Tam gün uygulaması neden işlemez?

Yavuz DİZDAR
Yavuz DİZDAR yavuz.dizdar@dunya.com

Doktorların karşı karşıya kaldığı Tam Gün Yasası konusundaki tartışmaları siz de mutlaka yakından izliyorsunuzdur. Yasa çıkarsa özellikle üniversitelerdeki yarı zaman statüsündeki doktorları zor bir seçim bekliyor, ya muayenehanelerini kapatacaklar ya da üniversiteden ayrılacaklar. Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın bu yasa konusundaki ısrarının gerçek nedenini bilmiyoruz, ancak gerçekleşmesi durumunda yaşanacak zorlukları şimdiden tahmin etmek mümkün. Zira, yasanın çıkması durumunda muayenehanesi olan hekimlerin yüzde 95'inin hastanelerine geri dönecekleri tahmin ediliyor.

Altyapı gereksinimi karşılamıyor

Öncelikle vurgulayalım ki, doktorların çoğu aslında tam gün çalışmaya karşı değiller. Ancak iş uygulamaya gelince, mevcut altyapı dahilinde tam gün çalışmak mümkün görünmüyor. Neden?

1. Mevcut üniversite hastanelerinin kapasitesi bütün öğretim üyelerinin tam gün çalışmalarını karşılamaktan çok uzaktır. Şöyle örnek verelim, halihazırda İstanbul Tıp Fakültesi'ndeki bir genel cerrah haftada sadece bir ameliyat masasına sahip, hastası olsa bile ameliyat sırasını beklemek zorunda. Aynı durum kuşkusuz diğer üniversite hastaneleri için de geçerli. Dolayısıyla hal böyleyken yarı zamanlı çalışan doktorların tam güne geçmekleri boş boş oturmaları anlamına gelecektir.

2. Muayenehanelere giden hastalar genellikle sosyoekonomik durumu iyi hastalardır. Bu hastalar özellikle muayenehaneleri ve girişim yapılacaksa özel hastanelerin konforunu tercih etmektedir. Dolayısıyla söz konusu hastalar tıp fakültesi hastanelerinin yetersiz ortamına çok mecbur kalmadıkça girmezler. Dolayısıyla bu hastaların yapacakları sağlık harcamalarının tıp fakültelerinin kazanç hanesine yazılacağını kimse beklememelidir.

3. Tam Gün Yasası'nın ekonomik kaybı da akıldan uzak tutulmamalıdır. Özel sağlık sektörü devlet için hiç de azımsanmayacak bir vergi geliri getirmektedir. Muayenehanelerin kapanması durumunda bu vergi geliri ortadan kalkacaktır. Öte yandan yarı zamanlıdan tam güne dönecek hekimlere ödenecek maaş ise ek bir gider kaleminin açılmasına neden olacaktır. Bugün için yarı zamanlı doktorun aldığı maaş üniversitelerde bin lira civarında iken, hekimin geri dönmesi durumunda en az altı katına ulaşacaktır. Oysa yukarıda anlattığımız gerekçelerden ötürü, üniversite hastanelerinin gelir artışı mümkün değildir, dolayısıyla fark devletin kasasından karşılanmak zorundadır.

4. Muayenehanelerde hekim dışında biri sekreter biri de hemşire olmak üzere (hatta temizlikten sorumlu bir üçüncü kişiyi de sayabilirsiniz) en az iki kişiye daha istihdam sağlanmaktadır. Muayenehanelerin kapanması özellikle bu kriz ortamında on binlerce kişinin daha işsiz kalması demektir. Bu durumun ekonomik sonuçları da iyi hesaplanmalıdır.

"Ben yaptım, oldu" demek son derece hatalıdır

Yukarıdaki değerlendirme mevcut durumun gerçekçi bir analizidir. Evet, prensip olarak muayenehaneler kapatılıp tam güne geçilebilir, ancak altyapının buna göre düzenlenmiş olması şartıyla. Bu durumu dikkate almadan "ben yaptım oldu" demek, yeni yeni sorunlar yaratacaktır. Yeri gelmişken belirtelim, aynı mantıkla açılan yeni tıp fakültelerinin içerisine düştükleri durum Antalya Tıp Fakültesi mezunu genç doktorlarca zaten ifade edildi, genç hekimler kendi anne-babalarını birbirlerine emanet edemeyeceklerini açıkça ifade ettiler. Gelecek sene tıp fakültelerinin kontenjanlarının iki katına çıkarılması gibi bir tasarı olduğu bilindiğine göre, "ben yaptım, oldu" mantığının ne kadar hatalı olduğu bir kez daha anlaşılacak. Muayenehane hekimliğinin yarattığı sıkıntıları ise konuyla ilgili bir sonraki yazımızda anlatacağız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar