Tarımın maliyetini aylık düşüş mü 12 aylık ortalama mı yansıtıyor?
Thomas Sargent makroekonomik sebep sonuç ilişkisinin analitik çatısını en sağlam oturtmuş iktisatçılardandır. 2011 yılının ekonomi Nobel ödülünün sahibi olan Sargent, “kamu maliyesi ve bütçe finansmanının dinamik modeller üzerinde inceleyen çalışmalarının sonucunda, borçlanma yoluyla kamu açığının finanse edilmesinin de enflasyonist baskı yarattığını kanıtlamıştır.
Grafik: Haziran Tarım ÜFE
Kış soğuğunu kitaplarımızı yakarak atlatabilir gibiyiz?
Moody’s ardından Fitch Türkiye’nin notunu bir kademe daha indirip, görünümünü de negatife çevirdi. Doğu Akdeniz’de sular ısınıyor. S-400 gerginliği kapımızı çalmaya başladı. Avrupa, petrol arama faaliyetlerinden ötürü Türkiye’ye yaptırım kararı aldı. Avrupa ikiyüzlülüğünün en iğrenç yüzüyle karşı karşıya kaldık. Önce Güney Kıbrıs’ı Avrupa’ya bizi almadan alarak, bizi açık bir haksızlığa maruz bıraktı. Bugün Avrupa, Doğu Akdeniz’deki gelişmelere ilişkin taraf oluyor; Türkiye’ye yönelik yaptırım kararı alıyor. Önemli olan bizim üzerimize düşenleri hakkıyla yapabilmemiz. Maalesef son zamanlarda ekonomik açıdan çok büyük hata yapıyoruz. Mesela bütçe…
Bütçeden Tarım ÜFE’ye uzanan yol
Sadece Moody’s ve Fitch değil, Mısır’daki sağır sultan bile duydu bizim bütçe açığımızı. Giderler olağanüstü artarken, olağandışı ve tek seferlik kaynaklarla bütçe açığına çözümler aranıyor. Yedek akçe, merkez bankasının gelirinin önceye alınması gibi; kısa vadeyi hedefleyen çözümleyen çözümler, sivrisinekleri öldürüp bataklığa dokunmuyor. Ortada gizlenemez bir kontrolsüz kamu açığı yer alıyor. Para ve maliye politikasından sorumlu kurumların bağımsızlıklarına kolayca müdahale edilebildiğine göre her olasılığı dikkate almak lazım. Liyakate dikkat etmeyen yetkilendirmeler ve görevlendirmeler o kadar kafaları karıştırdı ki, aklımıza gelen her şey de başımıza kolayca gelir oldu.
Grafik. Son 8 Ay Tarım ÜFE
Bütçede giderler kısılmıyor. Reel anlamdaki gelirler hızla geriliyor. Tek seferlik çözümleri dikkate bile alamıyoruz. Böylesi gelişen bir kamu açığının para basmakla da çözülmeye çalışılacağını bekleyebiliriz. 2008’e kadar bildiklerimiz, para basmanın enflasyonu azdıracağı yönündeydi. Bu küresel krizde gelişmiş ülkelerde enflasyonist etki yaşanmadı. Ama bizdeki yüksek dolarizasyonun etkisi nedeniyle, bence bizde para basmak enflasyonun fitilini ateşler. Diğer yolsa giderleri kısıp gelirleri arttırmaktır. Bu mümkün değil. Geriye borçlanma yolu ile finanse etmek kalıyor. Bu tercih, tüm dünyadaki en yaygın yöntemdir. Borçlanma dışındaki olasılıklardan merkez bankasının para basarak enflasyonu uçurmasını 1998 öncesinde yaşadık. Thomas Sargent en sağlıklı şekilde, borçlanmanın da enflasyonist etkisinin olacağını bize ispatlıyor. Yani bizden söylemesi; bu borçlanma eğilimi altında, bu tarım maliyeti hep yüksek seyreder. Perşembenin gelişi çarşambadan bal gibi belli.