Tasarruf finansman şirketleri gayrimenkul için birikime katkı sağlayabilir mi?

Prof. Dr. Ali HEPŞEN
Prof. Dr. Ali HEPŞEN [email protected]

Geçen haftaki yazımda tasarrufların gay­rimenkul sektörüne yönelimi noktasın­da bazı tespitlerde bulunmuştum.

Özellikle gerek BES tarafından gerekse de yastık altın­daki altın tarafından yapılabilecek düzenle­melerle gayrimenkul sektörüne yönelik bi­rikimlerin aktarılmasının öneminden bah­setmiştim. Yazının bir noktasında tasarruf finansman şirketlerinden de bahsetmiş ama detay vermemiştim. Bu konuyu biraz açmak önemli diye düşünüyorum.

Öncelikle “Tasarruf Finansman Şirketle­ri (TFŞ)”nin yasal dayanağına bir bakalım… TFŞler, 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Fakto­ring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şir­ketleri Kanunu’na tabidirler…

Amaçları, ger­çek ve tüzel kişilerin konut, çatılı işyeri ve taşıt ihtiyaçlarını gidermek için tasarruf et­mesine aracılık etmektir. Bu aracılık sürecin­de de tasarruf fon havuzunu yöneten ve söz­leşme kapsamında belirtilen şartları sağlayan müşterilerine tahsisat yapılmasına imkan sağlayan şirketler olarak karşımıza çıkarlar.

Tekrardan vurgulamak gerekirse; tasarruf fi­nansman faaliyeti, bir sözleşme kapsamında önceden belirlenmiş koşulların gerçekleşme­si şartıyla konut, çatılı iş yeri veya taşıtın edi­nimi için faizsiz finansman esaslarına göre belirli bir süre tasarruf edilmesi, müşterile­re finansman kullandırılması ve toplanan ta­sarrufların yönetimi anlamına gelir.

Bankacı­lık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) 2022 yılında 6 tasarruf finansman şirketine faaliyet izni vermiş durumda. 2024 yılı Hazi­ran ayı verilerine göre ise ülkemizde faaliyet­te bulunan ilgili tasarruf finansman şirketle­rinin aktif büyüklüğü 47,9 milyar TL düzeyi­ne ulaştı. Toplam müşteri sayısı ise 400 bin civarında.

Nedense göz ardı edilen ama önemli bir tasarruf düzeyine ulaşılan bir faaliyet ala­nından bahsediyoruz. Eğer amaç Türkiye'de tasarruf oranlarının artırılması, tasarruf finansman sisteminin yaygınlaştırılması, ko­nuta erişilebilirlik sorununa çözüm üretilme­si ve bireylerin mülk sahibi olma hedeflerini yakalayabilmekse, bu alandan nasıl daha fazla faydalanılabileceği üzerinde düşünmek gere­kiyor. Yapılması gereken değişiklikleri madde madde sıralamak gerekirse;

1-6361 sayılı Kanun’un mevcut halinde ko­nut, çatılı iş yeri ve taşıt ile sınırlı tutu­lan faaliyet alanının günün koşullarına uygun olarak çeşitlendirilmesine imkân sağlamak üzere Kanunda revizyon gerekiyor.

Yapılacak bir düzenleme ile ilgili şirketlerde yer alan bi­rikimlerin başta Proje Gayrimenkul Yatırım Fonları katılım paylarına olmak üzere gayri­menkule dayalı sermaye piyasası araçlarına aktarılmasına imkan sağlanması hem tasar­ruf odaklı bu tür şirketlerin faaliyet alanla­rının çeşitlendirilmesine imkan sağlayabilir hem de gayrimenkul ile sermaye piyasaları­nın entegre bir şekilde çalışmasına olanak ya­ratabilir.

2-Mevcut ortamda devlet katkılı konut yar­dımı hesabı, BES ve çeyiz hesabında oldu­ğu gibi belli sürelerle sistemde kalan kişilerin tasarruf ettiği tutarlara ilave katkı sunulmak­tadır. Aslında, Devlet Katkılı Konut Yardımı Hesabı uygulamasının tasarruf finansman şirketleri içinde uyarlanması düşünülmelidir.

3-Tasarruf finansman şirketlerinin faizsiz finansman usullerine göre çalışması ne­deniyle Tüketici Kanunu’nda düzenlenen fa­iz uygulamalarının katılım bankalarında ol­duğu gibi tasarruf finansman şirketlerinde de kâr payı dikkate alınarak yapılması faydalı olacaktır.

Sonuç…

Ülkemizde BDDK denetiminde faaliyetleri­ni devam ettiren tasarruf finansman şirketle­rinin gelecekte gayrimenkul sektörü üzerinde önemli bir rol üstlenme potansiyeline sahip olacaklarını düşünüyorum.

Özellikle konut erişilebilirliği sorununa çözüm üretmek, bi­reylerin mülk sahibi olma hedeflerini destek­lemek ve tasarruf oranlarını artırmak gibi kri­tik konularda bu şirketler, finansal yapıların çeşitlendirilmesi ve derinleştirilmesi açısın­dan stratejik bir konumda bulunabilirler.

Ta­sarruf finansman şirketlerinin gayrimenkul sektörüyle daha entegre bir yapıda çalışması, sektörel çeşitliliği artırabilir ve sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için kritik bir bileşen haline gelebilir. Dolayısıyla, belirtmeye gayret ettiğim olası düzenlemelerin düzenleyici oto­riteler tarafından dikkate alınması tüm taraf­lar açısından önemli olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar