Sürüden ayrılmadan kâr edilmez!
Çoğumuz hayatta güvenli yolu seçeriz. Bu psikolojik olarak anlaşılabilir bir tercihtir çünkü biliriz ki “sürüden ayrılanı kurt kapar”. Ancak bir de sürüye takılıp, sürüyle kaybolmak veya uçurumdan aşağı uçma senaryosu vardır, ki sürü psikolojisi ile hareket ederken bu riski pek fark etmeyiz.
Bugün Türkiye’de iş yaşamında olan tam da bu. Şirketlerimiz, birbirlerine benzer ürün ve hizmetlerle, kalite veya fiyat rekabeti eksenli olarak yarışmaya çalışıyor.
Bu rekabet türü dahilinde ortada tatmin edici kârlar olmayacağından, sermaye birikimi de olamıyor ve işleri borçla döndürme ve hayatta kalmaya dayalı yönetim modelleri ön plana çıkıyor. Faiz indirimlerini bekleyen, piyasa canlansın da şu işler eskiye dönsün diyen konjonktürel yapılar haline geldik.
Sürdürülebilir kârlılık için farklılaşmalısınız
Bana bu yazdığım için kızanlar olacak ama bugün rekabet artık daha iyi veya kaliteli üretmek ile değil, daha farklı olmak, dikkat çekmekle kazanılıyor. Bu eskiden b2c için böyleydi, şimdi b2b için de böyle olmaya başladı. Korkunç bir gürültünün içindeyiz ve piyasada çok rakip var. Tüm şirketler biz buradayız diye bağırıyor, dikkat çekmek için büyük harcamalar yapıyorlar.
Bu gürültünün içinde müşteri sizi zor duyar. “Biz daha kaliteliyiz” diyerek veya markalaşarak (markalaşmaya karşı değilim, sadece çok fazla yatırım, çaba ve odak gerektiriyor ve marka olmak dikkati çekmenin garantisi de değil) o dikkati çekmeniz mümkün değil.
Bunun tek yolu var. Rekabetten farklı bir şeyler sunmak. Bu değer öneriniz, iş modeliniz, müşteri hizmetleriniz, ürün veya hizmetiniz olabilir. Seth Godin’in Mor İneği gibi. Okumayan varsa inovasyon ile ilgili bu temel eseri muhakkak okumalı.
Farklılaşmanın yolu inovasyondan geçiyor. 2000’lerin konusuydu. Ama ülkemizde her kavramda olduğu gibi içselleştirilmeden, felsefesi ve modelleri konuşulmadan, araçlar seviyesinde ele alındı ve büyük veri- dijital dönüşüm- yapay zeka-sürdürülebilirlik dalgalarının altında kalıp, konuşulmaz oldu. Oysa bize tam da şu anda, büyümek için inovasyon gerekiyor.
İnovasyon geri dönüşü hızlı bir yatırımdır!
Şirketiniz içinde, hızlı bir inovasyon modeli oluşturup, iyi fikirleri ürün ve hizmetlere dönüştürebilir, pazarlama süreçlerinizde ortaya koyacağınız inovasyonlar ile bir anda farklılaşabilirsiniz. Bu öyle seneler alan bir süreç de değil.
Çoğu şirkette birkaç ay içinde harika sonuçlar alındığına şahit oldum. Şirket kültürünü, yapısını, iş modelini, stratejik niyetini ve kabiliyetleri analiz edip, şirket içinde inovasyona yönelik projeler ile pek çok inovasyon türünde hızlı kazanımlar elde edebilirsiniz.
Elbette bu sizin inovasyona dayalı stratejiler ile yönetilen veya inovasyon kültürüne sahip bir şirket olmanızı hemen sağlamaz. Bu zaman alır ama iyi bir başlangıç noktası olur. Sürü ile hareket ederek ciro yaparsınız ama tatmin edici kâr elde edemezsiniz.
Başlangıç için bazı sorular
-Şirketimizde hangi süreçler, ürünler veya hizmetler iyileştirme potansiyeline sahip?
-Müşterilerimizden en sık aldığımız geri bildirimler veya şikayetler neler?
-Sektörümüzdeki rakiplerimiz hangi yenilikleri sunuyor ve biz bu konuda neredeyiz?
-Hangi teknolojiler veya trendler sektörümüzü dönüştürüyor?
-Müşterilerimizin en büyük sorunları ve ihtiyaçları neler? Biz nasıl pozisyon alalım?
-Müşteri deneyimini nasıl iyileştirebiliriz?
-Müşterilerimize değer katacak küçük ve hızlı değişiklikler neler olabilir?
-Ne yaparsak müşteri nazarında değerli ve rakiplerden farklı bir şey yapmış oluruz?
Bu sorulara kafa yormak ve cevaplar üretmek inanın kalite veya tasarrufa kafa yormaktan daha hızlı ve kolay para kazandırır. Tabi inovasyon tek defalık bir iş değil. Bunu sistematik hale getirmek lazım.