Tasarruf artması tüketimin azalması ile mümkün olabilir

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Uzun süredir devamlı olarak, “Türkiye’de tasarruf oranının düşük olduğu” tartılışılıyor.

Tasarruf oranı nedir? Bu tartışmalara konu olan tasarruf oranı, kişisel tasarruflar değil, milli gelire göre ülkedeki toplam tasarruf miktarıdır.

Bir yıl içinde yaratılan gelirin (katma değerin) bir bölümü harcanır, bir bölümü tasarrufa gider.

Açık anlatımı ile tartışılan tasarruf oranı, işte bu orandır.

Tasarruf sonunda yatırıma, üretime gider. Ne kadar tasarruf edilir ise o kadar yatırım yapılır.

Bizde ekonominin çarkının durmaması için her yıl milli gelirin yüzde 20’si dolayında yatırım yapılması gerekiyor.

Normal olarak yüzde 20’lerde olması gereken tasarruf oranı, bizde yüzde 13’lere yüzde 14’lere geriledi. Tasarruf milli gelirin yüzde 13-yüzde 14’ü dolayında olunca, yatırıma para bulmak için her yıl milli gelirin yüzde 6’sı, yüzde 7’si dolayında yurt dışından borçlanma gereği ortaya çıkıyor.

İşte bu borçlanma gereği nedeniyle de cari açık sorunu ortaya çıkıyor. Türkiye devamlı olarak milli gelirinin yüzde 6’sı, yüzde 7’si kadar döviz açığı veriyor.

Döviz açığının yaklaşık 2 puanı doğrudan yabancı sermaye girişi ile kapatılınca, kalan 4-5 puanlık bölüm sıcak para girişine yol açıyor. Ülkenin döviz borcu artıyor.

Cari açığı küçültmek için Hükümet uzun süredir tüketimi sınırlamaya dönük politikalar uyguluyor.

Ne var ki, iç ve dış talep ne kadar büyür ise ülkede üretim ve yatırımlar o kadar artar. İstihdam imkanı o kadar büyür.

Bizde ihracat talebi sınırlı. Onun için iç talebin büyümesine ihtiyaç var. Halbuki, cari açık korkusu ile iç talebi frenleyecek politikalar uygulanıyor.

Bir yanda halk tüketimi sınırlayacak uygulamalardan rahatsız oluyor. Öte yanda büyüme hızı geriliyor. Ama ülkenin tasarruf oranını artırmak bir türlü mümkün olamıyor.

Bunun gerisinde, alt gelir gruplarının tüketim alışkanlıkları var. Ülke gelirinde alt ve orta gelir grubundaki hanelerin ağırlığının büyük olması, tasarruf eğilimini olumsuz etkiliyor.Orta ve alt gelir grubundakiler, hane halkı geliri ile zorunlu gıda ihtiyaçlarını ve yaşam ihtiyaçlarını karşılama arayışında tasarrufa imkan bulamıyor. Açık anlatım ile burada bir yumurta-tavuk ilişkisi var.

Tasarrufun artması için gelirden tasarrufa daha çok pay ayrılması gerekiyor. Gelirden tasarrufa daha fazla pay ayrılması, gelir artışı-milli gelirin büyümesi ile mümkün. Halbuki tasarruf oranı artmadan gelir-milli gelir büyümüyor.

Bunun çözümü yok mu? Var. Başkaları ne yaptı ise bizde onların yaptığını yapacağız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018