Tarihin dinamikleri

Şant MANUKYAN
Şant MANUKYAN Ekofobi [email protected]

Toplantının ardından elbette bugün herkes Fed’in aldığı kararı yorumlamaya çalışıyor olacak. Maalesef bu yazı yazıldığı sırada henüz karar açıklanmadığı için ben popüler konuyu değil kimsenin umursamadığı bir konuyu yazıyorum. Ama aslında Fed kararlarının gelip geçici ana dinamiklerin ise ne kadar kalıcı ve bazen yapıcı bazen de yıkıcı olabildiğini gösteriyor. Belki gözünüzden kaçmış olabilir; S&P Japonya’nın ratingini AA-‘den A+’ya düşürdü. Neden olarak da Abenomics’in ekonomiyi toparlamakta yetersiz kaldığını belirtti. Açıkçası bu ilk günden belliydi zaten demek istemiyorum. Ancak Japonya’nın demografik yapısı, şirketlerinin durumu, bankacılık sistemi ve açıklanan paketlere baktığınızda ilk günden “belliydi”. Öte yandan bu Japonya'nın borçları açısından hiç bir şey ifade etmiyor. Zira borçlar yüzde 90 oranında lokal ve kendi para birimi cinsinden borçlanabilen ve kendi halkına borçlu bir ülkede kol kırılır yen içinde kalır. Tabii eğer merkez bankası sizin kontrolünüzde ise. Yunanistan’da da ilk saydığım özellikle olmasına rağmen merkez bankası kontrolüne sahip olmadığı için iflas riski yaşadı ve yaşamaya da devam ediyor. Japon Finans Bakanlığı  verilerini incelerseniz borçlanma maliyeti azalıyor, 10 yıllık bonoları yüzde 0.36’dan işlem görüyor olmasına rağmen bütçeden borç ödemesine giden miktarın devamlı arttığını göreceksiniz. Buna sosyal güvenlik harcamalarını da eklerseniz Japonya'nın nasıl bir krizle karşı karşıya kalacağını söylemek zor değil. Deflasyondan, sosyal güvenlik sistemine yani finansal konulardan politikaya kadar demografik gelişmeler önümüzdeki yıllara şekil verecek. Yaşlı nüfusun çoğunluğu elde etmesi ile oluşacak ortamda politik vaatler ve atılan adımların rengi değişeceği gibi giderek daha ufak bir çalışan kesim ortaya çıkacağı için politik olarak alamadıklarını ücretler yani finansal olarak alacak bir çalışan grubu da söz konusu olacak.  

Ama benim paylaşmak istediğim bu değildi. Japonya’nın notlarına tarihi olarak baktığımızda AAA'dan başlayarak A+'ye doğru giden ve henüz sona ermemiş trajik bir hikaye görüyorsunuz. Bir zamanlar dünyanın 2. büyük ekonomisi ve kendisini yerle bir eden ABD ile aynı nota sahip(ti)… Yine gözünüzden kaçmış olabilir Salı günü de Güney Kore’nin notu arttırıldı ve A+’dan AA-‘ye yükseltildi. Böylece tarihte ilk kez ratingi Japonya'nın üstüne çıkmış durumda.  Tüm bunlar olurken bizim yoğunlaştığımız borsalar veya kurlarda veya bonolarda büyük hareketler yaşanmadı. Ekonomi uzmanları TV’lerde hararetli bir şekilde bu gelişmenin dinamiklerini tartışmadı. Ancak görüyoruz ki bir zamanla bizimle yola çıkan bir ülke Sony’ye, Panasonic’e, Sharp’a sahip bir başka ülkeyi geride bıraktı. Fed’in, doların, Çin’in tartışıldığı bir ortamda tüm bunlara en az bizim kadar ve hatta coğrafi konumu nedeni ile daha bile fazla maruz kalan bir Kore’nin notu artabildi. Ne bu, ne de Samsung’un yükselişi bir rastlantı. Borsa endekslerinin düşüşü, yükselişi arasında bu gelişmeleri yeterince iyi okuyamazsak işimizin çok daha zorlaşacağını söylemek müneccimlik olmayacaktır. Tüm DÜNYA okuyucuları ve çalışanlarına mutlu bir Kurban Bayramı diliyorum. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dijital Paraya Geçiş 27 Eylül 2019
ECB’nin alternatifleri 26 Temmuz 2019