Tam tasdik mi, bağımsız denetim mi?
Hasan Alevli - Yeminli Mali Müşavir Bağımsız Denetçi
Yeni yıla girerken şirket sahiplerinin, yöneticilerinin alması gereken finansal kararlardan biri de mali denetim ve kontrol için Tam Tasdik Sözleşmesi mi, Bağımsız Denetim Sözleşmesi mi yapmalı; yine, kariyer planlaması yapan genç muhasebeci ve denetçilerin ikilemde kaldıkları konu olan mali müşavirlik ve yeminlilik mi, yoksa bağımsız denetçilik yolunda mı yürüyecekleri; yasal düzenlemelerden sorumlu bürokrat ve siyasi karar alıcıların, reel ekonominin denetlenmesi ve düzenlenmesi için yetkilendireceği ve sorumluluk yükleyeceği meslek grubu ve yöntemi hangisi olmalı sorusuna bu makalede cevap aranacaktır.
Önce tam tasdik nedir, bağımsız denetim nedir sorusuna kısaca cevap verelim. Tam tasdik terimi; yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri ile bunlara ekli mali tabloların ve bildirimlerin tasdikini ifade eder. Tasdik, gerçek veya tüzel kişilerin veya bunların teşebbüs ve işletmelerinin yeminli mali müşavirlerce denetleme ilke ve standartlarına göre uygunluk yönünden incelenmesi, bu inceleme sonuçlarına dayanılarak tasdik kapsamına giren konuların ve belgelerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığının imza ve mühür kullanmak suretiyle tespiti ve rapora bağlanmasıdır. Yeminli mali müşavirlerin yapacağı tasdikin amacı, ödenmesi veya istisna edilmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. Amaç ise, gerçek veya tüzel kişilerin veya bunların teşebbüs ve işletmelerinin hesap ve kayıtlarının sonuçlarını gösteren mali tablolarının yanıltıcı olmayacak biçimde eksiksiz ve gerçeğe uygun şekilde düzenlenmesini sağlayarak kamunun istifadesine sunmak, gerçek veya tüzel kişilerin veya bunların teşebbüs ve işletmelerinin ilgili mevzuat yönünden olan taleplerin karşılanmasında çabukluğu sağlayarak hak ve yararlarını korumak, vergi idaresi ve mükellef ilişkilerinde güveni hakim kılmak, ödenmesi veya iade edilmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinin ya da istisna edilmesi gereken kazancın doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. Mevzuatın bu şekilde bildirdiği tam tasdik özetle, yeminli mali müşavirin bu kapsamda yapacağı denetim ve danışmanlık ile mükelleflerin vergi ile ilgili sorularına cevap ile doğmuş ve ileride doğabilecek sorunlarına çare bulmaktır. Tam Tasdik Sözleşmesi, yeminli mali müşavirlerce vergi dairesine bildirilerek, mükellefin denetim ve gözetim altında bulunduğu beyan edilir ve dönem sonunda yazılan rapor ile yapılan denetim çalışmalarının sonuçları vergi dairesine ve mükellefe raporlanır.
Bağımsız denetim ise, işletmelerin yıllık finansal tablo ve diğer finansal bilgilerinin, bu tablo ve bilgiler için belirlenen kriterlere uygunluğu ve doğruluğu hususunda, makul güvence sağlayacak yeterli ve uygun bağımsız denetim kanıtlarının elde edilmesi amacıyla, genel kabul görmüş bağımsız denetim standartlarında öngörülen gerekli tüm bağımsız denetim tekniklerinin uygulanarak, defter, kayıt ve belgeler üzerinden denetlenmesi ve değerlendirilerek rapora bağlanmasını ifade eder. Finansal tabloların bağımsız denetiminin amacı; finansal tabloların finansal raporlama standartları doğrultusunda bir işletmenin finansal durumunu ve faaliyet sonuçlarını tüm önemli yönleriyle gerçeğe uygun ve doğru bir biçimde gösterip göstermediği konusunda bağımsız denetçinin görüş bildirmesini sağlamaktır. Şirket sahiplerine, yöneticilere, kredi verenlere, yatırımcılara ve BDDK, SPK gibi kamu kurumlarına doğru ve güvenilir bilgi sağlamak için bağımsız denetim gereklidir. Bağımsız denetim; yönetime doğru bilgi akışı sağlar, yönetime mali tablolarla ilgili olarak tahmin ve analiz yapmasında, geleceğe ait sağlıklı kararlar almasında yardımcı olur, finansal tabloların gerçeği yansıtıp yansıtmadığını gösterir, işletme yönetimi ve çalışanlarının hile yapmasının önlenmesine yardımcı olur, bağımsız denetimden geçmiş mali tablolar ile işletmenin düşük maliyetli finansman bulması kolaylaşır, bağımsız dış denetimden geçen bir şirkette tüm ortakların hakları daha iyi korunmuş olur. Özetle, bağımsız denetçi, şirketin mali tablolarını denetleyerek, bu tabloların gerçeğe uygun olduğuna dair şirket sahiplerine ve yatırımcılara makûl güvence verir.
Her iki mali denetim hizmetinin de faydaları sayılamayacak kadar çok iken, tam tasdik, istisnai şirketler hariç, zorunlu değil iken, Kamu Gözetim Kurumu’nun yayınladığı yasal kriterlere uyan daha fazla sayıda şirketler için ise Bağımsız Denetim zorunludur. Sürekli değişen vergi mevzuatı, vergi teşvikleri, istisnaları, indirimleri ve ağır cezai yaptırımları ile vergi riskini kendi mali yöneticilerine bırakmak istemeyen şirketler gönüllü olarak tam tasdik sözleşmesi yaptırırken, yasal zorunluluktan kaynaklı bağımsız denetimi de pekde gönüllü olmadan yaptırıyorlar. Zira, şirketin gerçek durumunu her gün şirketin içinde olan ve yöneten şirket sahip ve yöneticileri, dışarıdan belirli bir zaman aralığında gelen ve doğal olarak yüzeysel bakan bağımsız denetçilerden daha iyi bilmektedir. Kamuya rapor vermeyen şirketler, yasak savma ve formalitenin yerine gelmesi için bağımsız denetim yaptırıyorlar. Peki, şirketlerin birçoğu için ihtiyaç yokken neden yasal zorunluluk var? Bilindiği gibi, bağımsız denetim, 2012 yılında yürürlüğe giren Yeni Türk Ticaret Kanunu ile karşımıza çıktı. Yeni Türk Ticaret Kanunu ise, Avrupa Birliği uyum sürecinin bir parçası olarak, yeni düzenlemeler getirdi. Avrupa Birliği’nde bağımsız denetim zorunlu olduğu için Avrupa Birliği üyesi adayı ülke olarak bizde de zorunlu hale getirildi. Avrupa Birliği’nde zorunlu olmasının nedeni ise, bağımsız denetimden geçmiş mali tabloların aynı zamanda vergi matrahına da esas olması. Yani, UFRS (bizdeki ifadesi ile TFRS)’ye göre hazırlanmış gelir tablosunda görünen ticari kar veya zarar, vergi beyannamesinde beyan ediliyor.
Bağımsız Denetçi, aynı zamanda vergi matrahını da denetleyerek, bizdeki Yeminli Mali Müşavir’in yaptığı tam tasdik görevini de yerine getirmiş oluyor. Ülkemizde, vergi matrahı, TFRS’ye göre değil, Vergi Usul Kanunu (VUK) ve Tek Düzen Hesap Planına göre hesaplanıyor. Tamamen bir çelişki olarak bizde vergi matrahının denetimi zorunlu değil, TFRS (veya Bobi FRS)’ye göre hazırlanmış finansal tabloların denetimi zorunlu. TFRS’ye göre vergi matrahı hesaplanması halinde, vergi gelirlerinde azalma olacağından, mali idare, mevcut yapıdan vazgeçmek istemiyor.
Peki, ne yapmalı? VUK ile TFRS (veya en azından Bobi FRS) arasındaki farkları tespit edip (ki bunlar bellidir), gelişmiş ekonomilerde olduğu gibi, VUK’u TFRS’ye uyumlu hale getirecek, zamana yayılmış bir eylem planı hazırlanmalı, peyder pey yapılacak değişiklikler ile hazineye yük getirmeden ve muhasebeci, mali müşavir, yeminli mali müşavir ve denetçilerin değişiklikleri özümseyerek, adapte olması sağlanmalı ve tüm değişiklikler yapıldıktan sonra 1961 model Vergi Usul Kanunu’nun ilgili maddeleri artık rafa kaldırılmalıdır. Kariyer tercihi yapacak genç muhasebeciler ise, Bağımsız Denetçi olabilmek için önce mali müşavir ve/veya yeminli mali müşavir olmaları gerekeceğinden, öncelikle bu hedefi gerçekleştirmeli, daha sonra Bağımsız Denetçi belgelerini almalıdırlar. Şirket sahip ve yöneticilerin şirketleri, KGK kapsamında zorunlu bağımsız denetime tabi iseler, Bağımsız Denetim sözleşmelerini yapmalarını, bunun yanında, taşlar yerine oturana kadar, değişen vergi mevzuatının getirdiği risk ve cezai müeyyidelerden koruyacak, teşvik, indirim ve istisna gibi fırsatları değerlendirebilecek, farklı gözle bakabilecek alternatif yeminli mali müşavirlerle tam tasdik sözleşmesi yapmalarında da yarar var. Çünkü, tedbir ve tadil, hasardan veya kaçırılan fırsatlardan daha az maliyetlidir.
Sonuç olarak, KGK’nın bağımsız denetim yaptırma zorunluluğu kapsamında olan şirketlerin bu yükümlülüklerini yerine getirmeleri gerekiyor. Tam tasdik hizmeti ise avantajlarından ötürü kendini zorunlu hissettiriyor. Tam tasdik hizmeti Maliye Bakanlığı tarafından yapılabilecek bir inceleme esnasında ortaya çıkabilecek hatalı uygulamaları önemli ölçüde azaltmaktadır. Maliye Bakanlığı’nca tasdik raporu düzenlemiş firmaların ihbar ve özel durumlar hariç incelenmeyeceği, tasdik yaptırmamış firmaların ise öncelikli olarak incelenecekleri ifade edilmiştir. Yeminli Mali Müşavirlere tasdik ettirilen beyannameler ve bunlara ilişkin malî tablolar, kamu idaresinin yetkili memurlarınca (vergi inceleme elemanlarınca) incelenmiş belge olarak kabul edilir. Tam tasdik yaptıran firmaların, yatırım ve AR-GE indirimi ile sair kurumlar vergisi istisnalarının tasdiki için ayrıca rapor düzenlettirmelerine gerek yoktur. Tam tasdik sözleşmesi imzalayan mükellefler, prensip itibariyle herhangi bir sınır söz konusu olmaksızın, YMM tasdik raporu ile KDV iadesi alabilirler. YMM ile tam tasdik sözleşmesi imzalayan mükellefler, başka bir meslek mensubu ile sözleşme imzalama mecburiyetten muaf olurlar. Firmaların muhatap olacakları karşıt inceleme talepleri, YMM ile tam tasdik yapılması halinde YMM’ler tarafından “bilgi verme” şeklinde karşılanabilir. Dolayısıyla tam tasdik yaptıran mükellefler bu bilgileri doğrudan vermek külfetinden kurtulurlar. Yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde mahsup edilemeyen gelir ve kurumlar vergisi stopajının 100 bin TL’ye kadar olan kısmının tam tasdik sözleşmesi düzenlemiş YMM tarafından düzenlenecek tam tasdik raporuna istinaden iadesi mümkündür. Tam tasdik yaptırılması, malî müşavirlik hizmeti alınmasını ve bu suretle vergisel risklerden korunmayı sağlar.