Tablet Türkiye'yi nereye taşıyacak?
"Tablete geçişin" Türk eğitim sistemine ve bundan sonraki nesillere hangi önemli kazanımları sağlayacağına pek emin değilim. Karar alıcılar da bunu topluma pek anlatabilmiş değil. Van'da internet kafede vefat eden Yunus, batıdan doğuya hemen tüm gençlerimizin "internet çağına" bir şekilde zaten geçiş yaptığını gösteriyor.
Önemli olan bu geçişin nasıl olacağı, hangi net kazanımları sağlayacağı ve muhtevası. Örneğin internet çağıyla buluşma sadece "chat" ya da oyun alanında olacaksa bunun önemli bir kazanıma işaret etmeyeceği belli. Ancak 2009 yılında internet haftası dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi'nde dinlediğim bir araştırma Türkiye'de internet (ve dolayısıyla bilgisayar) kullanımının büyük ölçüde chat ile sınırlı olduğunu gösteriyor.
Erken kırklı yaşlarda olan bizim neslimiz bilgisayarla ZX spectrum, Commodore gibi ilk nesil, basit PC'ler aracılığıyla tanıştı. Üniversitede ise önce terminaller aracılığıyla sonra da ilk nesil 8086 temelli PC'lerle çalıştık O dönemde önce Basic diliyle sonra Fortran, Pascal (sonra da C) gibi dillerle tanıştık. Batıda geek dedikleri bilgisayar uzmanı olmak gibi bir amacı olmayanlar için Basic dili bilgisayar mantığını anlamak için önemli bir araç olmuştu.
Şimdiki nesillerin büyük kısmı bu mantığı dahi tanımadan bilgisayar kullanıcısı oluyorlar. Şimdi de tablet kullanıcısı olacaklar. İlköğretim okullarımızın büyük kısmında bilgisayar dersleri uygulanıyor. Bu derslerde çocuklar kelime işlemci ve sunum yazılımlarını kullanmayı öğreniyor. Bunun kendileri ve ilerideki iş hayatları için elzem eğitimler olduğuna şüphe yok. Ancak bilgisayar eğitimi büyük ölçüde bununla sınırlı kalıyor.
Tabletin aksi takdirde bilgisayarla tanışamayacak çocuklara faydası olacağı kesin. Ancak bunlara yapacağı fayda dahi (bana kalırsa) sınırlı. Dolayısıyla her şeyden önce tablete geçilmesiyle edinilecek fayda ve hedeflerinin açık bir şekilde ortaya konması ve sonra da bu doğrultuda sistemin planlanması ve uygulanması gerekiyor. Muhtevanın planlanması ve uygulanmasında Milli Eğitim Bakanlığına önemli görev düşüyor. Yoksa tablete geçişin fiziksel tarafı pek de zor bir şey değil.
Ankara'da Yüce Koleji kendi tasarımı bir sistemle tablete geçmiş bile. "Öğrenci Bulutu" adını verdikleri sistemle geçen hafta Microsoft'tan ödül de almışlar. Yüce Koleji Kaan Kalınyazgan sistemi çok dikkatle ve ayrıntısıyla planladıklarını anlatıyor. Yerli yabancı tüm müfredatları tabletlere indirmişler. E-book'lardan kitap okumaktan bir türlü keyif alamayan bir eski kafalı olduğum için öğrencilerin ekrandan kolayca okuyup okuyamadıklarını soruyorum. Kalınyazgan da geçenlerde kendi çocuğunun geçenlerde bir yazılı ödev kağıdını yere atıp "bunlar çok sıkıcı şeyler" dediğini anlatıyor.
Sanayi Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Davut Kavran sistemin ve dağıtılacak tabletlerin bulut mimarisi çerçevesinde inşa edilmesini savunuyor. Bu, güçlü bir internet altyapısı ve güçlü serverlar gerektiriyor. Aynı zamanda da tabletlerin güçlü (ve maliyetli) olma zorunluluğunu ortadan kaldırıyor.
Tabletler ne kazandıracak bilmiyorum ancak sistemin Türkiye'de geliştirilmesi ve tabletlerin de Türkiye'de üretilmesi gerektiriyor. Bu sayede Türkiye diğer ülkelere ihraç edebileceği bir tecrübe ve kapasiteye sahip olacak.