Tarım ve Orman Bakanlığı 2028 stratejisi: “Dayanıklılık, operasyonel kıvraklık, yenilik”

Mine ATAMAN
Mine ATAMAN Dünya israf atlası [email protected]

Tarım ve Orman Bakanlığı 2024-2028 Stratejik Planındaki “hedef ve sübliminal mesajlarla;” “tarımsal mukavemet, protein kaosu ve mavi ekonomiye” dikkat çekiyor. 2024 tarım yılı, tarım rutinleri yanında yapısal reformlarla “Türkiye Yüzyılı’nı beslemek üzere kurgulanıyor.

Bir tarafta onlarca yılın çıkmazları, algı problemleri diğer tarafta yeni stratejiler. Planda; 7 amaç, 32 performans göstergesi var. 2028 yılına kadar yağlı tohumlu bitkilerde, üretimi 4,5 milyon tondan 28,15 milyon tona yükseltme hedefi; “bitki bazlı süt alternatiflerinden soya, kolza, aspir, haşhaş, kenevir gibi ürünleri tüketeceğimizin sinyalini veriyor.

Su ürünleri üretimini 550 bin tondan 3.850 milyon tona yükseltme hedefi mavi ekonominin yükselişini müjdeliyor. Kuraklık tahmini erken uyarı sistemi, tarım sigorta poliçe sayısı artışı gibi hedefler; Türk tarımına mukavemet, esneklik kazandırmak, jeopolitik etkilerden korumak amaçlı.

Detayları, eksikleri daha çok yazacağız. TMO Kasım 2023 Fenolojik Değerlendirme raporuna göre; “yağışta normaline göre yüzde 88, 2022 Kasım ayına göre yüzde 100’den fazla artış” var. Buğday herhangi bir dona maruz kalmaz ise hububatta yeni bir “bolluk yılı” bizi bekliyor. Stoklar rekor düzeyde. Brezilya, Avustralya, Hindistan El Nino, kuraklık, nem gibi sebeplerden ötürü buğday rekoltesini düşürdü bile.

TMO’ya göre 2023 güz ekiminde sertifikalı tohum kullanım oranı yüzde 30 arttı. Çiftçi geçtiğimiz yıllarda organomineral gübreden istediği verim artışını alamadığından kullanımı azaldı. İngiltere gıda tedarik zincirini destekleme kararı aldı. İngiltere Çevre Bakanı Steve Barclay; AB’den ayrıldığımızdan beri tarımı daha fazla destekliyor ve çevreyi koruyoruz” diyerek yerli üretime dikkat çekti. Antroposen çağı; tarımda devrim niteliğinde gelişmelerle türümüze umut vadediyor.

Dünyanın ilk çift sarmallı RNA (dsRNA) bazlı insektisiti “CalanthaTM” ABD’deki EPA tarafından ruhsatlandırıldı. “Green Light Biosciences” firmasının geliştirdiği böcek öldürücü ürün, istilacı bir tür olan patates böceğine hayatı dar ederken diğer tüm böceklere dost. Tarımda kullanılan kimyasal ürünler zararlılarla mücadele ederken maalesef faydalı böceklerin de yok olmasına neden olabiliyor.

“CalanthaTM” gibi ürünlerin “spesifik olarak sadece hedef zararlıyı yok etme özelliği” çığır açıcı. Biyoçeşitliliği koruyan yöntem “tarımsal faaliyetlerden kaynaklı çevresel etkileri” düşürerek tarım ayak izini azaltıyor. “CalanthaTM” türünün ilk örneği, yüzlerce biyogüvenlik testinden geçti. Yeşil mutabakat kapsamında 2030 yılında kimyasalların yerini organikler alacak.

Tüm dünya hazırlanıyor, yoksa biyoteknoloji ürünlerde dışa bağımlılığı tartışacağız. RNA teknolojisi devrim niteliğinde, Türkçe meali; bir canlının sahip olduğu doğal bir savunma ve gen ifade mekanizması olarak düşünülebilir. RNA’nın keşfi ile 2006’da Nobel Tıp ödülünü alan Craig Mello, canlıların sahip olduğu bu doğal mekanizmayı keşfederek genlerin anlaşılmasını ve üzerinde çalışılmasını kolaylaştırdı.

Dünyada bir ilk olan “CalanthaTM” çevreye duyarlı tarım endüstrisinin doğuşunda en az Yeşil Devrim kadar etkili olacak, yazın bir kenara. Brezilya, Kanada bu tarz ürünlere ruhsat vermeyi planlıyor. Dünyada en gözde bilim insanları, laboratuvarlar ilgili alanda araştırma yapıyor, patent geliştiriyor. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi “MOLEN” “Moleküler Entomoloji” Araştırma Merkezinde Prof. Dr. Umut Toprak ve ekibi “dsRNA” bazlı ürünler geliştiriyor, çok yakında güzel haberler gelecek biliyoruz.

Gelecek burada, gençleri bu heyecana, teknolojiye, motivasyona ortak etmek devletin görevi, daha ne bekliyoruz, başlasın bilim turları. Dünyanın sayılı merkezlerinden MOLEN’de patates böceği, yaprak bitlerine karşı dsRNA bazlı ürünler geliştiriliyor, hatta şeker hastalığı ile ilgili de sürpriz ürünler var. Tarım devrimi artık tarladan çok laboratuvarlarda, üretilen bilgi ve patentlerde.

Kapsamlı tek bir laboratuvar Türkiye’nin dünya tarımında biyoteknoloji üssü haline gelmesini sağlayabilir. Velhasıl; dünyadaki örnekleri Türkiye’nin yıllık bütçesinden daha fazla ekonomik değer yaratıyor. Bir laboratuvar binlerce gence istihdam sağlarken bir şehrin ekonomisini değiştiriyor. Keşke Tarım İhtisas OSB’lerine bu tarz merkezlere destek şartı getirsek, liselere biyoteknoloji dersi koysak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar