Tasarruf finansman şirketleri gayrimenkul için birikime katkı sağlayabilir mi?
Geçen haftaki yazımda tasarrufların gayrimenkul sektörüne yönelimi noktasında bazı tespitlerde bulunmuştum.
Özellikle gerek BES tarafından gerekse de yastık altındaki altın tarafından yapılabilecek düzenlemelerle gayrimenkul sektörüne yönelik birikimlerin aktarılmasının öneminden bahsetmiştim. Yazının bir noktasında tasarruf finansman şirketlerinden de bahsetmiş ama detay vermemiştim. Bu konuyu biraz açmak önemli diye düşünüyorum.
Öncelikle “Tasarruf Finansman Şirketleri (TFŞ)”nin yasal dayanağına bir bakalım… TFŞler, 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’na tabidirler…
Amaçları, gerçek ve tüzel kişilerin konut, çatılı işyeri ve taşıt ihtiyaçlarını gidermek için tasarruf etmesine aracılık etmektir. Bu aracılık sürecinde de tasarruf fon havuzunu yöneten ve sözleşme kapsamında belirtilen şartları sağlayan müşterilerine tahsisat yapılmasına imkan sağlayan şirketler olarak karşımıza çıkarlar.
Tekrardan vurgulamak gerekirse; tasarruf finansman faaliyeti, bir sözleşme kapsamında önceden belirlenmiş koşulların gerçekleşmesi şartıyla konut, çatılı iş yeri veya taşıtın edinimi için faizsiz finansman esaslarına göre belirli bir süre tasarruf edilmesi, müşterilere finansman kullandırılması ve toplanan tasarrufların yönetimi anlamına gelir.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) 2022 yılında 6 tasarruf finansman şirketine faaliyet izni vermiş durumda. 2024 yılı Haziran ayı verilerine göre ise ülkemizde faaliyette bulunan ilgili tasarruf finansman şirketlerinin aktif büyüklüğü 47,9 milyar TL düzeyine ulaştı. Toplam müşteri sayısı ise 400 bin civarında.
Nedense göz ardı edilen ama önemli bir tasarruf düzeyine ulaşılan bir faaliyet alanından bahsediyoruz. Eğer amaç Türkiye'de tasarruf oranlarının artırılması, tasarruf finansman sisteminin yaygınlaştırılması, konuta erişilebilirlik sorununa çözüm üretilmesi ve bireylerin mülk sahibi olma hedeflerini yakalayabilmekse, bu alandan nasıl daha fazla faydalanılabileceği üzerinde düşünmek gerekiyor. Yapılması gereken değişiklikleri madde madde sıralamak gerekirse;
1-6361 sayılı Kanun’un mevcut halinde konut, çatılı iş yeri ve taşıt ile sınırlı tutulan faaliyet alanının günün koşullarına uygun olarak çeşitlendirilmesine imkân sağlamak üzere Kanunda revizyon gerekiyor.
Yapılacak bir düzenleme ile ilgili şirketlerde yer alan birikimlerin başta Proje Gayrimenkul Yatırım Fonları katılım paylarına olmak üzere gayrimenkule dayalı sermaye piyasası araçlarına aktarılmasına imkan sağlanması hem tasarruf odaklı bu tür şirketlerin faaliyet alanlarının çeşitlendirilmesine imkan sağlayabilir hem de gayrimenkul ile sermaye piyasalarının entegre bir şekilde çalışmasına olanak yaratabilir.
2-Mevcut ortamda devlet katkılı konut yardımı hesabı, BES ve çeyiz hesabında olduğu gibi belli sürelerle sistemde kalan kişilerin tasarruf ettiği tutarlara ilave katkı sunulmaktadır. Aslında, Devlet Katkılı Konut Yardımı Hesabı uygulamasının tasarruf finansman şirketleri içinde uyarlanması düşünülmelidir.
3-Tasarruf finansman şirketlerinin faizsiz finansman usullerine göre çalışması nedeniyle Tüketici Kanunu’nda düzenlenen faiz uygulamalarının katılım bankalarında olduğu gibi tasarruf finansman şirketlerinde de kâr payı dikkate alınarak yapılması faydalı olacaktır.
Sonuç…
Ülkemizde BDDK denetiminde faaliyetlerini devam ettiren tasarruf finansman şirketlerinin gelecekte gayrimenkul sektörü üzerinde önemli bir rol üstlenme potansiyeline sahip olacaklarını düşünüyorum.
Özellikle konut erişilebilirliği sorununa çözüm üretmek, bireylerin mülk sahibi olma hedeflerini desteklemek ve tasarruf oranlarını artırmak gibi kritik konularda bu şirketler, finansal yapıların çeşitlendirilmesi ve derinleştirilmesi açısından stratejik bir konumda bulunabilirler.
Tasarruf finansman şirketlerinin gayrimenkul sektörüyle daha entegre bir yapıda çalışması, sektörel çeşitliliği artırabilir ve sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için kritik bir bileşen haline gelebilir. Dolayısıyla, belirtmeye gayret ettiğim olası düzenlemelerin düzenleyici otoriteler tarafından dikkate alınması tüm taraflar açısından önemli olacaktır.