Talep canlanırsa üretim artışı da başlar

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Seçim öncesi, ekonomide olan biteni değerlendirenler iş adamlarımız;

“-1 Kasım seçimleri çok önemli. Güçlü bir hükümet oluşmalı. Koalisyon tartışmalarıyla vakit kaybedilmemeli. Ülkenin istikrara, huzura ihtiyacı var. 

- Ekonomi koalisyon dönemlerinde gelişemiyor. Tek parti hükümeti ekonomiye iyilik getirir” şeklinde açıklamalar yapıyorlardı. Seçmen AK Parti’ye tek parti hükümeti kurma gücünü verdi. Gelecek seçime kadar ülkeyi AK Parti yönetecek. AK Parti’nin, önceki hükümetleri dönemindeki özel sektöre yaklaşımı, ekonomi politikaları biliniyor. 

Çok doğal olarak AK Parti yöneticileri ve yeni kurulacak hükümette görev alacaklar da 2015 yılının kaybedilmiş bir yıl olmamasını istiyorlar. Hem de çok istiyorlar. 

İyi de 2015 yılının kaybedilmiş bir yıl olmaması için neler yapılması lazım? 

• Tek başına AK Parti bir düğmeye basarak veya birkaç tedbir alarak ekonomiyi harekeye geçirebilir mi? 

• Ekonominin 2015 yılındaki olumsuz tablosunun tek nedeni seçimler mi? Yatırımlar ve üretim sadece seçim sonuçlarının bilinememesinden mi yavaşladı? Seçim sonuçları belli olunca ekonomi kendiliğinden canlanacak mı? 

Ekonominin canlanması, “talebin artmasına bağlıdır.” Talep artacak ki önce üretim, sonra yatırım artsın. Yeni istihdam olanakları ortaya çıksın. 

Talep; (1) İç talep ile (2) Dış talepten (ihracattan) oluşur. İhracat talebinin kısa sürede artması imkansız. Bu durumda ekonominin canlanması iç talebin (tüketimin) artmasına, bağlı durumdadır. 

İyi de iç talep nasıl artar? 

• İnsanlar (tüketici, üretici, yatırım yapanlar) yarınları göremediklerinden, yarınlardan endişeli oldukları için paraları olduğu halde “harcamayı” kısmışlar ise, yarın endişesi kalkınca harcamalar artar. 

Seçim sonuçlarında AKP’nin tek parti olarak iktidarını sürdüreceğinin anlaşılması karşısında bu tür “frenlenmiş-geciktirilmiş” harcamalarda artış olacaktır. 

• Alt gelir grubundaki insanlar, gelir imkanları olmadığından, ihtiyaçları olduğu halde-istedikleri halde harcama yapamıyorlar. 

Ayşe Hanım Teyzem, Ali Rıza Bey Amcam, işçi Memed Kardeşim işte bu grupta bulunuyor. 

AK Parti seçim vaadlerini uygulayarak bu kesimdekilere kısa sürede ek gelir imkanı sağlarsa (Bütçeden para aktarırsa) bu kesimdekiler ellerine geçecek parayı hemen harcarlar. Tüketim artar. Tüketimin artması piyasada canlılık yaratır. 

• Alt gelir grubundakilerin büyük kısmının borcu var. Daha fazla borçlanma imkanları sınırlandı. Kredi kartlarına, taksitli alış verişe sınır getirildi. 

Eğer hükümet, borçlanma imkanlarını bir ölçüde genişletir ise, alt gelir grubu borçlanarak, zorunlu harcamalarını yapacaktır. Halk, sanayici, politikacı, akademisyen “Reform” istiyor. Konuşan, yazan “Ar-Ge’den, inonasyondan, teknolojiden, katma değeri artırmaktan” söz ediyor. 

Bunlar sihirli kelimeler de içleri boş. Ne reformu, nasıl reform? Ar- Ge’yi, inavasyonu, kim yapacak? Teknolojiyi neden kullanamıyoruz, katma değeri neden artıramıyoruz? Bütün bunlar bir günde, “istedik de oldu” basitliğiyle olacak gelişmeler değil. 

Hepsinin arkasında “eğitim var, bilim var.” Bugünkü insan yapımızla istenen değişiklikleri yapmak zor. Yola çıkalım. İyi niyetle yürüyelim… Ama ekonominin kısa sürede sorunlarının çözümünü bunlara bağlarsak, çözümsüzlükler derinleşir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018