Süt Liman?
Murat Berk / Yapı Kredi Yatırım
Tüm küresel piyasalarda Yunanistan konusu ana gündem maddelerinden biri olmaya bu hafta da devam edecek. Hafta sonu çıkan haberlerde, Almanya ve Fransa'nın başını çektiği AB ülkeleri Yunanistan'a bir yardım paketi üzerinde çalıştığı yer alıyordu.
Yunanistan'ın önümüzdeki haftalarda 10 yıllık tahvil ihracı yapmayı planladığını not ediyoruz. AB komisyonundan Oli Rehn'in Yunanistan ve ardından Almanya ile görüşmeleri, bizce piyasalar tarafından dikkatle takip edilecek.
Piyasalara baktığımızda son dönemde borç yükü yüksek ülkelerin risk primlerinde sert yükselişlerden sonra özellikle Yunanistan konusunda ümitlerin tekrar artmasıyla bu risk primlerinde bir düşüş görüyoruz. Gene de tüm dünyada bütçe açıkları ve kamu borçlarının yüksek artışlar göstermesi, önümüzdeki dönemde piyasalarda daha fazla rahatsızlık veren bir konu olarak ortaya çıkabileceğini düşünüyoruz.
Önceki yazılarımızda, Türkiye'nin kendi bölgesindeki ülkelere nazaran daha sağlam olduğundan bahsetmiştik. Bankacılık sektörünün gücü, (aralarında sermaye yeterlilik ve mevduat kredi oranları da dâhil olmak üzere birçok göstergeye göre) ülke ve hane halkı borçluluğun düşük seviyelerde olması gibi etkenler sayesinde Türkiye'nin geçmiş krizi nispeten az hasarla atlattığını düşünüyoruz. Buna ek olarak kamu maliyesinin nispeten daha iyi durumda olması da Türk ekonomisinin ve piyasalarının olumlu anlamda ayrışmasını sağladı. Türkiye'nin bu sene yüzde 4,5'luk bir büyüme oranı ile bu bölgedeki en yüksek büyüme oranını yakalayacağını örnek verebiliriz.
Bunun yanında Türkiye'nin borç/GSYH oranının küresel krize rağmen yüzde 50 civarında olduğunu ve bu oranın Yunanistan dâhil endişe ile izlenen ülkelerdeki oranın yarısından az olduğunu not ediyoruz. Türkiye'nin kamu borç stokunun GSYİH'ye oranı, 2004 yılından bu yana yüzde 60 olan Maastricht kriterinin oldukça altında seyretmekte olduğunu hatırlatmak gerekiyor.
Nitekim en son olarak Standard&Poor's, bizim görüşlerimize benzer gerekçeler göstererek Türkiye'nin kredi notunu bir kademe arttırdı ve kredi notunun gelecek 12 ile 24 ay arasında tekrar yükseltilebileceğini kaydetti. Son üç ay içinde bazı ülkelerin kredi reytingi düşürülürken, Türkiye'nin kredi reytingi her üç büyük kurum tarafından da arttırılmış oldu.
Yurtiçinde son gelişmeler ile artan siyasi tansiyonun artması durumunda, kısa vadede Türkiye'nin olumlu ayrışma potansiyeli önündeki en önemli engel olabileceğini düşünüyoruz. Erken seçimin şimdilik bizim baz senaryomuzda yer almadığını tekrar vurguluyor, yükselen tansiyonun, ortadan kalkmasa bile, kısa vadede daha fazla artmayacağını düşünüyoruz. Hükümetin referandum seçeneğine yönelebilecek gibi gözükmesi ise siyasi belirsizliklerin önümüzdeki dönemde de var olmaya devam edeceğini düşündürüyor.