Suudilerin petrol politikası ve değişim sinyalleri
Kurt COBB (Oilprice.com yazarı)
Suudi Enerji Bakanlığı, Aramco'ya petrol üretimini günde 12 milyon varil seviyesinde tutma emri vererek her türlü genişleme planını durdurdu. Hareket, Suudi Arabistan'ın petrolü gelecek nesiller için korumaya ve iç tüketim ihtiyaçlarını yönetmeye yönelik uzun vadeli stratejisini yansıtıyor.
Bu politika değişikliğinin küresel petrol piyasaları ve Suudi Arabistan ile ABD arasında uzun süredir devam eden enerji ilişkisi üzerinde önemli etkileri var. Dönemin ABD Başkanı Franklin Roosevelt, 1943'te "Suudi Arabistan'ın savunmasının ABD'nin savunması için hayati önem taşıdığını" ilan etti.
Nedeni: 10 yıl önce çöl krallığı, Standard Oil of California'ya petrol arama imtiyazı vermişti. Roosevelt, iki ülke arasındaki ilişkileri daha da güçlendirmek için 1945'in başlarında krallığın hükümdarı Kral İbn Suud'u ziyaret etti. Bu ziyaret, 1951'deki karşılıklı savunma anlaşmasının önünü açtı. Geçen haftaya geçelim. Suudi Enerji Bakanlığı, devlete ait petrol şirketi Saudi Aramco'ya, mevcut Maksimum Sürdürülebilir Kapasite olarak adlandırılan günlük 12 milyon varil (mbpd) petrol üretimini aşmamasını emretti.
Başka bir deyişle, “Tüm genişleme planlarını durdurun” dedi. Bu hareket, Suudi Arabistan'ın “Artık ABD'ye ait bir benzin istasyonu değiliz” hatırlatması… ABD hükümetinin hazmetmesi zor oldu. 2008 yılında Kral Abdullah, krallığın petrolünün bir kısmını gelecek nesiller için saklamak istediğini söyleyerek, ülkenin enerji bakanının günde 12.5 mbpp'nin Suudi Arabistan'ın limiti olacağını öne sürmesini hatırlattı.
O zamanlar çok az insan bunu fark etti. Aslına bakılırsa, 2011 gibi geç bir tarihte ABD Enerji Bilgi İdaresi, krallığın aksi yöndeki açıklamaları göz önüne alındığında, Suudi Arabistan'ın 2035 yılında günde 15.4 mbpd'lik fantazi petrol üretimi rakamı olarak tanımlanabilecek bir rakamı tahmin ediyordu. Son 10 yılda ABD yerli üretiminin hızla artmasına rağmen, Suudi petrol üretimi ve ihracatına ne olacağı ABD ve dünya için derinden önem taşıyor; çünkü Suudi Arabistan her ikisinde de büyük bir paya sahip.
Suudi üretimindeki değişikliklerin dünya petrol fiyatı ve arzı üzerinde orantısız etkileri olabilir. Suudi Arabistan'ın petrol üretimini sınırlama arzusunun ardındaki nedenlerden biri, iç tüketimin milenyumun başından bu yana akıllı bir şekilde artması olabilir.
Krallık, ihracat gelirleri için neredeyse tamamen petrol ürünlerine bağımlı olsa da, aşırı vergilendirilmiş ve tükenmiş alanlar nedeniyle gelecekte petrol arzının azalması durumunda huzursuz olabilecek, büyüyen bir nüfusa da sahip. ABD ile Suudi Arabistan arasında uzun süredir devam eden güvenlik ve ekonomik bağlara rağmen Suudi Arabistan'ın önümüzdeki yıllarda ve belki de önümüzdeki onyıllarda petrol üretimini sınırlandırması gerçekten de sürpriz olmamalı. Krallık uzun süredir bunun sinyallerini veriyor. Anlaşılması daha zor olan şey, enerji geleceğimizi yönlendiren jeoloji ve politikanın kesişmesinin ABD ve dünyayı neden şaşırtmaya devam ettiğidir.