Tablet sevdası büyüyor

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK [email protected]

Şu Android sistemin, "honeycomb 3.2"sinin keyfini doya doya çıkarıyorum "Asus eee Pad Transformer TF 101" ile... Daha önce de bahsetmiştim "NVIDIA Tegra 2" işlemcili bir tablet bilgisayar bu... DDR2 1 GB belleği, 16 GB depolama alanı var, bu SD kartlarla artırılabiliyor... Tablet halindeyken 9.5 saat; takılıp çıkarılabilen dock (klavye) ünitesi ile 16 saate kadar kullanılabiliyor... Dock üzerindeki USB girişine harici harddisklerimi, kayıt cihazımı takıyor, internetteki veya yüklediğim filmleri televizyonumda HDMI olarak izleyebiliyorum...

Bir tabletin asıl hedefi olan her yerden en hızlı ve en kullanışlı bir şekilde internete bağlanmayı (kablosuz bağlantının olmadığı yerlerde iphone'umun "hotspot" özelliği desteği ile); belli bir bellek kapasitesi dahilinde gerekli multimedya içeriğini ve diğer gereksindiğim ofis türünde dosyaları kullanmayı sağladığını söylememe gerek bile yok...

Ben, "mouse"la çalışmayı sevmiyorum, ama sevenler için USB'den bu destek de mevcut...

Sorunum, - dock'ta F klavye desteği olmamasını saymazsak (ki tablette var) -, hemen hiç yok gibi...

Tabii yeni yeni programlar arayışım da sürüyor... Android, uygulamalar açısından da çok zengin bir işletim sistemi...

Örneğin, "Live ATC" isimli bir program ile dünyadaki birçok havaalanındaki uçuş kulelelerinin uçaklarla yaptığı konuşmaları dinlemek; "Flight Track" ile uçağınızın ne kadar rötarla kalktığını, ne zaman, hangi terminale ineceğini, şu anda gökyüzünde nerede olduğunu, modelini, oturma düzenini incelemek; "Flight Radar" ile havadaki bütün uçakları, "Marine Traffic" ile denizlerdeki bütün gemileri izlemek, o gemiler ve uçakların özellikleri, nereden gelip nereye gittikleri hakkında bilgiler edinmek mümkün...

"Paper Camera" çektiğiniz fotoğrafları karakalem, pastel gibi efektlerle sunarken "Scan Biz Cards" kartvizitleri tarayıp telefon defterine atıyor; "Google Sky Map" ile gökyüzündeki yıldızları, "Google Earth" ile bina bina tüm dünyayı seyrediyorsunuz...

"Nerede Bu Otobüs" uygulaması ise İstanbul'daki belediye otobüslerinin o an hangi durakta olduklarını, kaç dakika sonra geleceklerini gösterirken "Taksi Taxi" en yakın taksi durağından gideceğiniz adrese kaç lira ödeyeceğinizi söylüyor...

Aralarında İstanbul ve Ankara'nın da bulunduğu dünyadaki bütün metrolarla hangi durağa nasıl ulaşabileceğinizi "MetrO" adlı programla öğreniyorsunuz...

Burada anlattıklarım, on binlerce Android uygulamalarından yalnızca birkaçı... Yani her ilgi alanına uygun program var ve bunlarla hayat çok daha kolaylaşıyor... Tabii bu programları, aynı işletim sistemli telefonlarda da kullanmak mümkün...

Ama ben, 600 küsur gram ağırlığındaki bu tablet bilgisayarımdan yararlanmayı tercih ediyorum... E-postalarıma da oradan bakıyorum, navigasyonda da onu kullanıyorum...

Aa, bu arada bir şeyi belirtmeliyim: Benim Hamburg Saturn'den aldığım dockta "Y" ve "Z" harflerinin yeri değişik, yani klavyedeki "Y"ye basarsam "Z", "Z" yazan tuşa basarsam "Y" çıkıyor! Bu üretim hatasına ben alıştım (!) ama yine de olmasaydı daha iyi olurdu, diye düşünüyorum...

Bütün ekipmanlarımda olduğu gibi "eee Pad" ile ilgili güncellemeleri de günü gününe takip ediyor, hemencecik yüklüyorum...

Haberleri, dizileri, filmleri de ondan izleyebiliyorum...

Sınırsız "ASUS Web Depolama" (ilk yıl ücretsiz, sonraki seneler için yıllık abonelik ücreti var), flash ve multitasking desteği de artı özellikler...

Evet, geçtiğimiz haftalarda bu köşede, "istikbal tabletlerde" diye yazmıştım, bu görüşüm her geçen gün kuvvetleniyor... Ama, neredeyse ilk çıktığı günden beri kullandığım Apple'ın Macintoshlarını yine ayrı bir yere koymak zorundayım... Fiyatlarının yüksekliği dezavantajı olmasa, onları hiçbir şeye değişmem... Buna rağmen değişmiyor, yıllardır "MacBook Pro"yu keyifle kullanıyorum... Ama, yanımda taşıdığım aleti soracak olursanız, tabii ki bir tablet bilgisayar... Dedim ya, çözmediği işe henüz rastlamadım, yapamadıklarını da zaten sokaklarda yapmaya gerek yok!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar