Sütaş, Tire Süt Kooperatifi’ni yutar mı?
Son bir kaç günde süt sektöründe çok önemli gelişmeler yaşandı. Türkiye süt sektörünün yüzde 15 pazar payı ile lider konumunda olan Sütaş’ın, İzmir Tire’de 80 milyon dolarlık yatırımla kurduğu entegre tesis açıldı.
Ulusal Süt Konseyi, 30 aydan beri sabit tuttuğu çiğ süt referans fiyatını 6 kuruş artırdı. Et ve Süt Kurumu’nun çiğ süt piyasasına arz fazlası sütü alarak süt tozuna dönüştürme müdahalesi yeni yılda da devam edecek.
Bu gelişmelere biraz daha yakından bakalım. İzmir Tire’de entegre bir tesis kuran Sütaş, 41 yıldan beri süt sektörünün en önemli aktörlerinden birisi. Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz’ın da belirttiği gibi aile 3 kuşaktır sütçülük yapıyor. Sütten kazandığını süte yatırıyor.
Sonradan sütçü olanların, zaman zaman yabancı firmaların süt sektörüne zarar verecek nitelikteki girişimlerine karşı direniyor. Bir kaç yıl önce yoğurt tebliği değiştirilmek istendiğinde Sütaş yönetimi “Yoğurt milli ürünümüz” diyerek açıkça karşı çıkmıştı.
Süt ve süt ürünlerinin üzerine sadece son tüketim tarihi yazılması talebine karşı çıkan Sütaş, üretim ve son tüketim tarihini yazmayı sürdürdü.
Bir çok firma el değiştirirken,yabancılara satılırken Sütaş, yerli ve milli kalmayı sürdürdü. Yaptığı yatırımlarla, yarattığı istihdamla ülke ekonomisine ciddi katkılar sağlayan önemli bir kuruluş.
Diğer tarafta Türkiye’de kooperatifçilik denildiğinde akla gelen ilk kooperatifl erden birisi Tire Süt Kooperatifi. Mahmut Eskiyörük’ün başkanlığındaki Tire Süt Kooperatifi her zaman süt üreticisinin örgütlenmesinden yana, üreticinin haklarını sonuna kadar savunan çok iyi bir model oldu. Sadece Türkiye’de değil, Birleşmiş Milletler tarafından bu çalışmaları ödüllendirildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile yapılan işbirliği ile 10 yılı aşkın bir süreden beri önce okul sütü,sonrasında süt kuzusu projesi ile çocukların sağlıklı süt tüketmesini sağladı. Yaptığı yatırımlarla Tire ve yöresindeki çiftçilerin sütüne değer kattı. Bu bölgede süt piyasasını düzenleyen kurum niteliğinde oldu.
Ürettiği günlük pastörize ve organik sütü her gün tüketiciyle buluşturdu. Çiftçinin örgütlü olduğunda neleri başaracağını kanıtladı. Mahmut Eskiyörük, ülkeyi karış karış gezerek kooperatifçiliğin önemini anlatıyor. Sütaş’ın Tire’deki entegre süt işletmesinin faaliyete başlamasından sonra bu yatırım Tire Süt Kooperatifi’ne zarar verir mi? Sütaş, Tire Süt Kooperatifi’ni yutar mı endişeleri dile getirilmeye başlandı.
Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, açılıştan önce Tire’nin neden seçildiğini,yapılan yatırımın niteliğini anlattı. Sütaş 19 yıldan beri Tire, Ödemiş, Bayındır ve Kiraz’ı da içine alan Küçük Menderes Havzası’ndan süt alarak bunu Bursa Karacabey’e götürüp işliyordu. Her gün 350-400 kilometre süt taşımak yerine Tire’de yatırım yaptıklarını söyledi. Hedeflerinin Rusya’ya buradan peynir ihraç etmek olduğunu belirtti.
Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük’e Sütaş’ın yaptığı yatırımı sorduğumda: “Biz çok memnun olduk. Bu bölgenin süt yatırımlarına ihtiyacı var. Ayrıca, Sütaş’ın yatırım yapmasıyla tüketicilerimizin Tire Süt Kooperatifi’ne olan ilgisi, bağımlılığı bizi daha çok mutlu etti” dedi.
Mahmut Eskiyörük, sanayicilerin genel olarak örgütlü çiftçi istemediklerini söyledi. Sütaş yetkililerinin buraya yatırım yaparken bölgedeki üreticilerle olduğu gibi Tire Süt Kooperatifi ortaklarına da giderek süt almak istediklerini, ancak kooperatif ortaklarının,” biz sütümüzü kooperatifimize veririz” diyerek bu teklifi geri çevirdiklerini anlattı.
Daha sonra Sütaş yetkililerinin Tire Süt Kooperatifi’nden süt almak istediğini belirten Eskiyörük şunları söyledi: “Biz bu teklife olumlu yanıt verdik. Şimdi tankerlerini gönderecekler ve biz kooperatif olarak süt vereceğiz. Biz zaten 3 yıl öncesine kadar Sütaş’a süt satıyorduk. Fakat diğer bazı süt sanayicileri gibi Sütaş’ın üreticiye yem satmaya başlaması ve yem almayan üreticiden süt almaması üzerine ilişkilerimiz kesildi. Biz “yemimi almazsan sütünü almam” dayatmasını kabul etmedik. Onlar da süt alımını kesti. Şimdi süt almak istiyorlar bizde vereceğimizi söyledik.”
Sadece Tire’de günlük 500 ton, Ödemiş’te 1200 ton, Bayındır’da 400 ton olmak üzere günlük 2 bin 100 ton çiğ süt üretildiğini hatırlatan Eskiyörük şu değerlendirmeyi yaptı.
“Kooperatif olarak günlük 290 ton süt alıyoruz. Bunun 50 tonunu kendimiz işliyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne 45 ton günlük süt veriyoruz. Kalnı da Pınar Süt’e veriyoruz. Şimdi Sütaş’ta süt istiyor. Onlara da vereceğiz. Bu sütün alınıp değerlendirilmesi gerekiyor. Bugün Türkiye’de süt üretimi fazla deniliyor. Ama bir yandan süt hayvanı ithal ediliyor. Süt ineği ithalatı durdurulmalı. Yaşlı ve verimsiz inekler kesilmeli. Süte hep birlikte talep yaratmamız gerekiyor. Yoksa bu işin sonu kötüye gider. Biz kapılarımızı kapatmasak herkes sütünü bize vermek istiyor. Fakat bizim de bir kapasitemiz var. Bugün Ödemiş, 30 tüccarın sömürüsü altında. Kooperatif olsa çok farklı olurdu. Hükümetin de örgütlü üreticiye destek olması gerekir. Şu anda sütünü serbest piyasada sanayiciye, tüccara veren çiftçiye litre başına 5 kuruş, örgüte verene 7 kuruş prim veriliyor. Bu fark 10-12 kuruş olsa örgütlenmenin önü açılır.”
Çiğ süt fiyatındaki 6 kuruşluk artışı değerlendiren Mahmut Eskiyörük: “Sorun tek başına fiyat değil.Şimdi kaliteye göre fiyat verilecek deniliyor. Yağ oranı yüzde 3.5, protein oranı yüzde 3.1 ise referans fiyattan yani 1 lira 21 kuruştan alınacak. Bu kaliteyi test eden bağımsız laboratuar yok ki. Sanayici bakacak senin yağ ve proteinin bu diyecek. Onu kabul etmek zorundasın” dedi. Özetle, sağlam temeller üzerine kurulan Tire Süt Kooperatifi yutulacak kolay bir lokma değil. Ortaklarına ve bölge çiftçisine hizmet vermeyi ve model olmayı sürdürecek. Sütaş’ın da Tire Süt Kooperatifi’nin yutmak gibi bir hedefi olduğunu sanmıyoruz. Tire’ye fabrika kurması rekabeti körükleyecek, bölgede üretilen süt değerlenecek, üretici ve tüketici bundan yararlanacak.