Tasarruf ne kadar süredir kanayan yaramızdır?

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN [email protected]

Dünya ile ulusal tasarruf yollarımızın ayrışması, 1997 Asya Krizi yıllarına rastlar. Ulusal tasarruf oranımız, 1997- 2013 dönemini her yıl bir önceki yılın altında kalarak tamamlıyor. Yüzde 14’lü düzeylerin test edildiği yıllar olarak ancak 2013 “TRGOÜ” fark eğrisine toparlanma eğilimi kazandırabiliyor. Oysa ABD için tasarruf kaybı, dünya geneli için mevcudu koruma yılları olan 1991-1996 dönemi, rakipleri bol keseden harcarken, bir anda Türkiye için tasarrufa kimlik ve kemiyet kazanmanın altın çağı oluyor. Yüzde 23 bu yıllarda görülüyor ve bir daha yakınsanmayacak olan bu doruktan itibaren hızla kan kaybediliyor. Her geçen kriz, makroekonomik kırılganlıklarımızın tekrarlanan bir ifadesine dönüşüyor. 

Ulusal tasarruf fark analizi boyutumuza Asya (1997), Dot Com (2000) ve Büyük Durgunluk (2007) krizleri, ayrı ayrı etkilerle de olsa, aynı yüksek ivmeli çöküşü getiriyor. 


İlk anlamlı kıpırdanma bireysel emeklilik sistemi ve cari açıktaki toparlanmayla 2013 sonrasında hissediliyor. GOÜ’lerin tasarruf ivmeleri öylesine güçlüdür ki, bu değişimler sadece kıpırdanma olarak ifade edilebiliyor. Türkiye 2007 Ağustos’undan başlayarak, GOÜ’lerden ve dünya genelinden çok keskin bir negatif ayrıma tabii oluyor. Farlılığın boyutu eksi yüzde 18,44 düzeyinde sert çöküşle yaşanıyor. 1989-2014 dönemi tasarruf oranı, dünya genelinde 22.62 ile 24.69 en düşük en yüksek aralığında kalan yüzde 9.15’lik bir artışa konu olurken; GOÜ’lerde 21.40 ile 32.67 arasında, yüzde 52.66’lık bir tasarruf yığılımına konu oluyor. Tasarruf gücünü yitirenler tarafındaysa; yüzde 20.37 gerilemeyle ABD ve yüzde 34.68 çöküşle Türkiye’yi, adeta kıyasıya bir yarış içinde buluyoruz. 

Açıklanan para politikası tasarrufl arı teşvik edici uygulamalar içeriyor. Uygulamalar, topyekun ve eş güdümlü bir tasarruf hamlesine dönüşmeden yetersiz kalıyor. Reel sektör, tüketici, üretici, kamu, özel dahil ekonominin tüm tarafl arınca benimsenerek uygulanmayan her adım, tek kanatlı bir kuş kalacak ve uçamayacaktır. Uzağı görmeyi hedefl emiş girişimler, suiistimale açıktırlar. Kazanç anlamında henüz bir geri dönüşüm sağlayamadıkları için olsa gerektir ki, emekleme dönemi öncesi çocukluğu kadar savunmasızdırlar. Her girişim toplumsal desteğe muhtaçtır. Derinliği sağlayacak olansa şu üç kritik sorunun yanıtı olacaktır. 

Tasarruf için reel sektörün, tüketicinin, üreticinin, kamunun, özelin içsel motivasyon nasıl sağlanabilir? 

Neden fakir azıcık tasarruf eder ve çok fakir hiç tasarruf edemez? 

Çokça tasarruf daha az borçlanmayı getirir mi? Yüksek tasarruf beraberinde yüksek borçlulukla yürütülemez. Avrupa, 2009 Ekim’de girdiği borç krizinden henüz çıkabilmiş değildir. Tasarrufun bir diğer iç dinamiği de, “Ayasofya’da dilenip Sultanahmet’te sadaka dağıtmak” çelişkisinden sıyrılabilmekte yatmaktadır. 

Tasarruf basiretli yetkidir, kararlı tutumdur ya da karakteristik artırımdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar