Tarımın sorunları çözülmeden gıda fiyatları düşürülemez

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN [email protected]

Her ayın 4'ünde olduğu gibi yine gıda enflasyonu gerçeği ile yüz yüze geldik. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı Ocak 2019 enflasyon verilerinde gıda fiyatlarındaki artış ön plana çıktı. Gıda fiyatları artmasa ekonomi tıkırında olacak.

Yapılan yorumlara bakılırsa "Gıda enflasyonu beklentilerin çok üzerinde."

Peki, beklenti neydi? Biberin 2 lira, patlıcanın 1.5 lira, domatesin 1 lira, soğanın patatesin 50 kuruş olması mı bekleniyordu.

Gıda fiyatlarının düşük olması için bir tek neden sayabilir misiniz?

Önce verilere bakalım; TÜİK’in açıkladığı Ocak 2019 enflasyon verilerine göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık bazda %1.06 artarken, yıllık bazda %20.35 oldu. Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ise, aylık %0.45 artarken yıllık bazdaki artış %32.93 olarak gerçekleşti.

Rekor gıda ürünlerinde

Enflasyonda en yüksek artış %6.43 ile gıda fiyatlarında oldu. Gıda fiyatlarında 2003 yılından bu yana yani son 16 yılda aylık olarak en yüksek seviyeye ulaştı. Fiyatı en çok artan 25 ürün sıralamasında ilk 9 sırada yaş sebze ve meyve ürünleri yer aldı. İlk 15 ürünün ise 12'si sebze ve meyve ürünleri oldu.

Ocak ayı enflasyon verilerine bakıldığında fiyatı en çok artan ürünler sıralamasında ilk sırada %87.87 oranındaki artışla çarliston biber yer aldı. Patlıcanda %80.94, kış sebzesi olarak bilinen ıspanakta %67.63, sivri biberde %63.84, taze fasulyede %53.31, salatalıkta %44.31,domateste %38.75, havuçta %36.03, kabakta %28.41, mandalinada %21.77, patateste %17.98 artış olurken en çok tartışılan ve ithalatına izin verilen kuru soğanda bile fiyat artışı %17.06 oldu.

Ocak'ta felaketler peş peşe geldi

Gıda fiyatlarındaki artışta ocakta iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanan felaketler çok etkili oldu. Özellikle sera üretiminin yaygın olduğu Antalya, Mersin, İzmir, Muğla gibi üretim merkezlerinde aşırı yağış, sel, hortum, fırtına gibi felaketler nedeniyle ürünler büyük zarar gördü. Sular altında kalan, zarar gören ürünler pazara çıkarılamadı. Ürün pazara gelmeyince büyük bir darlık yaşandı ve fiyatlar arttı. Kış sebzeleri olarak adlandırılan ıspanak, lahana, kereviz, turp, havuç, maydanoz, roka, tere gibi ürünlerin bile fiyatı normalin çok üzerinde arttı. Bu ürünler aşırı yağış ve ürünün su altında kalması nedeniyle hasat edilemedi. Toplanamadığı için pazara getirilemedi. Demetle satılan ürünlerin demeti küçüldü, fiyatı ise en az iki katına çıktı.

Tarım ürünlerinde fiyat neden artıyor?

Gıda enflasyonundaki artış tek başına Ocak ayındaki felaketlerle açıklanamaz. Yıllardan beri tarımda biriken ve kronikleşen sorunlar var. Tarımda yaşanan bu sorunlar çözülmeden, gıda fiyatlarındaki artışın önüne geçmek mümkün değil.

Son dönemde kuru soğandaki fiyat artışını önlemek için yapılan depo baskınları ile marketlere yönelik denetimin artırılması ve tehditlerle fiyatların düşürülemeyeceği bir kez daha görüldü. Ayrıca fiyatı artan ürünlerin ithal edilmesi ile de fiyatların düşmeyeceği anlaşıldı. Eğer ithalatla fiyat düşseydi kuru soğanın fiyatı düşerdi. Depo baskınlarıyla fiyat düşseydi, kuru soğanın fiyatı bir ayda %17'nin üzerinde artmazdı.

Baskınların, ithalatın çözüm olmadığı, tarım ürünleri fiyatındaki artışın temel nedeni; yüksek girdi maliyetleri, iklime bağlı olarak yaşanan olumsuz hava koşulları ve ürünün üreticiden tüketiciye ulaştırılmasındaki arz zincirde yaşanan organizasyon bozukluğu olarak sıralanabilir. Bu sorunlara çözüm üretmeden gıda fiyatlarının düşmesini beklemek hayal olur.

Hal yasası ile fiyat düşmez

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan hafta sonu gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında Hal Yasası'nın hazır olduğunu, yasanın çıkması ile gıda fiyatlarında düşüş olabileceğini söyledi. Sadece yasa çıkarmakla gıda fiyatları düşmez. Önemli olan çıkarılan yasaların ihtiyaçlara uygun çıkarılması ve titizlikle uygulanmasıdır. 2010 yılında da Hal yasası çıkarılırken dönemin Bakanı Hayati Yazıcı, yasa ile fiyatların %25 ucuzlayacağını söyledi. Fakat ürün fiyatları ucuzlamadığı gibi, bugün rekor artışlara çözüm aranıyor.

Üretim verileri gerçekçi değil

Tarım ürünleri ile ilgili verilerde de yanlışlıklar var. TÜİK Bitkisel Üretim verilerini Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan alıyor. Bakanlık ise bu verileri Çiftçi Kayıt Sistemi ve diğer kayıt sistemlerine yapılan başvuruları dikkate alarak oluşturuyor. Beyan edilen üretim miktarı her zaman gerçekleşmiyor. Doğal felaketler sonucu üründe meydana gelen zararlar verilere gerçekçi olarak yansımıyor. Bu nedenle kağıt üzerinde görülen üretim gerçekte olmuyor. Bu da fiyat artışında bir faktör olarak değerlendirilmeli.

Merkez Bankası'nın hedefi hayal oldu

Ocak ayı enflasyon verileri özellikle gıda fiyatlarındaki %6.43 oranındaki artış, Merkez Bankası'nın gıda enflasyonu hedeflerine ulaşılmasının hayal olduğuna dair ilk sinyal oldu. Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya'nın geçen hafta açıkladığı 2019'un ilk enflasyon raporuna göre, 2018'de %27.1 olan işlenmemiş gıda fiyatları enflasyonu 2019 sonunda %13'e ve 2020 sonunda ise %10'a indirilmesi hedefleniyor. Yıllık bazda %30.97'ye ulaşan gıda enflasyonunun yılsonunda %13'e gerilemesi mümkün görünmüyor.

Özetle, gıda fiyatlarının artmasında Ocak ayında yaşanan olağanüstü hava koşullarının etkili olduğu söylenebilir. Fakat, fiyat artışının gerçek nedeni tarımdaki yüksek girdi maliyetleri, iklim değişikliğinin tarımsal üretime olumsuz etkisi, üreticiden tüketiciye kadar olan arz zincirindeki altyapı eksiklikleri, fırsatçılık ve ithalatla üreticinin üretimden kaçışı olduğu unutulmamalı. Tarımın sorunları çözülmeden gıda fiyatları düşürülemez.

Fiyatı en çok artan ürünler (%)
Çarliston biber 87.87
Patlıcan 80.94
Ispanak 67.63
Sivri biber 63.84
Taze fasulye 53.31
Salatalık 44.31
Domates 38.75
Havuç 36.03
Kabak 28.41
Mandalina 21.77
Patates 17.98
Kuru soğan 17.06

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar