Tarımda yükselen değer; küçükbaş hayvancılık

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN [email protected]

Özellikle 1980'li yıllarda hayvancılıkta yaşanan büyük çöküşten sonra bir çok destek paketi açıklanırken küçükbaş hayvancılık hep unutuldu, yok sayıldı, ihmal edildi. Sığır yetiştiriciliğine dayalı bir hayvancılık politikası benimsendi. Sığır yetiştiriciliğinde ise ithalata dayalı politika uygulandı. Yıllarca hayvancılığa verilen destekler büyük oranda ithalata gitti. Yem hammaddeleri, damızlık, besilik hayvan ithalatı ile kaynaklar yurtdışına transfer edildi.

Büyük yanlışların, hataların yapıldığı bir dönemde yapılan tek doğru işlerden birisi son dönemde küçükbaş hayvancılığın destekleme kapsamına alınmasıydı. Küçükbaş hayvancılıkta koyun ve keçi başına destek verilmesi, süt desteği ve diğer desteklerin sağlanması ile sektörde bir canlanma yaşandı. Kayıt sistemine geçilmesi sağlandı. Islah çalışmaları başlatıldı.

Bu olumlu gelişmeler küçükbaş hayvan varlığını artırdı. Mevcut işletmeler büyürken, yeni yatırımların önü açıldı. Et ve süt üretimi arttı. 10 yıl önce koyun eti üretimi yıllık ortalama 65 bin ton seviyesinde iken bugün 100 bin tonun üzerine. Keçi eti üretimi ise aynı dönemde 10 bin tondan 23 bin tona ulaştı. Sağılan koyun sayısı 10 milyondan 14 milyona keçi sayısı ise 2.5 milyon baştan 4 milyon başa çıktı. Buna bağlı olarak süt üretiminde de artış oldu. Koyun sütü üretimi 2003 yılında 770 bin ton seviyesinde iken 2013'te 1.1milyon tona yükseldi. Aynı dönemde keçi sütü üretimi ise 278 bin tondan 415 bin tona ulaştı.

Rakamlardan da görüleceği gibi küçükbaş hayvancılık biraz destekle ciddi bir sıçrama yapacak yapıya sahip. 2000'li yılların başında 25 milyon baş olan koyun varlığı 2013'te 32 milyon başa ulaştı. Verilen desteklerle sektöre özellikle de keçi yetiştiriciliğine büyük bir yönelme oldu. Türkiye’nin 1980 yılında keçi varlığı 18 milyon başın üzerindeydi. 2010 yılında 5 milyon başa kadar düştü. Son yıllarda verilen destek ve uygulanan projelerle 10 milyon başın üzerine çıktı. Keçi sayısı bakımından Avrupa’da ilk sırada yer alan Türkiye’de son yıllarda endüstriyel keçi sütü üretimine yönelik sektör içinden ve dışından yatırımlarda ciddi artış oldu. Ancak bir çok tarımsal yatırımda olduğu gibi günün modasına kapılarak fizibilite yapmadan işe girenler hüsrana uğradı.

Yatırımcıların sorunları 

Endüstriyel keçi sütü üreten yetiştiricilerin ve uzmanların anlatımıyla sektörün önündeki en önemli sorunlar ise şöyle sıralanıyor. 
1- Yeterli miktarda damızlık bulunamaması nedeniyle damızlık ihtiyacının önemli bölümü ithalatla karşılanıyor. 
2- Sektörün bir başka önemli sorunu bir çok alanda yaşanan teknik ve ara eleman sıkıntısı.
3- Yapılan fizibilite çalışmalarının gerçeklikten uzak olması nedeniyle işletmelerin hedeflerinde ciddi sapmalar yaşanması özellikle yatırımcıları karamsarlığa itiyor ve yeni yatırım yapacakların şevkini kırıyor. Fizibilite çalışmalarının gerçeklere uygun yapılması gerekiyor.
4- Yıllarca ihmal edilen küçükbaş hayvancılık ve elbette keçi yetiştiriciliğinde veterinerlik hizmetlerinin yetersiz olması en çok dile getirilen sorunlardan birisi. Sığır yetiştiriciliği odaklı hayvancılık politikası küçükbaş hayvancılıkta veterinerlik hizmetlerinin de ihmal edilmesine yol açtı. Bu nedenle veteriner hekimler küçükbaş hayvan hastalıkları ile yeterince ilgilenmiyor. Sürülerin küçük olması durumunda ise bu hizmetin alınması daha da güçleşiyor.
5- Keçi sütüne olan talep hızla artarken ete olan talep çok düşük. Oğlak etine talep olmaması nedeniyle işletmelerin erkek oğlaklardan büyük oranda zarar etmesi keçi yetiştiriciliği yapanların en büyük sorunlardan birisi..
6- Keçi yetiştiriciliğinde belki de en önemli sorun bu işin çok kârlı olduğunun iddia edilmesi. Bu nedenle moda şeklinde işi bilen bilmeyen herkes bu alana yatırım yapmak istiyor. Keçi başına 6-7 litre süt alındığı haberleri yatırımları daha da cazip hale getirdi. Öyle bir noktaya gelindi ki, keçi yetiştiriciliğinde çok para var diye düşünen bir çok kişi yatırım yaptı. Yatırım yapılırken de büyük hatalar birbirini izledi. İnşaat işlerine büyük paralar harcandı. Daha çok aile işletmeciliği olarak yapılan keçi ve koyun yetiştiriciliği endüstriyel bir yatırım olarak görüldü. İşi bilmeyenler bu ölçekteki yatırımlarla büyük zarara uğradı. Oysa hem keçi yetiştiriciliği hem de koyun yetiştiriciliği sanıldığı kadar kolay bir iş değil. Çok para kazanılan bir iş de değil. Bilinçli ve doğru bir biçimde yapılırsa para kazanılacak bir iş olabilir. 

Küçükbaş hayvancılık yapanlar, işletmesini büyütmek isteyenler veya yeni yatırım yapacaklar yukarıda özetlenen sorunlara da dikkat ederek yatırımın yapılacak yerin seçimi, bu yerin yem kaynaklarına yakın olmasına dikkat etmeli. Küçükbaş hayvancılığın bir aile işletmeciliği olduğu ve işin başında bulunulursa başarı elde edileceği unutulmamalı. Hayvan seçimi, hayvanın bakımı, sağlığı ve ilgili diğer konularda mutlaka doğru bilgilerle hareket edilerek uzmanına danışılarak karar verilmesi büyük önem taşıyor. Ayrıca yatırımla neyin hedeflendiği başlangıçta iyi saptanmalı elde edilecek et, süt ve diğer ürünlerin nasıl değerlendirileceği doğru verilerle belirlenmeli.

Özetle, küçükbaş hayvancılıkta yatırımların verimli ve sürdürülebilir olması için desteklerin daha bilinçli ve planlı olarak sağlanması ve artırılması gerekiyor. 

NOT: Küçükbaş hayvancılığı bütün boyutlarıyla mercek altına alarak çok kapsamlı bir dosya hazırladık. İlgilenenler DÜNYA'nın yayınladığı 4 Mevsim Tarım Dergisi'nin Aralık 2014 sayısında bu dosyayı okuyabilir.

******

Mehmet Panayırcı yaşama veda etti..

Basın emekçisi ve çok uzun yıllar ÖRKOOP- Nazilli ve Çevresi Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Basın Danışmanlığı yapan Mehmet Panayırcı yaşama veda etti. Tarım ve toprak dostuydu, toprağı bol olsun.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar