Tanımsız iş yapmanın dayanılmaz cazibesi

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ [email protected]

Bir kaç haftadır "bir şirketin iş tanımı neden ve nasıl yapılmalıdır" konusunu işliyorum. Bu tanımın bir şirketin alabileceği en önemli karar olduğunu vurguluyorum. Bu konuya iş tanımı yapılmadan bir şirketin üretim işlevinin amaçlarının anlaşılamayacağını söyleyerek başlamıştım.  İş tanımının doğru, farklılık yaratacak şekilde nasıl yapılması gerektiğini ve iş tanımının gereklerinin yerine getirilmesi konularını örneklerle işledik. Bu hafta sizlerle iş tanımının son iki gereği konusunda sohbet etmek istiyorum: İş tanımının daraltılması ve tanımın duvar süsü olmaktan kurtarılması.

Okurlar hatırlayacaklardır iş tanımının doğru yapılması konusu işlenirken bir kaç örnek vermiş ve bu örneklerden hareketle satılan veya satıldığı sanılan ürün veya hizmetin genellikle iş tanımı için kullanılmasının yanlış olacağından bahsetmiştik.  Rosenbluthlar işlerini kurdukları 1892 yılından başlayarak iş tanımlarını seyahat acentalığı veya bilet satışı filan değil, önce "Göçmen ailelerin Amerika'ya yerleşmelerini sağlayan hizmetleri satan acentalık," 1950 de "yerleşmelerine yardım ettiği aileleri eski memleketlerini ziyaret için Avrupa'ya geri göndermek ve buluşturmak" ve 1970 yılında "şirketlere bilgi sağlamak" olarak vermişlerdi. Bu tanımlar doğru olmasına doğruydu ama şirket stratejisini yönlendirmek için gereken yeterli 'darlıkta' değildi. İşini genç ve orta kuşak profesyonellere imaj satışı olarak tanımlayan şirket bu tanımı daraltmaz ise ürün ve hizmet yelpazesine pedikürden saç tıraşına güzellik hizmet ve ürünlerini; ayakkabıdan şapkaya giyim kuşam ve aksesuarlara, otomobilden konuta yaşam biçimlerini almak gibi bir durumda kalabilir. Bu bakımdan iş tanımında satılan veya satıldığı sanılan ürünün kullanılması tanımın darlığı nedeniyle ne kadar sakıncalıysa ürün ve hizmetleri kapsayacak genel sınıflamaların kullanılması da tanımın genişliği nedeniyle o kadar sakıncalıdır. Başarılı kahveci "Biz insan işindeyiz kahve satıyoruz" derken eğer insan işini kahve içilecek ve sohbet edilecek mekan kiralamak şeklinde daraltmasaydı işin içinden çıkamazdı.

İş tanımının yapılması ve daraltılması bir şirketin stratejisinin belirlenmesinin temel girdileridir. Bildiğim bir gözlük çerçevesi imalatçısı 'imaj' temelli iş tanımını yaparken bunun ürün yelpazesini camdan lense, kemerden eşarba, kravattan fulara genişletmesi gerekeceğini anlamına geleceğini öngörüyordu. İleride strateji konusunu işlerken bu konuya tekrar döneceğiz. Bu çerçeve imalatçısı ürün yelpazesine yaptığı her eklemenin iş tanımına uygun olması gerekliliğinin yanı sıra değişik pazar dilimleri arasında uyum sağlama koşulunu da iyi becerdiği için başarılı olmuştu. 

Bu iş tanımının daraltılmasının ille de ürün listesi hazırlamak olduğu anlamında alınmamalıdır. Bunu genellikle doğruluğun garantilenmesi için geniş tutulan iş tanımının çerçevesinin çizilmesi olarak yorumlamak daha doğru olacaktır. Özetle, ilke olarak iş tanımı doğru, farklı, uygulanma gerekleri tanımlanmış ve olanak ölçüsünde çerçevesi çizilmiş (daraltılmış) olmalıdır.

Şimdi gelelim çok kullanılan ama kimsenin aslında ne anlama geldiğini pek de iyi bilmediği ve 'en önemli nokta' yerine kullandığı ama aslında 'işin suyunun çıktığı' yorumunun daha olduğu 'zurnanın zırt' dediği yere. İş tanımının doğru, farklı ve yeterli detayda bir çerçeveye oturtulması ve gereklerinin tanımlanabilmesi için gerek şarta: Niyet ve cesaret. Buna isterseniz 'takkenin düşüp kelin göründüğü' yer de diyebilirsiniz.

Tüm bu anlattıklarımı yapmak için önce yöneticinin ciddi bir başarı niyetinde olması gerekir. "Gayr-ı ciddi başarı diyerek ne demek istiyorsun?" diye sual edecek olursanız para kazanmanın ötesinde sürdürülebilir bir iş yaratmak demek istiyorum. Ekonomideki çarpıklıklardan avantaj sağlamak amacına hizmet etmeyen, nesiller sonra bile fırsatçılıktan kazandığı parayla değil yarattığı işle kazandığı parayla anılan yöneticinin başarısından bahsediyorum.  Her yerde söylediğim bir sözü burada da tekrar etmek istiyorum. "Para kazanmanız başarılı bir yönetici olduğunuzu gösteren bir işarettir. Ama önemli olan nasıl kazandığınızdır. Para kazanmanın kolay olduğu yerde kazandığınız parayla torunlarınızı rahat ettirebilirsiniz ama onlara kendi çocuklarına anlatacakları bir hikaye bırakamazsınız. Marcus Rosenbluth'un torunlarının hem paraları var hem de anlatacak bir öyküleri."

Para kazanmanın ötesine geçen başarı niyeti gerek ama yetmez. Bir de cesaret lazım. Hani derler ya "Yiğidin hası biraz deli olur" diye işte öyle bir cesaret. Türkiye'mizde ilk sıkıntımız bu ikisini bir araya getirememek. Niyetle cesaret yan yana gelmeyince tanımlanmamış iş yapmanın cazibesi dayanılmaz olur. Dolayısıyla doğru, farklı, gerekleri ve çerçevesi planlanmış iş tanımı sahibi şirketimiz de az. Şimdi bir kesim bana kızacak ama uluslararası düzeyde çalışan kaç şirketimiz var ve bunların kaçı özgün kaçı çoğu azınlık ortaklığı olmak üzere yabancı bir kuruluşla "joint venture" veya başka bir ortaklık. Hiç merak ettiniz mi? Ben ettim. Ne yazık ki ülkemizde kolay para kazanmayı zor, zor para kazanmayı kolay kılacak bir ekonomik düzeni hala kuramadık. Daha da beteri bu konunun çok da farkında olduğumuz pek söylenemez. Geçen haftaki innovasyon ödülü törenlerine bir bakın. 

Sağlıcakla kalın.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Teknokrat-Politikacı 30 Ekim 2019
Strateji mi? 23 Ekim 2019
Tenkisat 16 Ekim 2019
Kasvetli ilim 02 Ekim 2019
Zombiler 25 Eylül 2019
Yeni Bull 18 Eylül 2019
Bull 11 Eylül 2019
Neden olmuyor? 04 Eylül 2019
Olmayacak duaya... 28 Ağustos 2019