Taksan ile yeni hedeflere doğru
Temeli yetmişli yıllarda atılmıştı. Yapım çalışmaları seksenli yıllara sarktı. 1985'te işletmeye açıldığında yüzler gülmüş, düşler gerçeğe dönüşmüştü. Kayseri için yeni bir umut kapısı olmuştu.
O yılların birim fiyatları ile 50 milyar lira harcama yapılarak, kendi alanında Ortadoğu ve Balkanların en büyük tezgah üretim tesisi kurulmuştu Kayseri'ye... Adı Taksan'dı. “Fabrika kuran fabrika” olarak tanımlanıyor, ürettiği tezgahların bir bölümünü iç piyasaya verirken, bir bölümünüde, yurtdışına ihraç ederek ülkeye döviz gelmesini sağlıyordu.
Taksan; taşlama tezgahları, freze ve delme tezgahları, otomat torna tezgahları, dişli ve dişli kutuları üretim tesisleri ile merkez döküm, ışıl işlem ve model imalat atölyesinden oluşan entegre bir kuruluştu. Beklenen performans, daha ilk yıllarında yakalanmış, üretilen CNC düzenli tezgahlar sayesinde “Taksan” adı belleklerde yer eden bir sinai obje haline gelmişti.
Ne var ki, sonraları ortaya çıkan pazarlama sorunları, işletme sermayesi temininde çekilen güçlükler ve de, yönetim zaafından kaynaklanan sıkıntılar, Taksan'ın nefesini tıkadı. Planlaması 3 bin personel istihdam edilecek şekilde yapılan işletmede, açılışın üzerinden birkaç yıl bile geçmeden, altı ana üniteden dördü devre dışı kaldı. Çalışan sayısı bin 300'lerden 800'lere düştü.
Ve tabii, sorunlarıyla başedilemeyen Taksan, MKE'ya devredilerek, Hazine destekli rehabilitasyon çalışmaları başlatıldı. Güya, hem “ sancılı bir kuruluş” olma kimliğinden arındırılacak, hem de “teknoloji üreten” kendine özgü bir tesis konumuna getirilecekti. Bu da tutmadı. Yeni teknolojiler üretmek bir yana, zarar batağından çekip çıkarmak bile mümkün olmadı.
Kısacası Taksan, 120 bin metrekarelik bölümü fabrika olmak üzere, sosyal hizmet birimleriyle birlikte 1.5 milyon metrekarelik alanı kapsıyordu. Hatırı sayılır bir tesisti. Büyük umutlarla kurulmuş, sonraları ise kötü yönetimler yüzünden batma noktasına gelmişti. 1999'da 3.5 trilyon lira ciro yapmış, 2.7 trilyon lira zarar etmişti. Bir sonraki yılların da bundan geri kalır yanı yoktu. Dahası... İşçi sayısı sürekli azalıyor, kapasite hep yüzde otuzların altında kalıyordu. Aslında bunlar da önemli değildi. Önemli olan, 18 bin mark karşılığında Almanya'ya ihraç edilen “Taksan” markalı tezgahların, orada allanıp pullandıktan sonra 130 bin, 140 bin mark'a Türkiye'ye geri dönmesi idi.
Evet, Taksan'ın ortaya koyduğu tablo, sanayici bakışıyla “ kötü yönetim fiyaskosu.” idi. Oysa bilinçli, ne yaptığını bilen yönetimlerin elinde olsa idi, değil belini doğrultmak, verimliliğine erişilemeyen niteliklere sahip bir kuruluş olması işten bile değildi.
Ve sonuçta Taksan'da özelleşti. Fabrikayı 2003 yılında 10 milyon dolar karşılığında Büyükmıhçı Grubu satın aldı. Topluluk sinai üretimle özdeşleşmiş bir kuruluştu. Tezgahla kalmayacak, savunma sanayiine soyunarak TSK'nın envanterindeki bazı tankların modernize işini de üstlenecekti. Ne var ki, uğraşlara rağmen Büyükmıhçı Grubu'nda da belini doğrultma imkanı bulamadı Taksan....
Dener Makina, Taksan'dan kalanları ayağa kaldırmaya çalışıyor
Taksan şimdi Dener Makina'nın tasarrufunda... Dener Makina bir aile şirketi. Kırkdört yıllık bir geçmişe sahip. Saç işleme makineleri ve takım tezgahları üretiyor. Ürünlerini iç ve dış piyasalarda pazarlıyor. Şirketi ikinci kuşaktan Cemal Dener çekip çeviriyor. Dener, iş hayatında kendini kanıtlamış, çekirdekten yetişme başarılı bir sanayici. Taksan'la atılım süreci başlattıklarından söz ederek, şöyle diyor:
“Makine üretiyor, iç ve dış pazarlarda satıyoruz. Dener Makina olarak 2023 yılı ihracat hedefimiz 500 milyon dolar. 2016'da yatırım kararı aldık. Kapasite artırımı için ihaleye girdik ve Taksan'ı bünyemize kattık. 122 milyon dolarlık yatırım yaparak, fabrikayı bir uçtan diğer uca elden geçirdik. Hemen her bölüm teknolojiyle donatıldı. Taksan, yeni nesil takım tezgahları ve saç işleme makinelerinin üretimine hazırlanıyor.”
Sözün kısası; Dener Makina, hedefine ulaşmak için etek dolusu paralar harcayarak, eski Taksan'dan arta kalanları, iddialı ve de kararlı bir duruşla ayağa kaldırmaya çalışıyor. Hem de, imajı 'marka' olan üretime toz kondurmamaya özen gösterek...