Süvarileri beklerken...

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

 

"Citius, altious, fortious"...Dünya borsaları Londra Yaz Olimpiyatları açılış seremonisi öncesinde "hızlı, yüksek, güçlü" bir artış ile rekor kırdı.  Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi'nin "Euro'yu kurtarmak için ne gerekirse yapacağız"... "yapacağımızın yeterli olacağını" göreceksiniz açıklaması piyasalardaki yükselişin arkasındaki itici güç oldu.

Merkez Bankaları konuşunca piyasalar dinliyor. Euro bölgesi yetkilileri geçmişte bu tür açıklamalar çok yaptı. Piyasalar üzerindeki etkisi birkaç saat ile birkaç gün arasında değişti. Ancak merkez bankası başkanı konuşunca iş değişiyor.

Piyasalar işler kötüye gidince merkez bankaları tarafından kurtarılmaya alışıklar. Çocukken okuduğumuz resimli romanlar son anda yetişen süvariler sayesinde genelde mutlu sonla biterdi. O resimli romanları okuyan çocuklar büyüdü, kimisi önemli görevlere geldi. Ama halen "süvari edebiyatına" ve "mutlu sona" inanıyoruz.

Ekonominin borç durgunluk sarmalına gireceğine inanan piyasalar bir satış dalgası geldiğinde önce geriliyor. Arkasından "kötü sona" izin verilmeyeceği beklentisi ile gözler merkez bankası başkanına çevriliyor. Başkan'ın komutuyla çalan hücum borusunun ardından ucuz varlıklara saldırılıyor. Oluşan balon bir süre sonra patlayınca Merkez bankaları yeniden devreye giriyor.
Bu basit strateji önce FED tarafından Greenspan ve Bernanke dönemlerinde başarıyla izlendi.  Son dönemde Draghi ile birlikte Avrupa Merkez Bankası da "piyasa dostu merkez bankası" yolunda ilerliyor.

2008 sonrasında sistemin çalıştığı defalarca test edildi. Bernanke'nin 2010-2011 yıllarında yaptığı miktarsal genişlemeler (QE1, QE2) sayesinde piyasalarda sert yükselişler yaşandı. Draghi'nin 2011sonunda uyguladığı LTRO da benzer bir etki yarattı.

Genişleyici para politikası ile küresel dengesizlikler, aşırı borç sorunu, rekabet gücü eksikliği gibi temel sorunların çözülemeyeceğinin farkındayız. Gelişmiş ülkelerde yaşanan aşırı borç sorunun da merkez bankalarının uyguladığı aşırı genişleyici politikaların katkısını göz ardı etmiyoruz. Ancak, merkez bankaları ile savaşılamayacağının da bilincindeyiz.

Peki ne öneriyoruz.  Türkiye hisse senetleri için Haziran başında "ekonomideki yumuşak iniş, iç ve dış talebin dengelenmesi, enflasyon görünümünün düzelmesi, para politikasının normale dönmeye başlaması" nedenleriyle "ARTIR" önerisinde bulunmuştuk. MSCI Türkiye endeksinin bizim önerimiz sonrasındaki getirisi dolar bazında %18'e ulaştı.

Normal şartlar altında yaşanan hızlı yükseliş sonrasında önerimizi tersine çevirmemiz gerekirdi. Küresel durgunluk riskinin artması nedeniyle gelişmiş ülke merkez bankalarının ilave parasal genişlemeye gideceği beklentisiyle görüş değişikliğimizi şimdilik erteliyoruz. Amerika ve Avrupa Merkez Bankalarının yapacağı toplantıları izleyip süvarilerin gelip gelmeyeceğine karar vereceğiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019