TANAP'ı nasıl okumalı?
Türkiye, petrol ve gaz zengini Asya ve Ortadoğu ülkeleriyle enerji tüketicisi Avrupalı komşularının tam ortasında yer alıyor.
Bu coğrafi konum, Türkiye'nin önemini hem her iki taraf, hem de üçüncü tarafl ar için çok önemli kılıyor. Petrol ve gaz transferinin "en güvenli" ve aynı zamanda "en ekonomik" şekilde yapılması, tüm tarafların en kritik meselesi. Türkiye şu haliyle, enerji kaynakları için en güvenli geçiş güzergahı olma taahhüdünü güçlü şekilde yerine getiriyor. En ekonomik fiyata transfer imkânı konusunda da durum pek farklı sayılmaz. Ancak "en ucuz" ya da "en güvenli" seçenek olmak her zaman "en tercih edilir" olmayı beraberinde getirmiyor. Çünkü tek belirleyici taşıma bedeli değil, gazın çıkarılma maliyetini dikkate almak zorundasınız. Yani bazen bedava taşısanız bile elinizdeki gazı satamayabilirsiniz.
Diyelim ki bunların hepsini aştınız, alıcıya makul bir fiyat verdiğinizi düşünüyorsunuz. Ama iş yine burada bitmiyor. Çünkü rakip projelere de bakmak durumundasınız.
Kimi zaman bazı oyuncular kısa ya da orta vadeli bambaşka çıkarlar gözeterek, siz tam "iş bitti" derken oyunu bozabiliyor. Bu tür hamleler bazın alıcı taraflardan gelebildiği gibi bazen kaynak sahibi ülkelerden de gelebiliyor. İşte bu tür olumsuzluklara iki somut örnek: Biri Türkiye'den de geçecek Nabucco Gaz Boru Hattı Projesi, diğeri de Rusya'nın Karadeniz'in altından geçerek Avrupa'ya ulaşacak Güney Akım Projesi. Her ikisi de uzun yıllar konuşulmasına hatta somut adımlar atılmasına rağmen iptal edildi. İşte tüm bunlardan ötürü, bir yandan diplomasi koridorlarında, bir yandan da uluslararası enerji oyuncusu şirketlerin 'head off ice'leri nezdinde etkinizi hissettirmek durumundasınız.
Ve Türkiye bu konularda epey mesafe aldı. Geçmişin Bakü-Tiflis-Ceyhan projesi tecrübesinden de yararlanan Ankara, şimdi TANAP ile yeni bir uluslararası boru hattı projesinin hayata geçirilmesi için kritik bir eşiği aştı.
İşte önceki gün Kars Selim'de yapılan temel atma töreniyle gündeme gelen TANAP'a da biraz da bu gözle bakmak lazım. Bunca yıldır konuşulmasına rağmen niye temelin ancak bugün atılabildiği sorusunun cevabı da burada çünkü.
Ayrıca, bundan sonra Türkmenistan doğalgazını, Kürt petrolü ve doğalgazını, İsrail ve Kıbrıs'taki hidrokarbon kaynaklarını Avrupa'ya aktaracak projeleri ele alırken de bunları akıldan hiç çıkarmamak lazım.
Son not: Türkiye'nin kendisinin de önemli bir enerji tüketicisi olması, TANAP'ın hayata geçirilebilmesinde önemli bir faktördür. Sözünü ettiğimiz diğer projelerde Türkiye'nin önemli tüketici ülke olması yine etkili olacak belki ama TANAP'taki kadar değil, bu da akıldan çıkarılmaya...