Tartışmanın sağlığı
Meclis Başkanı Çiçek, yeni Anayasa tartışmalarını toplum içinde çok yönlü yürüterek taslağa son şeklini vermek üzere Meclis'teki dört parti temsilcisinin katıldığı ve Anayasa taslağında yer alacak maddeleri "Oybirliği" ile karara bağlayacak komisyona verdi. Bu çalışmalar başlarken Başbakan yardımcısı Bozdağ, "Anayasa yazım sürecinde Başkanlık sisteminin tartışılması gerekir" açıklamasını yaptı. CHP ve MHP buna doğrudan karşı çıkarken, BDP de "Tartışılabilir ama günün konusu değil" değerlendirmesini yaptı. Oybirliği ile madde yazılacak yeni Anayasa 4 parti temsilcisince ele alınırken tartışmanın sağlığı açısından bu tür gündem kaydırmaları doğru sonuç vermez.
Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Anayasa tartışmasını bir yandan çok geniş şekilde sivil topluma, hatta bireylerin görüşlerine açtı, toplanan bilgilere ve önerilere son şekli vermek için Meclis'te sandalyesi olan dört siyasi parti temsilcisinin katıldığı ve "oybirliği" esaslı bir çalışmayı başlattı. Siyasi partilerin sandalye sayısına dayalı siyasi ağırlıklarına dayalı yöntemle değil, "eşit değerle" bu çalışma ortamında yer almalarını sağladı. "Katılımcı ve uzlaşmacı" bir modelle çalışmaları başlattı ve yürüttü.
Bu çalışmalar başlarken birden, doğal olarak Anayasa tartışmaları içerisinde yer alması gereken "Başkanlık sistemi" tartışması toplumun gündemine getirildi. Ve Anayasa çalışmaları içerisinde yer diğer üç partiden ikisi CHP ve MHP bu girişimi "Gündem değiştirme" olarak niteleyip "Bu dönemde ele alınması yanlış" bir konu olarak nitelediler. BDP ise konunun kendi gündemlerinde olmamasına karşın tartışılabileceğini ifade etti. Ancak, kendi tartışma isteklerinin "Demokratik özerklik" olduğunu da vurguladı.
Şimdi bu tablo çok net gösteriyor ki, Anayasa'da ancak üzerinde oybirliği sağlanan konuların yer alacağı bir yapıda, bu tartışma yapılsa da, bugünkü Anayasa hazırlık yöntemi içerisinde bu konu üzerinde partilerle uzlaşılarak Meclis'e sunulacak Anayasa taslağı içerisinde yer almayacaktır.
Kaldı ki daha, mevcut Cumhurbaşkanı'nın görev süresi konusu da Anayasa Mahkemesi önündedir. Eğer mahkeme son düzenlemeyi Anayasa'ya aykırı bulur ve bugüne kadar Gül dahil cumhurbaşkanlığı yapmış kişilerin aday olmasını engelleyen bölümünü ya da görev süresini değiştiren düzenlemesini iptal ederse, yeni cumhurbaşkanlığı seçimi bu yıl bizim gündemimize gelecektir.
Başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili TEPAV'ın araştırması belki de henüz iyi tartışılmadığından halkın "Başkanlık sistemini" düşünmediğini ortaya koymaktadır. Bu araştırmada AK Parti'ye oy vermiş bireylerin yüzde 46'sı parlamenter sistemin korunmasını isterken sadece yüzde 20'si başkanlık sisteminin iyi olacağına inandıklarını belirtti.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın "Anayasa yazım sürecinde başkanlık sistemini müzakere etmek lazım. Başkanlık sistemi bugünden daha güçlü bir denetim sağlar" diyerek başlattığı tartışmaya yurtdışında bulunduğu sırada Başbakan Erdoğan da bir soruya yanıt verirken, "Müsademe-i efkardan barika-i hakikat doğar" karşılığını vererek katıldı.
Son 20 yıldır gündemimizde olan başkanlık sistemi tartışmasının yapıldığı dönemler oldu, bugün de tartışılabilir. Öncelikle bu sistemin bugün uygulanmakta olan parlamenter sistemden farklı olduğunu, yönetimde ray değiştirme gerektirdiği unutulmamalıdır.
Bu değişiklik sadece bugünkü Cumhurbaşkanı'ndan daha yetkili bir başkanın halk tarafından seçilmesi ile sınırlı bir konu değildir. Baştan sona bir ülke yönetim modeli değişmesidir. Ülkenin idari yapısından, bakanlar kuruluna, karar mekanizmalarının yenilenmesine, yerel yönetimlerin kendi adına karar mekanizmalarını oluşturacak mali imkanlara sahip yeni modeline kadar birçok konuyu içermektedir. Ancak bütün bu konularda yeni düzenlemelerin hazırlıklarının yapılması, bunun tartışmalarla, katılımcı bir yöntemle toplum tarafından benimsenmesinden sonra ele alınıp benimsenmesi mümkün olur. Aksine bir düzenleme bugün Başbakan'ın kullandığı yetkilerin daha çoğunu halktan yüzde 50'den fazla onay almış bir başkana devredilmesi anlamına gelecektir. Tartışmanın sağlığı açısından "çok su kaldıracak bu konuyu" Anayasa uzlaşma tartışmaları içerisine almamak doğru olacaktır...