Tablette SSM'nın tecrübelerinden faydalanılmalı
Tablet mutlaka Türk ürünü olmalı. Yüksek cari açık veren ve teknolojik dönüşüm gerçekleştirmek isteyen bir ülkenin ekonomi politikaları ile diğer politika alanları arasında "Çin Seddi" koymak pek akıllıca olmaz. "Tablet ile eğitimde dönüşüm gerçekleştireceğim; bu sayede 21. yüzyıla hazır gireceğim" dedikten sonra "biz kim tablet yapmak kim-onu da ithal ederiz" seklindeki 200 senelik adetimize sıkı sıkıya yapışmanın manası yok.
Tabletin eğitim dünyamıza bir yıl daha geç girmesinin hiçbir dişe dokunur zararı olmaz. Ancak sistemi alelacele oturtmaya çalışarak küresel krizde açık pazar haline gelmenin zararı büyük olur. Dahası, ilk tasarım ve üretimin yerli kaynaklı olmaması, sürekli olarak güncellenecek uzun süreli bir sistemin daha başından yurt dışına bağımlı hale gelmesine sebep olur.
İki yüze yakın üniversitesi, yüz milyonlarca liralık araştırma fonu olan bir ülke tableti kendisi tasarlayarak üretemez mi? Aksi durum için çok uğraşırsak üretemeyebiliriz!
Ancak, tabletin Türkiye'de geliştirilmesi ve üretilmesine karşı olan bir "lobi" mevcut. "Biz kim tablet yapmak kim demiyorlar." "Efendim 16 milyonluk bir Pazar için bir endüstri kurulamaz diyorlar". Tamamen yanlış bir argüman ama birincisinden daha "şık" duruyor. Gördüğüm kadarıyla bazı önemli "akıl ve gönüllerde" (maalesef) başarı da kazanıyorlar.
Tekrar edelim. Tablet Türki tasarımı ve üretimi olmalı. Her bir parçası Türkiye'de üretilmek zorunda değil tabi. Ancak bir üretim çerçevesi oluşturulmalı. Tabletin yerli tasarımı ve üretimi gerçekleşirse büyük (yerli) üreticilere ciddi bir iş fırsatı doğacak. İyi de olacak. Ancak bu büyüklerden yerli KOBİ ve orta büyüklükteki kuruluşlara iş vermeleri istenmeli.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı bu modeli başarıyla uyguluyor. Birincil yüklenicilere, onlara SSM tarafından verilen iş tutarının belli bir oranında havacılık kümelerinde olanlara ve diğer yerli şirketlere iş vermeleri şartı konuluyor. Bu sistem ne kadar iyi denetleniyor onu bilemiyorum. Ancak doğru bir model. Dünyada örnekleri de var.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nın bu deneyimi sivil alana nasıl aktarılacak? Bu tecrübenin örneğin Sanayi Bakanlığı tarafından incelenmesi ve adapte edilmesi nasıl sağlanacak? Sistemin tasarımı ve kurulması nasıl gerçekleşecek? Denetimi ve tecrübenin ara dönem değerlendirilmesi (geçmişe dönük etki analizi) nasıl yapacak?
Bu sorulara cevap verilmesi ve hızla tutarlı ve yüksek sosyal getirili bir modelin oluşturulması gerekiyor.
Buna ek olarak, SSM'nin offset tecrübesinin ve SSM'nin kullandığı ve kullanmadığı diğer teknoloji özümsemesi modellerinin hızla kamunun sivil kısmına aktarılması ihtiyacı var. Buna uygun düzenlemelerin ve belki de bağımsız bir düzenleyici /denetleyici kurumun kurulması gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti milyarlarca dolarlık kamu alımı yapıyor her sene. Bu alımlar bir teknoloji transferi ve özümsemesi aracı olarak kullanılmalı. Ancak kullanılmıyor