Tarım yazarlığında 15 yıl ve bir ”rakı balık” hikayesi

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN aey@dunya.com

Okuduğunuz yazı, bu sütunda yayınlanan 15.yılın ilk yazısı. Aynı zamanda siz okurlarla dertleşme yazısı. Bu nedenle biraz "ben" odaklı bir yazı olacak.

Gazetemiz DÜNYA' nın kurucusu, adı gibi "nezih" bir insan olan Nezih Demirkent' in teklifi ve yol göstermesi ile başlayan tarım yazarlığı yolculuğumun 15. yılındayız. İlk yazım 31 Temmuz 1996'da yayınlanmıştı.

Başlangıçta haftada bir, 2008'in Ocak ayından bu yana haftada iki gün DÜNYA Gazetesi'nde tarım yazıyorum.

Yaptığım sadece köşe yazarlığı değil. Gazeteciliğin özü olan muhabirliği de en az yazarlık kadar severek sürdürüyorum.

Ayrıca, konuşmayı çok iyi beceremesem de tarımla ilgili pek çok toplantıya konuşmacı olarak katılıyorum. Türkiye'de bir iki il dışında gitmediğim, konuşmadığım il kalmadı. Söylediklerimden çok, öğrendiklerim ve kazandığım dostluklar açısından bu toplantıların çok yararlı olduğunu belirtmeliyim.

Birikimlerimi daha geniş kitlelere ulaştırmak için televizyon ve radyo programlarına katılıyorum. Haftada en az birkaç kez ulusal veya yerel televizyonlarda tarımla ilgili görüşüme başvuruluyor.

Medyada tarımla ilgili yazı yazan, haber yapan gazeteci- yazar dostlara her türlü bilgiyi vermeyi görev sayıyorum.

Tarımla ilgili alınabilecek tüm ödülleri aldım. En anlamlısı bu yıl aldığım, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin "Nezih Demirkent Özel Ödülü" oldu. Tarım yazarı olmamı sağlayan ve bu köşenin isim babası olan  Nezih Demirkent adına ödül almak gerçekten anlatılacak bir duygu değil, yaşamak gerekiyor.

Bütün bunları kendimi övmek için yazmıyorum. Nezih Demirkent'in uzak görüşlülüğünü anlatmak için yazıyorum. Nezih Bey, 15 yıl önce tarım konusunda yazı yazmam için teklifte bulunurken;" Türkiye'de uzman gazetecilik yok. Nüfusunun yarısı tarımda olan bir ülkede tarım yazan yok. Bir tek Sadullah Usumi var. Sadullah ile biz aynı yaşlardayız. Yarın öbürün adam ölse tarımı yazan kalmayacak. Sen bu konuda uzmanlaşırsan, tarımla ilgili bir konu olduğunda herkes sana danışacak. Önemli bir bilgi kaynağı olacaksın. Medyanın ilgilenmediği tarım kesiminin sesi olacaksın. DÜNYA' nın tarım kesimiyle buluşmasını sağlayacaksın" demişti. Benim görev tanımım, neler yapacağım o ilk konuşmada belirlenmişti. Bugün geriye dönüp baktığımda Nezih Bey'in söylediklerinin tamamı gerçekleşti. Keşke yaşayıp bu günleri görseydi.

Çok zor şartlarda çiftçilik yaparken, gerekirse üretim aracımız olan "iki öküzümü satar yine okuturum" diyen babamın da bugünleri görmesini çok isterdim.

Geçen 15 yılın bilançosuna baktığımda tarım konusunda yüzlerce yazı  ve haber yazdım. Hiçbir yazımda önyargılı olmadım. Kişilerle değil konularla meşgul oldum. Hiçbir yazım veya haberim yalanlanmadı. Az sayıdaki cevap ve düzeltme hakkına hep saygılı oldum.

Her şeyden önce, büyük bir kirlenmenin yaşandığı medya dünyasında kendimi korumaya, hiç kimsenin "adamı" olmamaya büyük özen gösterdim. Birilerinin çıkarına çomak soksa da  hep doğruları yazdım. Doğruluğuna inanmadığım hiçbir yazı yazmadım.

Tarım yazmaya başladığımdan bu yana 6 tarım bakanı görev yaptı. Görevdeyken hiçbir bakan yazılarımdan memnun olmadı. Bakanlardan biri Rahmetli Nezih Demirkent'i telefonla arayıp beni şikayet ettiğinde Nezih Bey'in yanıtı çok net oldu: "Demek ki, biz işimizi doğru yapıyoruz."

Yıllar sonra bir yazımdan dolayı bir dernek yöneticisinin beni patronuma, Didem Demirkent'e şikayet etmesi üzerine verilen yanıt yine çok netti: "Ali Ekber Yıldırım'ın, Türkiye'de örneği az olan uzman gazetecilik görevini, kurucumuz Nezih Demirkent'in ilkeleri doğrultusunda yaptığından en küçük kuşkumuz yok."

Bu iki örnekten de anlaşılacağı üzere 15 yıl boyunca, hatta DÜNYA' da görev yaptığım 22 yıl boyunca gazetemizin ilkeleri doğrultusunda gazetecilik yapmaya özen gösterdim. Tarafsız ve bağımsız yayıncılık anlayışı ile gazete yönetimi de hep yanımızda oldu. Bir gazeteci için haber yaparken, yazı yazarken bundan daha büyük bir güvence olabilir mi?

Sanırım başlıktaki "rakı balık" hikayesini de merak ediyorsunuz.

Evet, 15 yıllık yazarlığım hatta 25 yıllık gazetecilik meslek yaşamımda ilk kez yazdığım bir yazıdan dolayı hakkımda dava açıldı. Çiğ süt fiyatının belirlenmesi ile ilgili ihale sürecini anlattığım "Telefonlar çalıştı çiğ süt fiyatı düşürüldü…" yazımda "rakı balık" deyimini kullandığım için başında "Köy" olan bir çiftçi örgütünün yöneticileri;  "rakı balık" ile kendilerine hakaret ettiğim iddiası ile hakkımda şikayetçi oldu. Savunmamı yaptım. Yargı süreci devam ettiği için bu konuda yorum yapmayacağım.

Daha nice yıllarda Anadolu'nun verimli topraklarında birlikte yaşamak ve üretmek umuduyla her fırsatta tekrarladığım dileğimi paylaşmak istiyorum. Keşke, her medya kuruluşunda bir tarım yazarı, tarım uzmanı gazeteci olsa, o zaman tarımın sorunlarını çözmek, tarımla kalkınmak daha kolay olur.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar