Tarımın sorunlarının çözümü tek bir yerde birleşiyor – 1
Ülke meselelerinin genelinde olduğu gibi tarım konusunda da sürekli olarak şikâyetlerin ve sorunların dile getirilmesi, sağlıklı ve uygulanabilir çözüm önerilerinin ortaya konulamaması en zayıf olduğumuz nokta.
Tarım sektörünün en zayıf ve çaresiz kaldığı alan ürün piyasaları. Üretimden kaynaklanan risklerin yanı sıra ürün fiyatlarında yaşanan dalgalanmalar, üretici gelirlerinde daha büyük dalgalanmalara yol açıyor. Bu nedenle, piyasa ekonomilerinde bile devletin tarım sektörüne müdahalesi ve desteklemesi gerekli.
Ürün piyasalarında, tüketicilerin ve üreticilerin çok sayıda olması ve yeterince örgütlenememeleri, arada kalan daha az sayıdaki aracıların karşısında korunmasız kalmalarına neden oluyor. Bunu kum saati şeklinde düşünebilirsiniz. Kum saatinin bir ucunu tüketiciler, diğer ucunu ise üreticiler oluşturur. Aradaki dar bölgede ise aracılar yer alır. Bu gıda zincirinin ilk adımında, üreticiden tedarikçiye aktarılır gıda ürünleri. Sonra işleme tesislerine ve buradan da yüzlerle ifade edilebilecek satın alma noktalarına iletilir. Daha sonra toptancılar, perakendeciler ve nihayetinde son kullanıcılara ulaştırılır. Bu yapıya geriden bakıldığında, sayısal temsil bakımından bir kum saatine benzer bir resim ortaya çıkar. İşte bu durum, üreticinin ve tüketicinin örgütlenmelerinin yetersizliğinden dolayı, olumsuz bir yapıdır. Elbette ki üretici ve tüketici arasındaki mekanizma son derece önemlidir gıda zinciri açısından. Ancak oluşacak katma değerlerin ötesinde haksız kazançların sağlanabilmesi, toplum huzurunu ve özellikle de üreticinin üretme şevkini kırmakta. Bunun çözümü ise etkili bir örgütlenmeden geçiyor.
Tarım örgütlenmeye muhtaç
Örgütlenme, her sektörde ve her düzeyde olması gereken güç birliğini ifade eder. Üretimin her aşamasında canlı ile uğraşılan, fazla hassasiyet ve buna bağlı olarak fazla miktarda riski bünyesinde barındıran tarım sektörü; ekonomik, teknik ve sosyal boyutları nedeniyle örgütlenmeye çok fazla muhtaçtır. Aslında kültürümüzde imece olarak bilinen ancak modernizm ile giderek azalan yardımlaşma ve dayanışma anlayışının profesyonel boyutta örgütlenme ile sürdürülmesi, kırsal toplumun refahı için elzemdir. Tarımda örgütlenme denildiğinde, üretici örgütlenmesi daha çok öne çıkar. Bunun yanı sıra ilgili bakanlıklar, odalar ve birliklerin örgütlenmesi de ayrı önem taşır. Üretimden pazarlamaya, tarladan çatala, nadas alanlarından dikey tarıma ve yapay zekâya kadar birçok alanda tarımın temel sorunlarının birleştiği tek bir ana kaynak var: Örgütlenememe.
Tarım sektöründe örgütlenme diğer sektörlere göre daha fazla önemlidir. Başta stratejik bir alan olması, bunun pandemi döneminde yeterince hissedilmesi ve serbest piyasa ekonomilerinde dahi tarımda üretim planlamasına ihtiyaç duyulması, örgütlenmeyi zorunlu kılar.
Ayrıca rekabet gücünün zayıflığı, yetersiz eğitim, tabiat şartlarına bağımlılıktan doğan risk ve belirsizlik, yetersiz teknoloji ve dijitalleşme, politika oluşumunda ve desteklemelerde lobi ihtiyacı, sermaye yetersizliği, yoksulluk ve yoksunluk, düşük verimlilik, yetersiz kırsal altyapı, kırdan kente göçler ve özellikle de gençlerin tarımdan kopması diğer önemli gerekçelerdir tarımda örgütlenme için. Tüm bunların odağında ise ekonomik güç birliği ve kamuoyu oluşturabilme ihtiyacı bulunuyor. Ortak makine kullanımı, ucuz girdi temini, ürünlere yüksek fiyat sağlayabilme, teknik eleman istihdamı, toprak ve yaprak analizleri, ürün kalite tespiti ve gıda güvenliği örgütlenme olmadan yeterince başarı sağlanamayacak konular.
Ayrıca kayıt dışılığın azaltılması, ürün işleme ile katma değer artışı ve dikey yapılanma, tesis kurulumu için Bakanlık desteklerinden ve diğer finansman kaynaklardan yararlanma gibi hususlar, örgütlenmenin sağlayacağı avantajlar olarak vurgulanmalı.
Örgütlenmede kooperatifçilik modeli öne çıkıyor
Örgütlenme modeli olarak, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere gelişmiş ülkelerde kooperatifçilik öne çıkar. Üretim planlaması, uygun finansman ve girdi temini, tarım politikalarına katkı ve üretici eğitimi ve yayımı açısından kooperatifçiliğin önemli faydaları bulunmakta. Avrupa Birliği’nin tarım sektöründeki ortak piyasa düzenlemeleri, önemli ölçüde üretici örgütleri üzerinden gerçekleştirilmekte.
Tarım satış kooperatifleri, tarımsal kalkınma kooperatifleri ve tarım kredi kooperatifleri başta olmak üzere ülkemizde çok sayıda türleri mevcut.
Ticaret Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de 8 milyon 109 bin 225 ortağıyla, 84 bin 232 kooperatif bulunuyor. Tarım sektöründe ise 3 milyon 890 bin 478 üyesiyle 12 bin 990 kooperatif faaliyet gösteriyor1. Türkiye’de 2022'nin ilk beş aylık döneminde inşaattan tarıma, ulaştırmadan imalata kadar çeşitli alanlarda 719 yeni kooperatif faaliyete başladı. Ocak-mayıs döneminde kurulan kooperatif sayısı geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 83,86 arttı. Bu kooperatiflerin 19’u tarım, ormancılık ve balıkçılık alanında oldu2.
Tarımsal kooperatifler dışında damızlık sığır yetiştirici birlikleri ve sulama birlikleri gibi çok sayıda birliğin yanı sıra Ziraat Odaları, Ziraatçılar Derneği, Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği, Ziraat Mühendisleri Odası, Veteriner Hekimleri Odası gibi çok geniş bir yelpazeye sahip ülkemiz tarımında örgütlenme. Çok sayıda kooperatif ve üyeye rağmen tarımda örgütlenme son derece yetersiz. Eğitim yetersizliği, yönetim sorunları, başarısızlık örnekleri, güvensizlik ve örgütlenmenin yeterince desteklenmemesi bu etkinsizliğin başta gelen nedenleri.
1 https://ticaret.gov.tr/kooperatifcilik/bilgi-bankasi/kooperatifler-hakkinda/ turkiyede-kooperatifcilik
2 https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/turkiyede-5-ayda-719-kooperatif-kuruldu/2627877