Tarım neden bitti?
Mustafa Servet DALTABAN - Kelkit Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
Tarım bitti. Son zamanların en moda terimi bu! Çiftçiden köylüye, İş insanından akademisyene, bürokrattan siyasetçiye herkesin ortak düşüncesi aynı; Tarım can çekişiyor. Neden diye sorduğumuzda herkesin bir çırpıda peş peşe sıralayacağı o kadar çok sebep var ki! Eğitim, teknoloji, enerji, maliyetler, Köy, arazi vb. derken bütün yollar aynı kapıya çıkıyor; Tarım politikaları. Yanlış politikalar yüzünden tarımda artık kendi kendine yetemeyen bir Ülke durumuna indik. İhracattan ithalata doğru dümenimiz kırıldı. Tarım neden bitti? İlk önce bu delikanlıya bir isim veremedik. Tarım Orman Bakanlığı, Tarım Orman ve Köy işleri, Tarım Köy işleri, Gıda Tarım ve Hayvancılık ve son olarak yine Tarım ve Orman Bakanlığı. Şu tarımın yanına iyi bir yoldaş bulamadık gitti.
Son beş yılda bu geminin dümenine geçip politika belirleyen Tarım Bakanlarımız:
Kutbettin Arzu: Mimar (2015)
Faruk Çelik: 2 yıllık İşletme mezunu (2017)
Eşref Fakhıbaba: Doktor (genel cerrah) (2018)
Bekir Pakdemirli: İşletme mezunu (görevde)
Resim gösteriyor ki, biz bu Babayiğide gereken değeri vermemişiz. İşi ehline teslim etmemişiz. Tarım demek gelecek demekken, özgürlük demekken, gelişmişlik demekken, gıda güvenliği demekken; biz tarımı, arka bahçenin mandalı gibi görmüşüz. Bir ülkede en çok küçümsenen ve aşağılanan meslek çobanlık ve çiftçilik ise biz baştan kaybetmişiz demektir. Tarlanın sıcağında kavrulmamış, hasadın sevincinde yoğrulmamış, Ahbun kokusu burnunu sızlatmamış bir ateşin bacasından duman çıkmaz.
Sistem çok önemli, yeni bir hikâyeye ve büyük bir tarım devrimine ihtiyaç var. Bunun için de, başta liyakata ihtiyacımız var. Taşı gediğine koymak gerek. Eğer tohumda %70 oranında dışa bağımlılığımız var ise bizim oturup derin derin düşünmemiz lazım. Buğday, mısır, pirinç, çay, soya, fasulye, mercimek, pamuk, saman, gübre, koyun, dana ve daha niceleri; Enflasyon için ithalata kurban edilen tarımsal ürünlerden bazıları. Enflasyonu ithalat ile terbiye etmek sadece günü kurtarmaktan başka ne işe yarar.
Sözün özü; güçlü politikalar ve büyük bir üretim gücü, bunun için de artık adamcılığı bırakıp, liyakatı esas almak, mecburiyettir. Politika belirleyen noktalara liyakatsız insanları yerleştirmek, ülkenin altına dinamit yerleştirmekten farksızdır.