Tanıtım grupları.....
26 Eylül Pazartesi günü yayınlanan gazetemizde arkadaşlarımız Mehmet Filoğlu ile Kezban Karaboğa tarafından hazırlanmış, “Tanıtım Grupları” konusunda güzel bir haber vardı. Bu haberde, geçtiğimiz günlerde Ekonomi Bakanlığı tarafından yayınlanan ve “Bakanlıkça Etkin Olmadıkları” düşünülen bazı tanıtım gruplarının kapatılacağı konusu işleniyordu. Tanıtım gruplarının başkanlarının da görüşlerini yansıtan bu haber, “Bürokrasi/İş hayatı” arasındaki bakış açılarının farklılıklarının sergilenmesi açısından da ilginç bir manzara sergiliyordu. Makine Tanıtım Grubu Başkanı Sayın Adnan Dalgakıran’ın anlattığı Nasreddin Hoca fıkrası durumu mizah çerçevesinde ortaya koyuyordu. Etkinliği tartışılabilecek tanıtım grupları olduğu kadar, ortaya koydukları başarılı sonuçlarla örnek olabilecek tanıtım grupları da mevcut. Bu da her iki tarafı da haklı çıkaracakmış gibi görünüyor.
Aslına bakarsanız Şekerli Mamuller Tanıtım Grubu Başkanı Sayın Zekeriya Mete olayın açmaz taraflarını çok iyi vurgulamış. “Bakanlıkta bir bürokratın çok iyi dediğine diğerinin olumsuz yaklaştığını da gördük” diyerek, bürokraside de görülen çelişkilere işaret etmiş. Ayrıca “Sanayicinin ihtiyacını en iyi anlayacak olan sanayicidir” diyerek, sohbetlerimizde ara sıra değindiğimiz “İhracatçı/Bürokrat “bakış açılarının farklılıklarına dikkat çekiyor. Öte yandan Deri Tanıtım Grubu Başkanı Sayın Erdal Matraş ile Fındık Tanıtım Grubu Başkanı Sayın İdris Edip Sevinç ise “Bakanlıkla uyum içerisinde çalışma” vurgusu yapıyorlar. Bu da bazı tanıtım grupları ile bakanlık arasında “İletişim Eksikliği” olabileceği hissi doğuruyor. Bazı grupların kendilerini bakanlığa daha iyi anlatabildiklerini, bazılarının da o kadar iyi anlatamadığını düşünüyoruz.
Bunlara da bizim ekleyebileceğimiz “Kıstas” sorunu var.
Bu tür değerlendirmeler genellikle “Bireysel/Sübjektif” değerlendirmelerde takılıyorlar. Kuşkusuz Ekonomi Bakanlığı’nın bu sübjektif değerlendirmelerden arınmak için tedbirler aldığı vakidir. Ancak, her grup kendi iş sahası açısından baktığında, çalışma programlarını yaparken ortaya koyduğu değerlendirme kıstasları da bir başka grubun kıstaslarından farklı olabilmektedir. Böyle bir olgu da Bakanlık/Tanıtım Grubu iletişiminin ve grup yönetiminin kendilerini bakanlığa ne kadar etkili bir şekilde anlatabildiğinin önemini biraz daha öne çıkarmaktadır.
Kuru Meyve Tanıtım Grubu Başkanı Sayın Osman Öz de farklı amma çok önemli bir noktaya vurgu yapmış. “Kâğıt üstünde araştırma yapıyorsunuz, ülkeye gidiyorsunuz amma beklediğiniz sonucu alamıyorsunuz” diyerek, masa başı araştırmaları ile saha temasları arasında oluşan uyumsuzlukları vurguluyor. Burada kimse alınmasın amma araştırma için hizmet alınan kuruluşlara da bakmak ve çalışmaların nasıl yürütüldüğüne ve üzerinde araştırma yapılan sektöre ne kadar hâkim olabildiklerine de bakmak gerekir. Zira Ekonomi Bakanlığı tarafından ihracat verilen destekler birçok kesimin iştahını kabartmış bir durumda. Bu da kerameti kendinden menkul bazı “araştırmacıları” da bu piyasaya çekmiş vaziyette. Kuruluşun büyük olması, başka konularda iyi işler yapmış olmaları, her konuda başarılı olacakları anlamına gelmez.