5'a, Hindistan'da %21.5'dan %25.5'a, Singapur'da %42'den %47'e, Bulgaristan'da bile %13'den %18.5'a yükseliyor. Goethe'nin "dostlarımı kendim buldum" sözünden dem vuralım: ABD %17'den %13'e, İngiltere %15'den %11'e, Portekiz %17'den %10'a, Yunanistan %22'den %8.4'e, İrlanda %38.5'dan %31.5'a, Japonya 25.5'dan 20.5'e. Bu ülkelerin ortak özellikleri, mortgage krizinin ya da Avrupa çöküşünün merkezinde olmalarıdır.

Vizyonumuza ne kadar uygun dostlarımız var?

Sanırım GSYİH, 4'üncü çeyrekte %7 ve 2010 genelinde %8.3 civarında büyüyecektir. Bu sonuç, sırtı yere gelmez bir tüketimin gücümüzün gururunu bize bir kez daha yaşatacaktır. Öyle bir güç ki; ulusal tasarruftan yoksun, dış finansmana bağımlı, kriz ülkelerine yakın, küresel ekonominin mimar ülkelerinden uzak. Öyleyse filin ayağından tutan kısa vadeli bakışımızın sütun algısını aşmak gerektir. On adım uzaktan gören uzun vadeli bakışımızla filin; kulağı, hortumu, dişleri görüşümüze girmeli ve bu vizyonumuza uygun dostlarımız olmalı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar