Tarımın önemine uygun desteklenmesi gerekir

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Tarımsal ve gıda ürünlerinin önemi 7 milyarı aşan dünya nüfusu açısından her geçen yıl artıyor. Ülkeler bu alanda kendilerine yeterli olabilmek için projeler üretip destekler veriyorlar. Türkiye'de de 2006 yılında tarım ve hayvancılık desteklerinin GSMH'nın yüzde 1'i oranında olması yasal düzenlemeyle gerçekleştirildi. Ancak, o yıldan bu yana destekler yüzde yarım seviyesinde kalıyor, yasal zorunluluk yerine getirilemiyor. Bunun sonucunda tarım sektörü Tarım bakanlığının verdiği destekten fazlasını kullandığı beş temel ürüne bağlı olarak ödediği vergilerle KDV ve ÖTV olarak Maliye Bakanlığına vermeyi sürdürüyor.            

7 milyarı aşan dünya nüfusu içersinde tarımsal üretimin değeri her geçen gün artıyor. Ülkeler tarım ve gıda konusuna büyük önem veriyorlar ve kendilerine yeterli ürünü elde etmek için projeler geliştirip destekler veriyorlar. Dünya nüfusunun yüzde 1'ine sahip olan ülkemizde de tarımsal üretim büyük önem taşıdığı için desteklenmesi gereken bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Tarım ve hayvancılık ülkemizde de destekleniyor. Ama yasal zorunluluk seviyesine bile ulaşamıyor.

Türkiye tarım destekleri için 2006 yılında aldığı radikal bir kararla Tarım desteklerinin her yıl GSMH'nın yüzde 1'i oranında gerçekleşmesini yasal düzenlemeye bağladı. Ancak, bu yasal düzenleme o yıldan bu yana uygulamada yerine getirilemedi/ getirilmedi. Son yıllarda tarımsal desteklemelerde bazı artışlar olmasına karşın destekler yine de yasal karşılığının çok altında kalıyor. 2010 yılında GSMH'mız 1trilyon 103 milyar 750 milyon TL iken tarımsal destek toplamı 5 milyar 733 milyon lira ile yüzde yarım seviyesinde gerçekleşti.  2011 yılı GSMH gerçekleşme tahmini 1 trilyon 281 milyar 454 milyon liraya yükselirken tarımsal destekler yine yasal olarak olması gerekenin yarısı yüzde yarım olarak 6 milyar 990 milyon lira olarak gerçekleşmesi bekleniyor. 2012 yılının 1 trilyon 426 milyar 1milyonluk GSMH tahminine karşın, bütçe konuşmasında tarımsal destek toplamının yine yüzde yarım seviyesinde 7 milyar 200 milyon olacağı belirtildi. Bütün bu rakamlar tarımsal desteklerin yasal düzenlemenin yarısı oranını aşamadığını gösteriyor.

2010 yılı tarımsal ve hayvancılık desteklemeleri ve çiftçinin ödediği vergileri ele alarak inceleyen Ziraat mühendisi Hatice Ünal, Tarım Bakanlığının çiftçiye o yıl verdiği destek toplamının 5 milyar 733 milyon lira olmasına karşın, çiftçilerin kullandıkları beş temel kalem gübre, ilaç, mazot, yem ve elektrik için yaptıkları 22 milyar 549 milyon liralık harcamaları içersindeki KDV ve ÖTV olarak  ödedikleri Maliye kasasına giren vergi miktarının aldıkları destekten  1 milyar 304 milyon lira fazla olduğunu v e 7 milyar 47 milyon liraya ulaştığını ortaya koyuyor.

Ünal'ın bu araştırması 2010 yılı tarımsal desteklerinin 2006 yılındaki yasal düzenlemeye bağlı olarak yüzde 1 olarak gerçekleşmesi halinde "Gerçekten destek" anlamına geleceğini ortaya koyuyor. 2010'da destekler GSMH'nın yüzde 1'i oranında 11 milyar 466 milyon olarak gerçekleşseydi, o zaman çiftçiler Maliye bakanlığına ödedikleri toplam vergiden 4 milyar 419 milyon daha fazla destek alarak yeni yatırımlar yapmak ve daha yüksek verim alacakları tarımsal sonuç elde etme imkanını elde etmiş olacaklardı. Ve bu tarımsal desteğin "Gerçek anlamda destek" olması sonucunu getirecekti.  Bu da bir yandan tarımsal alanda yaşanan olumsuzlukların giderilmesi ve diğer yandan hayvansal alanda yetersizliğin azaltılması sonucunu getirecekti.

Son dönemde Anadolu'da ziyaret ettiğimiz tarımsal alanlarda, çiftçilerin borçluluklarında artış olduğu desteklerin yetersiz kaldığı yolunda yakınmaları duyuyoruz. Aynı şekilde hayvancılık yapanlar da sütçülük ve besiciliğin mevcut desteklere rağmen artık geçimleri için yeterli geliri elde etmelerine  imkan vermediğini söylediklerine tanık oluyoruz.

O nedenle doğru bir girişim olarak 2006 yılında GSMH'nın yüzde 1'i olması gereken tarımsal desteklerin bu seviyeye çıkarılmasının yolu bulunmalıdır. Tarımsal ürünler ve gıdanın her geçen gün öneminin arttığı dünyamızda, Türkiye'nin bu alanda kendine yeterli olabilmesi için bu şarttır. Yoksa zaman içersinde Türkiye hem et ithalatını sürdürmek zorunda kalacağı gibi, başta buğday, yağlı tohumlar olmak üzere bazı tarımsal ürünleri sürekli ithal etmek zorunda kalacaktır… 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar