Taklitten korkma ama sahtekarlığa düşme!

Hakan GÜLDAĞ
Hakan GÜLDAĞ [email protected]

 

Taklitçiliği kötü biliriz. savunanlar da var. Tam da Suudi tüccarların Türk ayakkabıcılarının modellerini taklit ettikleri, yetmiyormuş gibi bu modelleri Çin'de ürettirip, üstüne bir de "Made in
Turkey" yazdırıp pazarladıklarını gazetemize manşet yapmışken, konuya farklı bir bakış açısını sizlerle paylaşmak istedim...

Taklitçilik iyi mi kötü mü? Hemen, "Bu da soru mu? Taklitçilik nasıl iyi bir şey olabilir?" demeyin...
Oded Shenkar...
Taklitçiliğin, kopyacılığın iyi bir şey olduğunu savunuyor...
"Gelişmenin yolu taklitçilik. Çekinmeyin, kopyalayın" diyor..
Profesör Shenkar, Amerika'da öğretim üyesi. Ohio Devlet Üniversitesi'nde...
Wal-Mart'tan Citigroup'a pek çok uluslararası kuruluşun danışmanı... Şu anda, Ford Motor Company Küresel İş Yönetimi Kürsüsü başkanı...
Sabancı Üniversitesi'nin davetlisi olarak İstanbul'a bir konferans için geldiğinde, Dış Haberler editörümüz Evrim Küçük ile birlikte kendisiyle sohbet ettik... Anlattıkları bize ilginç geldi. Bilmem size de ilginç gelecek mi?
                        ***
Sohbetimizden notları sizlerle paylaşmadan önce belirteyim: Oded Shenkar'ın, bir süre önce, Harvard Business Press tarafından bir kitabı yayınlandı: Copycats: Akıllı Şirketler Stratejik Üstünlük
Sağlamak için İmitasyonu Nasıl Kullanıyor? Shenkar, temel tezini bu kitapta etraflıca anlatıyor. Bildiğiniz gibi; imitasyon, taklit demek...
İş dünyasında bir hayli ses getiren bu kitabında Oded Shenkar, açıkça taklit etmenin, kopyacılığın iyi bir şey olduğunu savunuyor...
                        ***
"Çağlar boyunca taklitçilik hep vardı" diyor Profesör Shenkar, "Bugünkü dünyaya baktığımızda da rekabette başa güreşen pek çok dev kuruluşun imitasyonla geliştiklerini görüyoruz. İnovasyondan çok imitasyonla...
" "Kimler, mesela" diye soruyoruz: "Aklınıza kim geliyorsa" diyor, "Alın Wal-Mart'ı... Başkalarını kopyalayarak bugüne geldi. Kredi kartının mucidi American Express değildi. Mastercard ya da Visa da değildi... Fast food'u icat eden Mcdonald's değildi. Ya da bugün dünyanın en çok para kazanan teknoloji şirketlerini ele alın. Örneğin, detaylı inceleyin, Facebook'un da kendi sektöründe öncü
olmadığını görürsünüz. Apple da iyi bir imovatördür..."
                        ***
Shenkar'ın ‘imovasyon' kavramı, iki kelimenin birleşmesinden oluşuyor: İmitasyon ve inovasyon...
Geliştirerek, üzerine katarak taklit etmek anlamında...
"Dürüst olalım" dedi Prof. Shenkar, "Ne cep telefonunu icat eden Apple'dı, ne de tablet bilgisayarı. Ama her ikisini de geliştirdi. Ticarileştirdi. Apple tam bir ‘çevik taklitçi'dir..."
"Peki ya Samsung" diye soruyoruz Prof. Shenkar'a...
"Samsung da tam bir imitasyon ustasıdır" diye yanıtlıyor sorumuzu ve devam ediyor: "İşin sırrı, eğer taklitçilik yapacaksanız, bunu kanuni tecavüze dönüştürmeden yapmaktır..."
                        ***
Çin'i bu yönden eleştiriyor, Prof. Shenkar...
"Çin'in geçirdiği ekonomik dönüşümde imitasyon çok önemli bir rol oynadı. Burada bir sorun yok. Tayvan, Hong Kong, Singapur, Güney Kore için de geçerli bu. Daha önce de Japonya... Hatırlayın, Japon üreticiler, 1950'lerde, 60'larda Amerikan otomobillerini kopyaladılar. Fakat Çin'de bu legal olmayan kimi yöntemlerle yapılıyor. Dünyaca ünlü markaların bire bir benzerini yapıyorlar. Buna da imitasyon yerine ‘reinovasyon' diyorlar. Yani, ‘yeniden yaratma'... Oysa illegal bir konuma düşmeden de imitasyon yapmanın pek çok yolu var..."
                        ***
Michel Porter... 
Dünya çapında en etkili yönetim düşünürlerinden biri...
Stratejik yönetim alanında dünyanın önde gelen bilim adamlarından...
Harvard Business School'un bu ünlü hocası, rekabet avantajları konusunda uzman...
Profesör Porter'ın üzerinde en çok durduğu konulardan biri de ‘taklit edilemeyen modeller' yaratmanın iş dünyasında başarıyı yakalamadaki yaşamsal önemi. Porter'ın bu konuda üzerinde en çok durduğu başarılı örneklerden biri de Southwest Airlines... Ünlü strateji gurusu, Southwest modelinin ‘taklit edilemeyeceğini' savunuyordu...
                        ***
Profesör Shenkar'a göre, Profesör Porter'ın bu teorisi çöktü...
"Evet, doğru" diyor Shenkar, "Southwest taklitçisi birçok şirket battı. Örneğin US Airlines ve Delta Airlines. İmitasyonla büyüme çabaları iki kez sonuçsuz kaldı. Ama bu doğru strateji  izlememelerinden ve imitasyonu nasıl hayata geçireceklerini bilmiyor olmalarından kaynaklanıyordu. Ama doğru stratejiyle Rynair bunu başardı. Rynair, ucuz biletle yolcu taşımacılığı işinde Southwest Airlines'ın bir kopyasıydı..."
                        ***
"Bunu başaran bir de Türk şirketi var" dedi Profesör Shenkar, "Pegasus... Ali Sabancı'nın yönetimindeki Pegasus gayet başarılı bir imavatör. Ucuz tarifeleriyle Rynair gibi bu alanda  klasik bir başarıya imza attı...
"Oded Shenkar, başarılı bir imavatör şirket haline gelmenin kolay olmadığını söylüyor. "İmitasyon komplike bir iştir" diyor Shenkar, "Çok iyi analiz gerektirir. Salt imitasyonda sonuç sıfırdır. Hatta kayıp kaçınılmazdır. Kendi pazarınız ya da çevrenizde niyetlendiğiniz imitasyonun iyi işleyip işlemeyeceğini doğru tespit etmelisiniz. Buna yönelik çalışmalar, araştırmalar yapmalısınız. Mesela bir
Amerikan şirketi Türkiye pazarındaki şartları bilmediğinden bir ortaklık kurmak zorunda kalabilir. Fakat Türk şirketleri, iç piyasayı bildiklerinden başarılı olma ansları daha yüksek..."
                        ***
Bütün dünya ‘taklitçiliği' tartışıyor. Töhmet altındaki Çin'den davalık hale gelen Apple ile Samsung'a. Örnekleri artırmaya gerek yok...
Bugün gazetemiz DÜNYA'nın manşetine bakın... Taklitçilikten biz de müştekiyiz...Arkadaşımız Taylan Büyükşahin'in haberinde, Suudi tüccarların, hiçbir izin almadan Türk üreticisinin terliklerini bire bir kopyalayarak Çin'de ürettirip, üzerine de bir güzel ‘Made in Turkey' yazıp, Suudi Arabistan piyasasına sürmeleri anlatılıyor...
                        ***
Bizde taklit etmek genel olarak kötü bir şey olarak kabul edilir...
"Kopyacı, taklitçi" der ayıplarız...
Taklitle bir yere varılmayacağı düşüncesi hakimdir. Ben de halen öyle düşünenlerdenim... 
Ancak zaman zaman kendi bildiklerimizden de ‘şüphe' etmekte fayda var...
Bir de nüanslara dikkat etmekte...
Görünen o ki, Profesör Shenkar, pek çoğumuzdan farklı olarak taklitçiliği sahtekarlıktan ayırıyor...
İlerlemenin bir gereği sayıyor...
                        ***
Başarılı gazeteciliğin de en temel iki dinamiğidir: Merak ve şüphe...
En azından düşüncelerimizin sağlamasını yapmak için, bildiklerimizden ‘şüphe' etmek iyi bir şeydir...
Buna ‘yararlı şüphe'de diyebiliriz...
Ya da ‘geliştiren şüphe'... 
Böylesi bir şüpheyi hoş karşılayacaksak, Oded Shenkar ve argümanlarını dikkate almakta fayda var...
                        ***
Ne diyordu Profesör Shenkar? "Büyümek, gelişmek için inovasyon yetmez. İmitasyon da en az inovasyon kadar önemli. İmitasyona saygı duyun, kopyalamaktan çekinmeyin. Ancak işi doğru yapın! İşin sırrı, kopyalayacaksanız, bunu kanuni tecavüzde bulunmadan yapmakta. Ve ürünü kopyalamadan önce yaptığınız analizler derin olsun. Türk firmaları sadece inovasyon ile çıkış yolu ararsa bu uzun zaman alır. Bu süreçte, kendilerini geliştirmek ve rakiplerini yakalamak için imitasyonu kullanabilirler. İnovasyon her yerden gelecektir. Ama imitasyon yapmazsanız geride kalacaksınız. Türk firmaları da özellikle geride oldukları konularda ortaya çıkmış ürünleri, fikirleri, modelleri ve uygulamaların benzerlerini kendilerine adapte etmeyi deneyebilirler..."
                        ***
Aslına bakarsanız Türk şirketleri imitasyonla gelişmeyi zaten deniyor. Dünya da öyle...
Ve görünen o ki, önümüzdeki dönemde imitasyon ya da gelişmiş haliyle imovasyon uygulamalarını daha fazla göreceğiz...
Mesela, Almanya'daki Samwar Brothers bu konuda çok ilginç bir örnek oluşturuyor. Bir klonlama fabrikası yaratıp, adeta bu işi kurumsallaştırmışlar...
İzin verirseniz o örneğin detaylarını da haftaya sizinle paylaşalım...

 

taktitt.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar