Takım oyunu
İHRACAT SOHBETLERİ / Şefik Ergönül [email protected] Her zaman yaptığımız gibi "takım oyunu" ifadesinin karşılığına Türk Dil Kurumu'nun sözlüğünden baktığımızda, 2. sırada ve mecaz anlamda "Paylaşılarak ve ortaklaşa yapılan iş" diye bir açıklama görüyoruz. Bu başlık ve dahi bu açıklamada neyin nesi diye sorular aklınıza geliyor sanırım. İhracat yaparken müşteriyle yapılan bağlantıdan başlayıp, tüm ihracat süreçlerinde ve özellikle gümrükleme ve banka işlemlerinde ortaya çıkan hatalar karşısında söylenenler bu sohbetin kaynağı oldu. İhracatçının macerası o kadar çok unsuru içerisinde barındırıyor ki bunların hepsiyle birden tek başına başa çıkması tam anlamıyla olanaksız. Çünkü bir ihracatı baştan sona kadar gerçekleştirmek için gereksinim duyduğu hizmetler, o kadar çok ve çeşitli ki, yapılacakları başkalarıyla paylaşmadan ve ortaklaşa yapmadan yerine getirilmeleri mümkün değil. Üretici olsanız da olmasanız da ihraç edecek bir şeyin üretimine ihtiyacınız var. Bu ürün pazarlanacak ve ihracat bağlantısı yapıldıktan sonra yurtdışı edilme (gümrükleme) işlemleri ve uluslararası taşıması yapılacak. Ödeme işlemleri için bankacılık sisteminden yararlanılacak. Tüm bu işlemler arasında, ürününüzün özelliğine bağlı olarak çeşitli izinleri izin almak, analiz yaptırmak, (belki de) teşvik almak gibi başka işleri de yapmak zorunda kalacaksınız. Sakın ola "ben bir garip KOBİ'yim bu kadar işi tek başıma nasıl yaparım, ihracat benden uzak olsun" demeyesiniz. Başlığımızın amacı, ihracatın zorunlu birtakım oyunu olması gerektiğine dikkatlerinizi çekmektir. Zira biz ihracatçılar, yukarıda sayılan ve sayılamayan birçok işin bazılarını kendimiz yapıyor ve bazılarını da hizmet satın alarak yaptırıyoruz. Burada ihracatçının bir orkestra şefi gibi, farklı işleri yapan kişileri ve kurumları, kendi işinin aksamadan ve uyum içerisinde yürüyebilmesi için yönlendirmesi gerekmektedir. Başkalarına yaptırdığımız işlerin nasıl yürüdüğünü bilmek zorunda değiliz. Ancak, onlar bizim işlerimizin, kendileriyle ilgili olan tüm ayrıntılarını bilmek zorundadırlar. Bu ayrıntıların bir kısmı bazıları (mesela nakliyeci+gümrükçü) için ortak olabilir. Öte yandan üretici ve/veya üretim bölümüne verilecek ayrıntılar, bankacımız için hiç de gereği olmayan bilgiler olabilir. Bu nedenle ihracat yetkilisi olarak atanan kişi, kimin hangi ayrıntıyı ne kadar bilmesi gerektiği konusunda kafa yormalıdır. Bu ayrıntıları da ilgililere yazılı olarak bildirmelidir. Bu yazılı bildirim konusu maalesef çoğunlukla atlanmakta ve sözlü iletişimin getirebileceği hatalar göz ardı edilmektedir. İhracat yapıldıktan sonra, kapatılması gereken teşvikler için gerekli evrakın toplanması, çoğunlukla bir cehennem azabı olmaktadır. Sebebi de baştan organize olamayışımızdır. Akreditifli ödemelerde ortaya çıkan vesaik hataları, genellikle akreditif ayrıntılarının dikkatle incelenmemesinden ve bu ayrıntıların (mesela gümrükçü, nakliyeci, gözetme şirketi vb.) ilgili taraflara zamanında ve yazılı olarak iletilmemesinden kaynaklanmaktadır. İşinizi ne kadar iyi bilirseniz bilin, birlikte iş yaptıklarınızdan kendi işini en az bilenin size sağlayabileceği kadar az güvendesiniz. Unutmayalım ki bize hizmet sağlayanlar, aynı işleri başkalarına da yapıyorlar. Her farklı işin ayrıntısını ezbere bilmeleri doğal olarak olanaksızdır. Bizden aldıkları ayrıntılarla çalışırlar. Yaptıkları yanlışlarda bizim payımızın olabileceğini hiç göz ardı etmeyelim. Takım lideri siz ihracatçılarsınız, ne kadar iyi yönetirseniz, o kadar hatasız ve hızlı iş çıkartırsınız.