Süt meselesi ve iş etiği

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ [email protected]

Namazdaymış

Bir arkadaşım ameliyat geçirdi. Hastanede akşam yanında kalsın diye birisini tutmuşlar. Gecenin bir yerinde arkadaşım uyanmış, tuvalete gitmek istemiş. Bakmış bakıcı ortada yok. “Alt tarafı beyin ameliyatı. Elim ayağım tutuyor” düşüncesi ile kendi başına kalkmış. Ve tuvalete gidemeden düşmüş odanın ortasında. Düştüğü yerde 1,5 saat kalmış. Bakıcı gittiği yerden dönünce onu yerde bulup kaldırmış. “Neredeydin?” sorusuna bakıcı, “Namazdaydım” diye cevap vermiş. Arkadaşım ucuz atlatmış; düşmenin sonuçları çok vahim olabilirdi. Ortada “görev ihmâli” gibi bir büyük kabahat vardı. Bakıcı bu kusurunun bahanesi olarak çok değişik nedenler söyleyebilirdi. Ancak, kabahatine dinsel süslemeli bir kılıf bulmuş, “Namaz” demişti.

İş etiği: Yukardaki olayı, bir iş anlaşması olarak incelemek istedim. Bir iş anlaşmasının iki tarafı vardır: İşveren ve işgören. İşveren, yapılacak işi tarif eder; bu işi yapacak kişide aranacak özellikleri belirtir ve de bu iş karşılığı yapacağı ödemeyi söyler. İşveren ve işgören koşullarda uyuştuklarında bir anlaşma yaparlar. Bu anlaşmada işveren, yapılacak iş karşılığı bir ödeme yapmayı taahhüt eder; işgören de iş tanımındaki işi yapmayı. İşgören, vadettiği ödemeleri yapmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirilip getirilmediğini anlamak kolaydır. Ancak işgörenin yaptığı işin denetlenmesi her zaman kolay değildir. Özellikle hizmet sektöründe her an denetlemek gerekir. Ama kişileri her an gözlemek çok külfetli olabilir, Her zaman her şeyi görmek de mümkün değildir, işte o zaman iş, “kişinin sütüne kalmış” denir. Neden sütüne? Çünkü, kişinin değerlerinin, ahlâkının oluşmasında ailenin, özellikle de annenin rolü büyüktür.

Etiğe aykırı davranışlar: Sütlerin bozulduğu bir devir yaşıyoruz. Ülkemizdeki etik değerlerde gittikçe artan bir çürüme gözlemliyoruz. Buna her alanda tanık oluyoruz. Ancak konumuz iş olduğu için, sadece bu açıdan yorumlar yapacağım. Bir iş anlaşmasında işveren ne tür etik dışı davranışlar gösterir? Örneğin, söz verdiği ücreti ödemez ya da eksik öder. Kişiye başta tanımladığı işin dışında işler yaptırmaya çalışır. İşin ilerisi için verdiği sözleri tutmaz, yapmamak için ipe un serer.

İşgören ne şekilde iş etiğine aykırı davranır? Örneğin, iş tanımında belirtilen işi, gerektiği biçimde yapmaz. Yukardaki örnekte görüldüğü gibi, kaytarmış. Hastasını beklemek zorundayken, bunun için para alıyorken işten kaçmış; özür olarak da namazı göstermiş. Halbuki namaz, başka bir yükümlülüktür; kişinin inancının getirdiği bir yükümlülüktür. Bir ayıbını, böyle bir dinsel motifli bir örtü ile örtmeye çalışması de başka bir ayıptır. İşgören, iş etiğini başka nasıl ihlâl eder? Görevi gereği kendisine birtakım varlıklar emanet edilir. Yukarıdaki örnekte, hasta, bir can emanet edilmişti. Görevin niteliğine göre bu, binlerce can da olabilir. Ya da kişiye, maddi varlıklar emanet edilir. Bu, görevin niteliğine göre, çok büyük maddi varlıklar da olabilir. Eğer kişinin sütü bozuksa, bu emanete hıyanetlik eder. Kendisine, görevi gereği, emanet edilen varlıkları korumaz; kendi çıkarı için hoyratça harcar, hatta çalar. Görevi gereği, kendisine verilen yetkileri kötüye kullanır. Bütün bunları yaparken, yukarıdaki örnekte olduğu gibi, dinsel motifl i bir örtü kullanırsa, günah daha büyüktür.

Sonuç: Görev, namustur. Görev ne olursa olsun, onu düzgün yapmak, iş etiğine göre davranmak, emanete hıyanetlik etmemek gerekir. Hiçbir neden, vicdansızlığa mazeret olamaz. Ve de dinsel motifli örtüler altına saklanarak işlenen günahların cezası her iki dünyada daha da ağırdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019