Suruç’ta bombalı terör mektubunu kim gönderdi, niye gönderdi?
Suruç’ta bize birçok gencimizi öldüren, birçoğunu yaralayan kanlı bir terör mektubu gönderildi. Şimdi bu mektubu, kim ne amaçla gönderdi, bunu çözebilmek için bir “Stratejik Araştırma” kurumunu harekete geçirmemiz gerekir... Suruç’ta naif bir eylem için Kobani ’ye gitme kararındaki gençlerin üzerine bir “bombalı intihar saldırısı” yapılması ile çok sayıda ölüm ve yaralanma ile sonuçlanan olayı tahlil etmek için birçok dostumla değerlendirmeler yapıyoruz. Bu bilgiden çok tahmine dayalı amatörce yaptığımız değerlendirmeden varabildiğim en somut sonuç, “Suruç’ta bize büyük gürültü koparan ölümlere neden olan bir mektubun gönderildiği.”
Şimdi sormamız gereken soru “Bu mektubu kim gönderdi, niye gönderdi?”
Önce bu sorunun çözümü için bir öneride bulunacağım “Bizim bu sorunu çözecek bir stratejik analiz yapacak kurumumuz olması gerekir.” Eğer şu anda bu alanda yeterli bir stratejik analiz yapacak araştırma kurumumuz varsa hemen onu devreye sokmalıyız.” Eğer bu kurum yeterli görülmüyorsa, yerli yabancı uzman destekleriyle takviye etmeliyiz.
Benim dostlarımla yaptığım sohbetler sonunda amatörce mektubun bize gönderilmesinin dört somut nedeni olabileceğini düşünüyorum:
-Bunlardan biri bize siz bölgede Suriye’de olanlara fazla müdahil olmayın diye böyle bir bombalı ölümlere yol açan uyarı mektubu gönderilmiş olabileceği.
-Bir diğeri bu ilk nedenin tam tersi olabilir. Hemen sınırınız ötesindeki bu olayların geçtiği bölgeye müdahale edin. Sizin eliniz ve gücünüz de bu işin içinde olsun. Yani batakta siz de yer alın diye mektup gönderilmiştir.
-Üçüncüsü bu çatışmalı ortamda yer almayan ülke içeresindeki Kürt nüfusu bölgedeki çatışmanın doğudan tarafı haline getirmek, onları da mobilize ederek bu zeminde görmek için gönderilmiş olabilir.
-Bir dördüncüsü hükümetinizi kurup, bölge halkını da rahatlatacak kararları bir an önce alın diye gönderilmiş olabilir. Bu AKP-CHP koalisyonunun önerilmesidir. Çünkü bu koalisyon AKP’nin Suriye ve Esad politikasının ve bölgenin diğer ülkelerine yönelik politikanın değişmesi gerekir.
Bu olasılıkları artırmak ta mümkündür...
Ama bu olasılıkları sıralamak “Suruç bombalı mektubunu kim gönderdi, niye gönderdi?” sorularına yanıt vermeyecektir. Önce mektubu kimin gönderdiği ve niye gönderdiğini ortaya koyan bir “stratejik araştırmaya” ihtiyaç vardır.
Oysa, şu anda böyle bir stratejik araştırma yerine eldeki bulanık ve belirsiz veriler ortadayken, siyasiler suçlamalarla çatışkın ortamı sürdürmektedir.
Bu stratejik araştırmanın iyi sonuç verebilmesi için, İŞİD’i ortaya çıkaran nedenleri, gelişmesini, Türkiye dâhil hangi ülkelerin bu konuda hangi tutumu takındıkları net bulgularla, gerektiğinde yapılan hatalarla ilgili özeleştiri yapılarak sergilemek gerekir.
Bu bataklıktaki çamurun ülkemiz içine sıçramaması, yeni olumsuzluklara yol açmaması için siyasilerin doğru karar almalarına imkân yaratacak birçok yönlü “stratejik araştırmaya” ihtiyaç vardır. Benim dostlarımla yaptığım sohbetler sonunda amatörce vardığım sonuçlarla ilgili çıkarımlarım bunlardır...