Tarım kredileri 100 milyar lirayı aştı

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN [email protected]

Yüksek Seçim Kurulu'nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerini yenileme kararı 23 Haziran'a kadar ülkenin gündemini ekonomiden çok siyaset işgal edecektir. Seçimden sonra yeni tartışmalarda hesaba katılırsa ekonomi, tarım konuları daha az gündeme gelecektir.

Tarımın ciddi sorunları var. Türkiye gibi önemli bir tarım ülkesi ne yazık ki, en kolay yetişen ürünlerden soğanı, patatesi bile ithal etmek zorunda bırakıldı.

Nüfus artarken tarımsal üretim aynı oranda artmadığı için geçmişte arz fazlası yaşanan birçok üründe kendine yeterlilik bile kaybedildi. Sadece bitkisel üretimde değil, hayvancılıkta da süt ve süt ürünleri, et ürünleri, beyaz et ve yumurtada Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı son verilerde hep üretimdeki düşüş dikkat çekiyor.

Tarımdaki en önemli sorun her fırsatta dile getirdiğimiz gibi üretimin önündeki engellerdir. Bu engellerin başında da yüksek girdi fiyatları var. Çiftçi ürettiği ürünü satarak ihtiyacı olan girdileri alamıyorsa üretim yapması olanaksız hale gelir.

Girdi fiyatlarındaki yüksekliğin yanı sıra finansman sorunu da her geçen gün önem kazanıyor. Üretim yapmak ve işletmesini ayakta tutmak için kredi kullanan üretici ürettiği ürünün geliri ile borcunu geri ödemesi gerekiyor. Fakat son dönemde kredi borcunu ödemekte zorlandığını bu nedenle takipteki kredilerin arttığını söyleyebiliriz.

Tarımın finansmanında neler oluyor?

Frankfurt School of Finance&Management Kıdemli Tarımsal Kredilendirme Uzmanı Mehmet Yıldız'ın verdiği bilgilere göre; tarımsal üretim yapanlar finansal ihtiyaçlarını üç şekilde, bazen bu yöntemleri kombine ederek kaynak yaratmaktadır. Bunlar; öz kaynaklar (üreticinin kendi olanakları); finans kurumlarından sağlanan kaynaklar ve tefeciler, ürün alıcıları, komisyoncular gibi kayıt dışı finansörlerden sağlanan kaynaklardır.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre, tarım sektörünün kullandığı kredi tutarı 2017 sonu itibariyle 88.2 milyar lira iken 2018 sonunda 100 milyar lira barajını aşarak 102.7 milyar liraya ulaştı. Bu kredilerin yüzde 70'i kamu bankaları tarafından kullandırıldı. Kamu bankalarında ise sübvansiyonlu- düşük faizli tarım kredileri kullandıran tek banka olan Ziraat Bankası'nın payı yüzde 93 seviyesinde.

Yabancı bankaların payı yüzde 20

Tarım kredilerinde yabancı sermayeli bankaların payı yüzde 20'ye ulaştı. Özel sermayeli yerli bankaların payı ise yüzde 10 oldu. Daha bir kaç yıl öncesine kadar kamu bankalarının piyasadaki payı yüzde 60'ın altına düşmüşken son dönemde kamu payını tekrar artırarak yüzde 70 seviyesine çıktı.

Mehmet Yıldız bu değişimi şöyle ifade ediyor: "Bu durumun en önemli sebebi; 2018 yılının ikinci yarısında, yerli özel ve yabancı bankaların tarım kredisi bakiyelerinde bir miktar küçülme yaşanırken, kamu bankaları bakiyelerinde yüzde 9 oranında büyüme olmasıdır. Bir başka deyişle; kamunun hem sektördeki küçülmeyi hem de ikinci yarıyıldaki büyümeyi finanse ettiği görülmektedir.

Bu noktada, 2018 yılının ikinci yarısındaki küçülmede etkin oyuncu olarak öne çıkan yerli özel ve yabancı bankaların, güneşli havada verdikleri şemsiyeyi yağmur yağdığında geri almaya çalışmalarının tarımsal üreticiler tarafından unutulmayacağını vurgulamak gerekir. Bu sebeple, tarım bankacılığında kalıcı olma stratejisine sahip ve sürdürülebilir bir karlılık oranını hedefleyen bankaların, çiftçilerin söz konusu bakış açısını dikkate almaları faydalı olacaktır."

Takipteki kredi tutarı 3.8 milyar lira

Tarım sektöründeki ciddi sorunlara, darboğazlara rağmen çiftçinin genel olarak borcuna sadık olduğu söylenebilir. Tarımda takipteki toplam kredi tutarı 2018 yılı sonu itibariyle 3.8 milyar lira. Genel olarak takipteki kredilerde artış var. Bankacılık sektöründe takipteki kredi oranı 2018 sonu itibariyle yüzde 3’ten yaklaşık yüzde 4'e, tarım sektöründe ise takipteki kredi oranı aynı dönemde yüzde 2.8’den yüzde 3.7’ye çıktı. Özellikle yerli özel bankalarda yüzde 10’lar seviyesine çıkan tarımdaki takipteki kredi oranının tüm gruptaki bankaları kapsamadığını, bazı bankaların kâr amaçlı ve bilinçli uygulamalarından kaynaklı olduğunu da belirtmek gerekir.

2019 beklentileri

Kıdemli Tarımsal Kredilendirme Uzmanı Mehmet Yıldız'ın 2019 yılına ilişkin beklentileri ise özetle şöyle: "Frankfurt School of Finance & Management tarafından 2018 yılında yapılan çalışmada, bitkisel üretim yapan üreticilerin net gelirlerinin yüzde 7-12 aralığında daraldığı tespit edilmişti. Bu durum; toplamda 30,5 milyar lira büyüklüğünde bir risk yöneten bankaların, 2019 yılında takibe düşen kredilerin yönetimine biraz daha dikkat etmeleri gerektiği şeklinde yorumlanabilir. Bu konuda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta; üreticiye ihtiyacından fazla kredi temin etmemek, fakat bunu yaparken de üreticinin sektör dışı fonlamalardan uzak durmasını sağlamaktır.

Başka bir önemli konu ise sektörde yaşanan krizlerin, bankalar için doğurduğu fırsatlardır. Tarım sektöründe ürün alıcılarının üreticilere avans ve girdi temini şeklinde sağladığı finansman, üreticilerin finansman kaynaklarının önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Ürün alıcıları, bu avans ve girdi teminini çoğunlukla aldıkları banka kredileri üzerine belirli bir oranda komisyon koymak suretiyle üreticilere kayıt dışı finansman olarak sağlamaktadır. Ancak bu finansman yöntemi, bugünkü yüksek banka kredisi maliyetleriyle çok mümkün görünmemektedir. Ürün alıcılarından bahsedildiği şekilde nakit ve girdi temin edemeyen üreticilerin, bankalara başvurmaları beklenmektedir. Saha çalışmaları ile bu üreticilere ulaşarak doğru çözümler üreten bankalar, başarılı işlere imza atarak müşteri tabanını genişletebilir. Bu fırsatın bankalara sayısal ve hacimsel yansımaları, ilerleyen dönemlerde gözlemlenebilecektir."

Tarımsal kredilerle ilgili daha detaylı bilgileri, bankaların faaliyetlerini kapak konusu olarak ele aldığımız 4 Mevsim Tarım Dergisi'nin son sayısından okuyabilirsiniz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar