Tarım girişimcilerine önemli bir destek: Avrupa Birliği hibe fonları

Yavuz DİZDAR
Yavuz DİZDAR [email protected]


Geçtiğimiz hafta İstanbul Ticaret Odası Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Şubesi'nden "Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Programı (IPARD) Hibe Fonları" seminerine katılmak için davet aldık. IPARD Programı Avrupa Birliği'nin aday ülkelere sağladığı kırsal kalkınma desteklerinden yararlanmak amacıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından hazırlanmış olan ve Strateji Geliştirme Başkanlığı tarafından yürütülen bir kırsal kalkınma programı. Gıda endüstrisinin iplerin bütününü ele alıp doludizgin koşmaya çabaladığı günümüz düzeninde kırsal kalkınma çok daha büyük bir önem taşıyor. IPARD Programı'nın başlıca üç hedefi var, (1) tarım sektörünün sürdürülebilir modernizasyonuna katkı sağlama, (2) gıda güvenliği, hayvan sağlığı, bitki sağlığı ve çevreyle ilgili AB standartlarına uyumu teşvik etmek ve (3) tarım-çevre tedbiri ve yerel kırsal kalkınma stratejilerinin uygulanması ile ilgili hazırlık yapmak. IPARD'ın 2013'ü de kapsayan bu döneminde desteklenecek başlıca yatırım alanlarını süt, et, bunların işlenmesine yönelik işletmeler ve kırsal turizm oluşturmakta. Tarım ve Kırsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) Afyonkarahisar İl Koordinatörlüğü'nden Zülgari Özdemir ve Hakan Kırmızı'nın verdiği bilgilere göre, yatırım bedelinin süt üretiminde yüzde 65'i, et ve kanatlı üretiminde ise yüzde 50-65'i hibe fonlarından yararlanabilecek. Süt üretimi konusunda aranan şartlar 10-100 baş sığır ya da 50-300 baş koyun/keçiye sahip işletmeler ve dönem sonunda 10 başa erişebileceğini yatırım planında kanıtlayan 7 baş sığıra sahip işletmeler. Bu yatırımlara 15 bin ila 1 milyon euro toplam değeri üzerinden hibe desteğinde bulunulabilecek. Süt işleme konusunda ise günde 10-70 ton süt işleme kapasitesi olup, üç yıllık deneyim sahibi ve 65 yaşın altındaki girişimcilere 50 bin ila 3 milyon euro toplam değer üzerinden yüzde 50 hibe destek vaat ediliyor. Eski işletmelerin modernleştirilmesi ve çevre korumaya yönelik yatırımlar da destek dahilide yer alıyor.
IPARD Programı bütün illere açık değil, bütününü sayacak olursak Afyonkarahisar, Amasya, Balıkesir, Çorum, Diyarbakır, Erzurum, Isparta, Kahramanmaraş, Kars, Konya, Malatya, Ordu, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Tokat, Trabzon, Van ve Yozgat desteklenecek iller arasında. Ancak programın detayı (hangi illerde hangi alanların desteklendiği) konusunda bilgilenmek isteyen okurlarımız Tarım Bakanlığı'nın (www.tarim.gov.tr) ya da Tarım ve Kırsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu'nun web sitesine de (www.tkdk.gov.tr) başvurabilirler.
Amaç kırsal kalkınmayı desteklemek, ama hedefe erişmesi ne kadar gerçek?
Bizim bu satırlarda sağlık konusunda yazdıklarımızın temel bir tek dayanağı var, o da gıda kaynaklarının sağlıklı olmasıdır. Hastalıkların seyrine baktığımızda esas meselenin sağlıklı beslenememe olduğu ayan beyan görünürken, bir sonraki basamağı da ister istemez buna yönelik arayışlar oluşturuyor. Zira sütten, peynire, etten pilice ve bunların türev ürünlerine sık sık değindiğimiz gıdanın endüstrileşmesi süreci çok ciddi besleyici değer kaybıyla ilişkili. Burada bir diğer sorun daha var, o da tarımın temelini oluşturan küçük boy işletmelerin ortadan kalkması. Endüstrileşmenin hedefi daha ucuza mal etmek, daha rekabetçi olmak; ancak 20 sığırlık bir işletmenin bin sığırlık bir işlemeyle rekabet etme şansı ne kadar zayıfsa, endüstriyel peynir üretiminin küçük üretici kadar kaliteli peynir üretmesi de o kadar zayıf (peynirin olgunlaşmasında işleyen tılsımlı süreci daha sonra anlatacağım). IPARD Programı belki de bu "kalite" açısından en büyük önemi taşıyor. Ancak sunumlar sonrasında gelen sorular niyet iyi olsa da, uygulama açısından pek de sorunsuz bir süreç olmadığını göstermekte. Örneğin 100 büyük baş hayvan için gereken yatırımın 1.5 milyon olduğu düşünüldüğünde, bunun yarısını oluşturan 750 binin kırsal alan için aslında pek mümkün olmadığı vurgulandı. Bir katılımcı "IPARD Programı'nın hedefi aslında küçük işletmeleri desteklemek gibi görünse de, rekabet koşulları nedeniyle tam tersine tarımdaki işgücünün azalmasına da neden olabilmekte. AB'nin amacı kırsal kesimdeki nüfusu azaltmak" şeklinde eleştiri dile getirdiğinde pek de haksız olmadığı anlaşılıyor. Çünkü amaç kırsalı doğduğu yerde doyurmaksa, program da aslında köy hedefli olmalı. Nitekim söz alan bir İTO Meclisi üyesi arkadaşımız da benzer sıkıntıya vurgu yapıyor, "Yozgat'tan yapılan 27 başvurunun sadece biri destek bulabildi. Vatandaş 15-20 bin lira harcayıp proje hazırlatıyor, bunların çok az bir kısmı geçiyor. Bu durumda devlet projeyi hazır vermeli, yoksa 873 milyon euroluk hibe desteğinin çoğu geri gidecek".
Eğitimle hedefe daha kolay erişiliyor
Bir diğer soru ise işletmenin zarar etmesi durumunda ne yapıldığına yönelikti. KOSGEB'in bu tür projelerde "önce eğitim, sonra destek" ilkesi hatırlatılarak bu yolun neden tercih edilmediği soruldu ve Tarım Bakanlığı'nın eğitim faaliyetlerini de yürüttüğü şeklinde yanıtlandı. Sürdürülebilirliği sağlayan işletmeler düzenli ziyaret edilerek denetleniyor. Her şeye rağmen zarar söz konusu olursa doğal afet, salgın hastalık ya da ölüm gibi mücbir sebeplerin olup olmadığına bakılıyor. Bunlar yoksa yatırımın bir şekilde nakde çevrilmesi için araştırma yapılıyor. Yatırım başarılı olup da beş yılı tamamladığında tamamen girişimcisine ait hale geliyor. IPARD Programı bu dönem için 873 milyon euro sunuyor, yararlanamazsak para geri iade edilecek.
Notlar: (1) Benzer özellikler taşıyan KOSGEB programını ayrıca anlatacağız. (2) Vatan Gazetesi'nden meslektaşımız Mine Şenocaklı geçen hafta Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile özellikle beslenme içerikli bir söyleşi gerçekleştirdi. Sağlık Bakanı çocuklarına UHT süt de içirdiğini söylemiş, bu durumda çocukların sağlığı açısından, konuya Ramazan sonrasında daha geniş perspektiften yeniden değineceğiz.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar