Tarım ürünlerinin dijital finansa yolculuğu

İskender ADA
İskender ADA iskender@getmagnus.com

Mısır, buğday, arpa, ayçiçeği tohu­mu…

Tüm bunların dijitalleşerek tıp­kı menkul kıymetler gibi alınıp satılabildiği bir ekosistem mevcut ülkemizde.

Türkiye Ürün ve İhtisas Borsası (TÜRİB), tarımsal ürünlerin tarladan sofraya yolculu­ğunda önemli bir katma değer oluşturuyor. Bu dijitalleşme yolculuğunu özetlersek; lisanslı depolarda saklanmasına karar verilen ürün­leri için dolu tartım ve yetkili sınıflandırıcı tarafından ürün, kalite ve cinsine göre sınıf­landırılıyor. Sonrasında bu ürünü temsil eden elektronik kayıtlar oluşturuluyor. Bu aşama­dan itibaren tarımsal ürün artık bir Elektro­nik Ürün Senedi’ne (ELÜS) dönüşüyor ve tıp­kı diğer sermaye piyasası araçları gibi Merke­zi Kayıt Kuruluşu’nda kaydi olarak saklanıyor. Mevzuata uygun şekilde gerekli hesap açılış işlemleri de tamamlandıktan sonra tarımsal ürünler TÜRİB aracılığı ile alınıp satılabilir. Yani tıpkı hisse senedi almak için aracı ku­rumlarda veya tahvil almak için bankalarda hesap açılış süreçlerini tamamlayan herkes TÜRİB üzerinden mısır, arpa, buğday gibi ta­rım ürünlerini kolaylıkla alıp satabilir.

Ankara ziyaretlerimde muhakkak uğradı­ğım TÜRİB’in birbirinden değerli ve vizyoner yöneticileri ve harika bir takımı var. Yakın za­manda Genel Müdür Yardımcısı Sn. Necla Kü­çükçolak ile yaptığımız keyifli sohbette iklim değişikliğinden, tahıl koridoruna, depremin etkilerinden, yeni teknolojik gelişmelere ka­dar birçok bilgi aldım.

Özetlemek gerekirse:

● 2023 yılına lisanslı depolar yüksek bir do­luluk oranıyla girdi. Hasata kadar tüketilecek ürünleri fire ve israf olmadan, sağlıklı koşul­larda saklayacak lisanslı depolar Türkiye ge­nelinde gıda arz güvenliği için çok önemli bir fonksiyonu yerine getiriyor.

● Tarımsal kuraklıkta bahar aylarındaki ya­ğışlar çok önemli; verim ve rekolteyi doğrudan etkileyecek.

● Rusya ve Ukrayna arasında imzalanan Mart 2023’e uzatılan Tahıl Koridoru Anlaş­ması küresel gıda krizinin aşılmasında önemli rol oynadı.

● Dünya Gıda Örgütü FAO tarafından ya­yımlanan Gıda Fiyat Endeksinin savaşın he­men öncesi 140 seviyelerinde seyrederken sa­vaşla birlikte hızla 160 seviyelerine tırmandı.

● Deprem bölgesindeki illerin tarım alan­ları içindeki payı ise yüzde 16. Depremden et­kilenen bölgeler için destek paketleri açıklan­maya devam ediliyor.

● 2019’da 30 bin yatırımcı ile başlayan TÜ­RİB hikayesi günümüzde 164 bin yatırımcı ile devam ediyor.

● 42 il, 128 ilçe, 238 farklı lokasyonda 167 lisanslı deponun 9 milyon ton saklama kapa­sitesi ile 35 milyon tonluk Türkiye hububat re­koltesinin yüzde 25’ine hizmet veriliyor

● Önemli bir alt yapı teknoloji değişikli­ğine giderek Ürün Piyasası Aracı Kurumları (ÜPAK) projesine başlandı. Hali hazırda yatı­rımcılar herhangi bir aracı kurumdan hizmet almadan emirlerini TÜRİB’e iletmektedir. ÜPAK'lar ile ürün ihtisas borsacılığının geliş­tirilmesinde ve yaygınlaştırılmasında, yatı­rımcı tabanının genişletilmesinde önemli bir adım daha atılmış olacak. ÜPAK’lar, yatırım­cı ve TÜRİB arasında köprü görevi görecek. ÜPAK’ların yapacağı teminat yönetimi saye­sinde vadeli işlemlere de başlayacak.

● Katılım finansı prensiplerine uyumlu kı­sa vadeli fonlamanın sağlanacağı likit ve orga­nize bir piyasa olmaması ve enstrümanların azlığı sebebi ile bu prensiplere uygun likidite yönetimi katılım bankaları için önemli kısıt­lar içermektedir. TÜRİB, bu ihtiyaca yönelik olarak Teverruk Piyasası Projesi çalışmaları­nı tüm hızıyla yürütüyor.

● Özellikle son iki başlık altında şu anda çok önemli dijitalleşme yatırımları yapılıyor. Bu projelerin içinde bizzat yer alan biri olarak söyleyebilirim ki hem TÜRİB’te hem de tek­noloji hizmeti için iş birliği yaptığı kurumlar­da görev yapan herkes büyük bir heyecanla ve şevkle çalışıyor. Finansın ötesine giden yolcu­lukta tarım ürünlerinin dijitalleştirilmesini çok kıymetli bir adım olarak görüyorum. Bu gelişmeleri yakından takip etmeye ve sizlere aktarmaya devam edeceğim.

Güzel bir gelecek için…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar