Takke düştü kel göründü, enflasyonun yüzde 9'u bulacağı anlaşıldı

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Biz hep geçmişteki eğilimleri ve rakamları esas alarak tahmin yapıyoruz, bazı tahminlerin ise neye dayandırıldığını hiç anlayamıyoruz. Ekim ayında yüzde 1.55 artan TÜFE, tahminlerin çok üstünde diye nitelenmişti. Biz ise tam tersine, yüzde 1.55'in beklenenin altında bir oran olduğuna dikkat çekmiştik. Aynı durum kasımda da yaşanıyor. TÜİK, TÜFE artışını yüzde 0.67 olarak açıklıyor ve bu oran yüksek bulunuyor. Biz ise diyoruz ki, "Ne yükseği, bu oran genel eğilime göre düşük bile kaldı"...

Bırakalım önceki ayları. Ekim ayında 2003-2013 dönemi ortalaması yüzde 2.05 düzeyindeydi ve bu yıl da bu orana yakın bir gerçekleşme beklenirdi. Ama özellikle döviz kurunda önceki aylara göre gözlenen yavaşlamanın etkisiyle bu yıl ekimdeki artış yüzde 1.55'te kaldı. Beklenti daha düşükmüş; neye göre?

Kasıma geldik... 2003-2013 ortalaması yüzde 0.95'ti. Yani, bu dolayda gelecek bir artış şaşırtıcı olmazdı. Gerçekleşme yüzde 0.67 olarak açıklandı. Koro başladı yine, "TÜFE tahminlerden yüksek geldi"... Neye göre?

Haydi aylık tahminleri bir kenara bırakalım... Ya on aylık gerçekleşme belliyken, yılın tümünde on aydaki kadar bir oran bekleyenlere ne demeli. Bu tahminleri yapanlar, dünyanın sayılı bankalarından olursa, Türkiye'nin önde gelen finans kuruluşlarından olursa, bu kuruluşlara nasıl bakmalı dersiniz...

Yüzde 9 normal

TÜFE kasımda yüzde 0.67 arttı, on bir aylık yüzde 8.58 oldu, kasım itibariyle yıllık gerçekleşme de yüzde 8.10 düzeyinde oluştu. Sanki on bir aylık ve yıllık oranlar yanlışmış gibi bir izlenim oluşuyor. Bir yıllık oran, on bir aylıktan daha düşük. Rakamlarda bir yanlışlık yok tabii ki. Bu durum, geçen yılın aralık ayında fiyatların yüzde 0.44 gerilemesinden kaynaklanıyor.

Şöyle söyleyelim; bu yıl aralıkta fiyatlar hiç değişmezse, yani kasım ayındaki endeks, aralık için de geçerli olursa, 2015 yılı enflasyonu yüzde 8.58 olarak gerçekleşecek. 

Yok eğer, bu yılın aralık ayında da geçen yılki gibi yüzde 0.44'lük bir fiyat düşüşü sağlanabilirse, yıllık oran kasım sonundaki gibi aralık sonunda da yüzde 8.10'da kalacak.

Ama, aralık aylarında fiyat düşüşü sağlayabilmek öyle pek kolay değil. Geçen yıl bu durum petrol fiyatlarında ortaya çıkan ve hiç kimsenin tahmin edemediği düşüşten kaynaklanmıştı. Bu yıl için elimizde öyle bir hikaye yok. Ne olacak da fiyatlar gerileyecek ki...

2003-2013 dönemi ortalamasına göre aralık aylarında fiyatlar ortalama olarak yüzde 0.26 oranında arttı. Dolayısıyla bu yıl aralık itibariyle yıllık hesaplama yapılırken geçen yıl aralıktaki yüzde 0.44'lük düşüşün endeksten çıkması ve onun yerine yüzde 0.26 gibi bir artışın girmesiyle yıllık oran yüzde 8.9 olacak. Aralık ayı artışının yüzde 0.4'ü bulması halinde ise yılı yüzde 9 düzeyinde kapatacağız. Tersi de olabilir kuşkusuz, aylık artış düşük gerçekleşebilir, o durumda da yıl yüzde 8.6 ile yüzde 8.9 arasında kapanacak. 

Tarım ürünlerinin katkısı abartılıyor

Rusya ile aramız açıldı ya, bu ülke Türk tarım ürünlerine kapıyı kapattı ve Rusya'ya satılamayan ürünler iç piyasaya sunuldu ve bu sayede fiyatlar göreli olarak biraz ucuzladı ya, kimileri sanıyor ki bu durum hep böyle devam eder ve bu sayede de enflasyonda belirgin bir yavaşlama görülür. Bu görüş kısmen doğru, aralık ayı için bu etkiyi görebiliriz. Ama baz aralıkta düşük oluşacağı için, fiyatlar düşük seyretse bile bu etki artık daha sonraki dönem için ortadan kalkacak demektir.

Hem işlenmemiş gıda maddelerinin TÜFE içindeki ağırlığı abartılmasın. TÜFE içinde meyvelerin yüzde 1,593 oranında, sebzelerin ise yüzde 2,8604 oranında ağırlığı var. Yani meyve ve sebzenin toplam ağırlığı yüzde 4.45 düzeyinde.  

Dolayısıyla aralık ayında tarım ürünlerinden enflasyona bir katkı gelebilir, ancak bu katkının tüm endeksi belirgin ölçüde aşağı çekecek boyutta olabileceği beklenmemelidir. 

Geriye bir de kur etkisi kalıyor. Tüketici fiyatlarının ekim ayında genel eğilime göre daha az artmasında döviz kurlarının gerilemesi önemli bir katkı yapmıştı. Eylül ayı ortalamasında 3,0027 olan dolar kuru, yüzde 2.4 azalarak ekimde 2,9296'ya, euro kuru da yüzde 2.3 azalarak 3,3749'dan 3,2986'ya inmişti.

Bu gerileme kasımda da sürdü. Dolar kuru kasım ayı ortalamasında 2,8713'e, euro kuru da 3,0894'e indi. Kasımda dolar yüzde 2, euro yüzde 6.3, döviz sepeti ise yüzde 4.3 geriledi.

Ancak aralıkta henüz bir gerileme görebilmiş değiliz. Döviz kurunda gerileme olup olmayacağını da, olursa bile bu gerilemenin fiyatları hızla aşağı çekecek düzeye ulaşıp ulaşmayacağını da bilmiyoruz.

Dolayısıyla aralık ayı için ne tarım ürünlerine öyle çok bel bağlamak gerek, ne döviz kurunda ortaya çıkabilecek gerilemeye.

Ve yüzde 9'u en makul, en olabilir oran olarak kabullenmek gerek. Yüzde 5'lerde başladığımız bir yolculuğu, neredeyse bir katlık sapmayla yüzde 9'larda kapatacak gibi görünüyoruz. Şunu da unutmayalım, eğer ekim ve kasım aylarında döviz kurları hızlı bir gerileme göstermemiş olsaydı biz yılsonu için yüzde 9'u değil, çift haneyi konuşuyor olurduk. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar