Tarımsal üretimde yapay zekâ ile gelen fırsatlar
Yapay zekâ, her gün yeni gelişmelerle gündem olmaya devam ediyor. Dahası gündemi kendisi de oluşturmaya başladı. Bu iyi bir şey mi? Tartışılmalı… Belki de korkulmalı…
Yapay zekâ, insanlık adına büyük tehditleri içeriyor. Ancak bu yazıda, yapay zekânın tarımsal açıdan sunabileceği fırsatlara odaklanacağız. Fazla teknik detaylara girmeden, kısa kısa yapay zekânın gelecekte gıda yeterliliğine nasıl katkı verebileceğine dair kısa öngörülerde bulunmaya çalışacağız.
İnsanlık için önemli bir sıçrama fırsatı
İnsanlık tarihinde, neredeyse düz seyreden gelişim çizgilerinin, yazının icadı, sanayileşme ve nihayet dijitalleşme ile büyük sıçramalar gösterdiğine, verimlilikte ve üretimde geometrik artışların olduğuna şahit olduk.
Yapay zekânın her alanda yaygın kullanımı ile çok daha büyük bir sıçrama bizi bekliyor. Tarımın stratejik önemi, dünyamızın yaşadığı son krizlerle çok daha artmış, insanın beslenme ihtiyacının her türlü zenginliğin üzerinde olduğu fark edilmiştir.
Günümüzde aç olan bir milyara yakın insanın var olduğu sistemde, sorunun kaynağı, adil olmayan dünya düzeni, israf ve kaynakların etkin kullanılmamasıdır. Adil bir düzen konusunda yapay zekânın katkısının ne şekilde olacağına girmeyeceğiz. Asıl konumuz olan tarım, çevre, gıda ve sürdürülebilirlik çerçevesinde yapay zekâ neleri değiştirebilir sorusuna cevap bulmaya çalışacağız.
Yapay zekâ açlığa çözüm olabilir
Yapay zekânın tarımda kullanımına dair yüzlerce araştırma sonucuna bu köşede yer verme imkânımız elbette ki yok. Ancak sadece iki gün önce gazetemizdeki bir haberde, Kopenhag Üniversitesi araştırmacılarının, yapay zekâ tabanlı izleme ve robotik teknolojileri kullanarak 2030 yılına kadar verimi etkilemeden pestisit kullanımını yüzde 50 azaltmanın yollarını arayacakları bilgisi yer alıyor.
Yapay zekânın tarımsal üretimde büyük bir patlama yapması bekleniyor. Bir yandan kaynaklar daha etkin kullanılırken, diğer yandan üretim çıktıları artacak. Kaynak kullanım etkinliği demek üretim maliyetlerinin azalması demek.
Özellikle enerji maliyetlerinin düşeceği öngörülebilir. Üretimin artması ise arzın artması ve sonuçta ürün fiyatlarının gerilemesi anlamına geliyor. Öte yandan, pazarlamada dağıtım organizasyonunun etkinliğinin artması da pazarlama giderlerini azaltacak, aracı sayısını ve üretimden tüketicinin sofrasına kadarki aşamalarda meydana gelen ürün kayıplarını en aza indirecek, böylelikle tüketici daha kaliteli ürünü uygun fiyata alabilecek.
Yapay zekanın optimum enerji kullanımına sağlayacağı katkı sonucunda, iklim değişiminin asıl sorumlusu olan karbon salınımının düşeceği ve çevresel açıdan kötüye gidişin durdurulabileceği öngörülebilir. Yapay zekânın biyoteknolojide sağlaması muhtemel gelişmeler tarımsal üretim artışının bir diğer önemli kaynağı olacak. Kuraklık, hastalık ve zararlılar açısından biyoteknoloji esasen üretimde sıçramayı sağlayabilecek önemli bir araç.
Kırsalda yaşayan nüfusun azalması ve yaşlanması ile tarımsal üretimde yaşanabilecek sıkıntılar, yapay zekâ ile daha kontrol edilebilir ortamlarda, daha az risk ve belirsizlik içeren üretim şekline dönüşebilir. Özellikle makro düzeyde karar alma mekanizmalarında yapay zekâ çok etkili bir yardımcı olacaktır. Tarımda üretim planlamasına geçmekte olan ülkemizde yapay zekâ etkin kullanılmalıdır.
Makro ölçekte bir planlama için milyonlarca veri setinin, iç ve dış piyasalarda anlık değişimlerin değerlendirilmesi, hızın yanı sıra sinir ağlarının etkin kullanımı ancak yapay zekâ ile mümkün. Bu şekilde piyasalardaki fiyat dalgalanmaları en aza indirilerek hem üreticinin hem de tüketicinin refahı artırılabilecek. Son söz olarak; eğitim ve araştırmalarda yapay zekâ öne çıkarılmalı, insanlık yararına kullanımı konusunda, özellikle gençlere, değerlerimiz iyi aktarılmalıdır.