Tasarruf politikaları bütçeye yansımadı

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI hakan.cinar@dunya.com

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şim­şek göreve geldiğinden bu yana alınma­sı gereken tedbirlerden söz ederken en çok değindiği başlıklardan birisi de hiç şüphe­siz tasarruf tedbirleri oldu. Özellikle 2025 yı­lı Türkiye›nin merkezi yönetim bütçesi de bu doğrultuda oluşturuldu. Oluşturuldu oluştu­rulmsına ama, gelin görün ki daha şimdiden bütçe tehlike sinyalleri vermeye başladı bile.

Ocak ve şubat aylarını kapsayan yılın ilk iki ayında bütçe rakamları şöyle gerçekleşti:

-Toplam bütçe giderleri: 2 trilyon 89,9 milyar TL

-Toplam bütçe gelirleri: 1 trilyon 640,5 milyar TL

-Toplam bütçe açığı: 449,4 milyar TL

-Toplam faiz dışı giderler: 1 trilyon 787,2 milyar TL

-Toplam faiz dışı açık: 146,6 milyar TL.

Bu rakamların nasıl oluştuğuna da göz atar­ken, geçen yılla da kıyaslamakta yarar var.

-Vergi gelirleri: Şubat ayında 584,9 milyar TL olarak gerçekleşerek geçen yılın aynı ayı­na göre %44 artış gösterdi. 2024 Şubat ayında vergi gelirleri 406,2 milyar TL idi.

-Faiz giderleri: Şubat ayında 139,7 milyar TL olarak gerçekleşerek geçen yılın aynı ayı­na göre %154,8 oranında artış göstermiş oldu. 2024 Şubat ayında faiz giderleri 54,8 milyar TL seviyesindeydi.

-Bütçe açığı: 2025 yılı Şubat ayında 310,1 milyar TL olarak gerçekleşirken, 2024 Şubat ayında bu rakam 152,3 milyar TL seviyesin­deydi. Açık neredeyse iki katına çıktı.

-Toplam bütçe gelirleri: 2025’in ilk iki ayında 1 trilyon 640,5 milyar TL olurken, 2024 yılının aynı döneminde bu rakam 1 tril­yon 154,3 milyar TL idi.

-Toplam bütçe giderleri: 2025’in ilk iki ayında 2 trilyon 89,9 milyar TL gerçekleşir­ken, 2024 yılının aynı döneminde bu rakam 1 trilyon 503,5 milyar TL idi. Harcamalar bir yıl içinde %39 artış gösterdi.

Faiz giderlerindeki yüksek artış dikkat çekiyor

Devlet bütçesi, günün sonunda bir ülkenin hükümeti tarafından belirlenen gelir ve gider planı olup, devletin kamu hizmetlerini yeri­ne getirebilmesi için gerekli finansmanı sağ­lar ve ekonomik politikaların uygulanmasına yön verir. Devletin vergi gelirleri, harçlar, özel­leştirme gelirleri gibi kaynaklardan elde ettiği gelirler ile kamu harcamaları, yatırımlar, sos­yal yardımlar gibi giderleri arasındaki denge­yi gösterir.

Devlet bütçesi, ekonomik büyüme­yi teşvik etmek, kamu borçlarını yönetmek ve mali istikrarı sağlamak açısından büyük önem taşımaktadır. Mevcut duruma baktığımızda faiz giderlerindeki yüksek artışın, bütçe üze­rindeki baskının arttığını gösterdiğini belirt­meliyim. Artan faiz yükü nedeniyle faiz dı­şı dengede bozulma yaşanırken, yüksek kamu harcamaları bütçe açığının genişlemesine yol açmakta.

584,9 milyar TL’lik vergilerin dağılı­mını da merak edenler için ilk sırada %22,5 ile Gelir Vergisi’nin geldiğini belirtmek isterim. İkinci sırada %21,6’lık pay ve 126,5 milyar TL ile Özel Tüketim Vergisi geliyor. Ardından içe­risinde damga vergisi, tapu harçları, motorlu taşıtlar vergisi gibi kalemlerden oluşan diğer vergiler kategorisi %19,9’luk pay ve 117,4 mil­yar TL ile gelirken, onu ithalatta alınan KDV izliyor. %17,5 pay ile 102,5 milyar TL vergi ge­liri buradan gelmekte. Ardından dahilde alı­nan KDV %16,1 ile gelirken, son sırada ancak %2,2’lik payla ve 13,1 milyar TL ile Kurumlar Vergisi gelmekte.

Ekonomik ve mali politika etkileri

Bütçe açığındaki artışın, enflasyonist bas­kıları ve kamu borçlanma gereksinimini artır­masını beklemek sürpriz olmaz. Bu doğrultu­da, hükümetin mali disiplini güçlendirmek ve gelir-gider dengesini sağlamak adına yeni ver­gi düzenlemeleri, harcama kontrolleri ve bü­yümeyi destekleyici politikalar geliştirmesi­ni beklemek gerekiyor.

Gelir ve gider denge­si, bütçe açığı ve harcama kalemleri açısından incelendiğinde, bütçedeki eğilimler Türkiye ekonomisinin mevcut durumunu ve gelecek­teki yönelimlerini anlamak açısından büyük önem taşımakta. 2025 yılının ilk iki ayında Türkiye bütçesinin önemli açıklar verdiğini söylemek gerekiyor. Kamu gelirlerindeki ar­tışa rağmen harcamaların daha hızlı yüksel­mesi bütçe açığını artırırken, 2024 yılına kı­yasla faiz giderlerinin önemli ölçüde artması, bütçe yönetiminde yeni önlemlerin alınması­nı zorunlu kılıyor.

Önümüzdeki dönemde enf­lasyon, faiz oranları ve küresel ekonomik ge­lişmeler bütçeyi etkileyen başlıca unsurlar olacaktır. Mali politikaların sürdürülebilirli­ği açısından bütçe açığının kontrol altına alın­ması da kritik bir konu olarak karşımıza çık­makta. Elbette bu faktörlere İstanbul Büyük­şehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun göz altına alınmasıyla ortaya çıkan döviz kur­ları başta olmak üzere piyasanın vereceği re­aksiyonları da hesaba eklemek gerekecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomide sil baştan 28 Mart 2025
İkinci sezonun fragmanı 14 Şubat 2025
Ocak ayı dert ayı 07 Şubat 2025