Tarımda ithalat politikası...

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN [email protected]

Türkiye gibi tarımsal potansiyeli çok yüksek olan bir ülkede akla gelecek en son çare ithalattır. 

Oysa tarım deyince bizi yönetenlerin aklına ilk olarak ithalat gelir. Özellikle bir üründe fiyat artışı olduğunda hemen ithalata başvurulur. Bu üreticiyi ithalatla terbiye etme anlayışı rahmetli Turgut Özal ile başladı. AKP Hükümeti döneminde ise en yoğun biçimde uygulandı. Gıda ürünlerinden hayvansal ürünlere, tarımsal ham maddeden girdilere hemen her şey ithal ediliyor. Hükümet ithalatta deyim yerindeyse tarih yazdı. Nasıl mı? Cumhuriyet tarihinde ilk kez saman ithal edildi. İlk kez Kurban Bayramı için kurbanlık hayvan ithal edildi. İlk kez Genetiği Değiştirilmiş( GDO) mısır ve soya ithal edildi. 

Henüz ithal edilmese de şu günlerde ilk kez fındık ithalatı gündemde. Dünya fındık üretiminin yüzde 70’ini gerçekleştiren,ihracatının ise yüzde 80’nini tek başına yapan Türkiye, fındık ta ithal ederse hükümet adını altın harflerle tarihe yazacak. 

Yapılan ithalattan hükümet, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da çok rahatsız olacak ki, yaptıkları açıklamalarda, konuşmalarda, internet sitelerinde ithalattan hiç bahsetmezler. Bunun son örneği salı günü Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında yaşandı. 

Salı günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, Milliyetçi Hareket Partisi Afyon Milletvekili Kemalettin Yılmaz gündem dışı konuşmasında gıda ve tarım konusunda hükümetin politikasını, uygulamaları eleştirdi. Tarım ve hayvancılığın nasıl yok edildiğini anlattı. 

Eleştirileri, Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker yanıtladı. Doğal olarak hükümetin tarımda ne kadar başarılı işler yaptığını uzun uzadıya anlattıktan sonra sözü ihracata getirdi: 
“Tarım ürünleri ihracatımız yine 2002 yılında 4 milyar dolar düzeyinden 2013 yılında yaklaşık 18 milyar dolara çıktı ve tarımın kullanmadığı ham maddeler, tarımsal ham maddeler, sanayinin kullandığı kauçuk dâhil olmak üzere bütün tarım ithalatını ham maddeleri de dâhil etsek bile Türkiye’nin net bir tarım ihracatçısı ülke olduğunu bu yıl, bu rakamlar ortaya koymaktadır. 2002 yılında 161 ülkeye 1480 çeşit tarım ürünü ihraç edilirken 2013 yılında 192 ülkeye 1681 çeşit tarım ürünü ihracatı gerçekleştirildi. İhracatımızın yıllık ortalama artışı yüzde 12 oranında. 

Bakan Eker’ in ithalat rakamını açıklamaya hiç niyeti yoktu. 
Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili İlhan Demiröz, “ya ithalat” diye yerinden bağırdı. Diğer milletvekilleri de benzer tepki gösterince, Bakan, mecburen ithalat rakamını da açıkladı. 2002’de 3.7 milyar dolar olan Türkiye’nin tarım ithalatı 2013’te 16.8 milyar dolara çıktı. 

Meclis’te bu kez ithalat mı çok,ihracat mı çok tartışması yaşandı. Bakan Eker’in açıkladığı verileri doğru kabul edersek, Türkiye gibi bir tarım ülkesinin ihracatı ile ithalatının başa baş olması övünülecek değil, utanılacak bir durum. Türkiye’nin tarımsal potansiyeli doğru politikalarla değerlendirilse, ithalata dayalı politika terk edilse öncelikle 16.8 milyar dolar karşılığında ithal (ki bunun içerisinde gübre,mazot,ilaç gibi temel girdiler yok) edilen ürünlerin çok büyük bölümü içeride üretilir. Örneğin, üretimi destekleyici politikalar olsa Türkiye her yıl 700-800 bin ton pamuk ithal eder mi? Yılda 6-7 milyon ton yem ham maddesi ithal eder mi? Yılda 3 milyar dolarlık bitkisel yağ ithal eder mi? Bırakın ithal etmeyi, gelişmiş ülkelerdeki çiftçilerle aynı koşullarda girdi kullanmayı, desteklemeyi sağlarsanız Türkiye yılda 50- 60 milyar dolarlık ihracat yapar. Ama sürekli ithalat sopasıyla çiftçinin üretim yapmasını engellerseniz, 16.8 milyar dolarlık ithalatın nedenlerini sorgulamak yerine 3-5 dolar daha fazla ihracatla övünmeye devam edersiniz. Bu yıl ülke kuraklıkla,don felaketi ile yanıp kavrulurken, hükümet, ilk önlem olarak yine ithalata başvurdu. 19 Nisan tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile Toprak Mahsulleri Ofisi’ne sıfır gümrükle 2.5 milyon ton buğday, 1 milyon ton arpa, 500 bin ton mısır ve 200 bin ton pirinç ithal görevi verdi. Şu günlerde çeltik ekimine hazırlanan çiftçi bu ithalat kararı karşısında nasıl üretim yapsın? 

Buğdayını,arpasını hasat etmeye hazırlanan çiftçi ürününü düşük fiyattan satmak zorunda kalınca üretime nasıl devam etsin? 

Tarım desteklerine bakıyorsunuz ,2014’te buğday,mısır,arpa ve çeltikte bir kuruş bile artış yok. Girdilerde ise fiyat artışı o kadar hızlı ki, takip etmek bile zor. Bu şartlarda üretimden kaçan çiftçilere kızmaya hakkımız var mı? 

Özetle, tarım ülkesi Türkiye, ithalat politikası ile üretimi de üreticiyi de yok ediyor. Yok ettikçe hükümet oylarını artırıyor. Bunun ekonomik,sosyolojik,psikolojik bilimsel bir açıklaması var mı?

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar