Tarımda yeni moda serada muz üretimi
Çocukluğumuzda muz ulaşılması zor “lüks” tüketim malıydı. Yerli üretim yok denecek kadar azdı. İthalat için ülkenin yeterli dövizi yoktu. Özellikle orta ve dar gelirli yurttaşlar çocuğuna muz alamamaktan şikayet ederdi.
12 Eylül darbesinden sonra yapılan ilk seçimde Başbakan olan Turgut Özal’ın ilk uygulamalarından birisi tarım sektörünü dışa açarak birçok üründe ithalatı serbest bırakması oldu.
O dönem ithalatın simgesi ise Chiquita (Çikita) muz oldu. O günden bu güne Türkiye muz ithal ediyor. Son yıllarda muz tüketimindeki artışa paralel olarak üretim de artıyor.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2000’li yılların başında 60 bin ton civarında olan muz üretimi, 2015’te 270 bin tona ulaştı. İthalat ise yıllık ortalama 200 bin ton. Son 15 yılda kişi başına tüketim 2 kilodan 5 kiloya çıktı.
Bu tablo muz üretimini cazip hale getirdi. Muz üretmek isteyen çiftçilerin sayısında artış var. Özellikle Antalya’da Rusya krizi nedeniyle domatesten, salatalıktan zarar eden üreticiler, seralarında muz üretimine yöneldi. Diğer ürünlerle karşılaştırıldığında, muz üreticilerinin daha iyi durumda olduğu söylenebilir.
Muza yönelme fidan üretimine de yansıdı. Muz fidanı üretiminde ve satışında ciddi artış oldu. Doku kültürü ile üretilen fidanlar, saksıda üreticiye veriliyor ve kısa sürede ürün alınması sağlanıyor. Ayrıca klasik üretime göre verimlilik konusunda da ciddi ilerlemeler sağlanıyor.
Tarımda hep yenilik peşinde koşan Grow Fide’nin kurucusu Dr.Hasan Ünal, eşi Prof. Dr. Narin Ünal ve oğlu Ozan Ünal ile birlikte doku kültürü ile muz fidanı üretiminin de öncülerinden.
Hasan Ünal’a göre, bilinçli üretimle 3-4 yılda muz ithalatına gerek kalmadan tüketimin tamamı Türkiye’de üretilebilir.
Doku kültürü ile muz fidanı üretimi için öncelikle yüzde 100 temiz, hastalıksız anaçlara ihtiyaç olduğunu anlatan Hasan Ünal, muz fidanı üretimi ve sektörün genel durumu hakkında şu değerlendirmeyi yaptı: “Daha önce muz fidanı ithal ediliyordu. Fakat hastalık nedeniyle fidan ithalatı yasaklandı. Üreticinin muz fidanı ihtiyacını karşılamak üzere doku kültürü ile üretime başladık. Doku kültürü ile ürettiğimiz fidanları saksıda üreticinin serasına teslim ediyoruz. Üretici bir kökten yani bir fidandan 80-100 kilo muz elde ediyor. Ertesi yıl bu 60 kiloya, daha sonra 45- 50 kiloya düşer. Ama şu anda geleneksel üretimde 35-40 kilo alınabiliyor. Doku kültürü ile muzda verimi en az yüzde 100 artırıyoruz. En önemlisi fidanların sağlıklı olması. Hastalık riskinin olmaması.”
Yerli muz çeşitlerini geliştirdiklerini ve muz ithalatına gerek kalmayacak bir çalışma yaptıklarını anlatan Hasan Ünal: “Hastalıklar nedeniyle üreticinin yüzde 30’a varan oranda kaybı oluyordu. Ayrıca bilinçsiz fidan tercihi nedeniyle yaşanan kayıp da yüzde 30 civarındaydı. Bizim geliştirdiğimiz teknoloji bu kayıpları önlediği gibi yüzde 60 rekolte artışı sağlıyor” dedi.
Dekara 180-200 muz fidanı dikilebildiğini vurgulayan Hasan Ünal, 3 milyon muz fidanı ürettiklerini ve Arap ülkelerine, Afrika’ya ihracata başladıklarını, 2017’de 1 milyon 200 bin fidan ihraç etmeyi hedeflediklerini söyledi. Ünal’a göre 3 yıl sonra muz meyvesi ithal etmeye gerek kalmayacak. Ünal, benzer bir çalışmayı kivi üretimi ve diğer bazı meyveler için de yaptıklarını sözlerine ekledi.
Antalya Ticaret Borsası ve Tarım Konseyi Başkanı Ali Çandır ile sohbetimizde de muz üretiminin yaygınlaşmasını konuştuk. Ali Çandır, bilinçli ve planlı bir üretim olması gerektiğini belirterek sözü nar üretiminde yapılan yanlışlara getirdi. Yaklaşık 10 yıl önce nar fiyatının yüksek olması nedeniyle birçok üreticinin nar diktiğini hatırlatan Çandır, “Bugün nar fiyatı toplama maliyetinin altında. Bu nedenle üretici narı dalında bırakıyor. Muzda aynı sorunları yaşamamak için bilinçli hareket etmek zorundayız” dedi.
Nar konusunda yanlış yapılmaması için defalarca uyardık. Fakat kimseye dinletemedik. 5 Şubat 2008’de yazdıklarımızın kısa özeti şöyleydi:
“Doktorlar, narın kanser tedavisine, kalp hastalıklarına iyi geldiğini ve daha bir çok yararlı yönü olduğunu söyledikçe tüketim artıyor. Tüketim artınca piyasada nar fiyatı yükseliyor. Daha iki üç yıl öncesine kadar pazarda kilosu 1 YTL’nin altında satılan nar, kısa zamanda 3 YTL’ye ulaştı. Bu fiyat artışı çiftçilerin dikkatinden kaçmadı. Çünkü Türkiye’de çiftçi üretim yaparken öncelikle ürünün fiyatına bakar. Hangi ürünün fiyatı yüksekse ertesi yıl onu üretir. Ektiği birçok üründen zarar eden ve bir arayış içerisinde olan çiftçi, baktı ki nar iyi para ediyor, nar üretimine yöneldi.
Plansız bir şekilde, çeşidine, kalitesine bakılmadan ‘nasıl olsa yüksek fiyattan satılıyor’ denilerek çiftçi dağa taşa bulduğu her yere nar fidanını dikerse ileride üretim başa bela olur. Bu nedenle nar dikmek isteyen çiftçilerin mutlaka uzmanlara, üniversitelere, ziraat mühendislerine danışmalı.”
Özetle, tarımda yeni moda muz üretmek. Nar üretiminde yaşanan facianın muzda yaşanmaması için uyarıyoruz. Araştırmadan, bilmeden, öğrenmeden sadece fiyatına bakarak bilinçsizce muz üretimine girmeyin.